-Büyüyünce ne olacaksın? Çocuklukta en çok sorulan sorulardan biri. O yaşlarda sevilen kişilerle özdeşleştirilir meslek daha çok. Başlarda “Anne” diyen çocuk, okula başlayınca “Öğretmen”, doktorunu severse “Doktor”, ergenliğe doğru “Futbolcu, şarkıcı” olabilir. Sonra ise pencere biraz daha büyür ve ilk meslek lisesi olasılığı karşısına çıktığında gerçekçi anlamda düşünmeye başlar. “Meslek demek, hayatımın büyük çoğunluğunu geçireceğim işim demek. Ne istiyorum ben? Ailem ne istiyor? Hangi işte para var? Hangi işle prestij kazanırım? Hangi işle tanınırım?” Bunun gibi pek çok soru oluşur gencin kafasında. Üniversite sınavına girişte de benzer sorular devam eder ve bu kez gençten aldığımız cevap “Aslında ….. olmak istiyorum ama sınavdan aldığım puana bağlı”.
Çocuklukta başlar meslek seçimine yönelik düşünceler, çalışmalar. Aileler için çocuklarının gelecekleriyle ilgili merak edilen konulardan biridir çünkü. Kimi aileler bebeklikten itibaren çocuğun yeteneklerini izler, hangi konuda başarılı olacaklarını düşünür, testlere sokar. Yeteneklerini, zeka türünü tespit eder ve ona göre yönlendirir. Büyüyünce meslek yönelim tercihleri, ilgi envanterleri yaptırtır. Kimi aile ise hangi meslek prestijli olur diye düşünür. Kendi hayalini çocuğu üzerinde gerçekleştirmek isteyen de yok değildir. Kendinin müziğe, baleye, spora ilgisi varsa ve çocukken fırsatı olmamışsa çocuğunu kurslara gönderir, okulun yanında. Kendi istediği meslekle ilgili çocuğunu motive edecek konuşmalar yapar, hatta idoller seçer çocuğu için, dersler aldırır, kurslara gönderir. Kimi aile içinse ne kadar kazanacağı önemlidir, mesleği umursamaz, diploması olsun işini yapsın der. Çocuğunu eğitim sistemine teslim edip, öğretmenleri, çocukları ne yaparsa yapsın karışmayanlar da vardır. Çocuğunu okula göndermeyip, çalıştıranlarsa 8 yıllık mecburi eğitimde mücadele ettiğimiz aileler.
Çocuğu için her koşulu sağlayan, en uygun mesleği seçen ailelerin çocukları mutlu olur mu sizce işlerinde? İş tatmini çoğu kişi için sadece başarıyla ölçülmez. Mutlu edecek başka şartlar da gerekebilir. Çünkü çalışan bir insanın hayatının büyük bir kısmı iş ortamında geçmektedir ve işteki mutsuzluk eve de yansıyacaktır. Ne yazık ki, her zaman istediğimizle yaşadıklarımız aynı olmuyor. Dengeyi tutturmak biraz da işin formülü. Riskleri almadan da hayat geçmez ama riskler “Ya hep, ya hiç” üzerine kuruluysa sonunda mutsuzluk olabilir.
Çocuk işçiliğinden, eğitimi düşünülen hatta çoğu ailenin ilk amacı olunan bir döneme geldik. 19. yüzyılın hedefi herkese ilköğretim imkânı sağlamak idi. 20. yüzyılda herkese ortaöğretim yaptırmaya çalışıldı. 21. yüzyıl da herkese yükseköğretim yaptırma yüzyılı mı olacak sizce? Yüksek lisans, doktora, yabancı diller, sertifikalar artık işe girişte belirleyici. Hangi mesleği seçerseniz, aynı meslektekilerden bir farkınız olmalı. Bu farkınız size başarıya götüren olabilir.
Pandemiden sonra meslek seçimlerinde de değişim oldu. Yeni meslekler, daha popüler olan, olacak meslekler ortaya çıktı. İnternet’in gelişmesi eğitim alanında ortak mekân ve eş zaman kavramlarını da ortadan kaldırdı. Gittikçe büyüyen uzaktan eğitim sistemleri ile geleceğin okulları ve üniversiteleri sanal ortamlarda oluşacak gibi duruyor. Hatta pek çok meslek de artık sanal ortamlarda yapılacak. Pek çok yeni meslek türünü de getirdi bize dijital dünya. Covid-19 salgınıyla birlikte yeni meslekler ortaya çıkmış olsa da sağlık alanındaki meslekler popülerliğini koruyacak. Tıp doktorluğu, hemşirelik, fizyoterapi, rehabilitasyon, farmasötik, biyomedikal, biyoloji mühendisliği, uzaktan sağlık hizmetleri ve bu mesleklerin uzaktan yapılmasını sağlayacak sistemler bunlardan birkaçı. Yeni mesleklerse, güneş enerjisi uzmanı, rüzgar enerjisi uzmanı, bilgi güvenliği uzmanlığı, sivil veya ticari drone pilotluğu, artırılmış gerçeklik uzmanlığı, kişisel marka danışmanlığı, sentetik biyoloji mühendisliği, nanoteknoloji mühendisliği, robotik servis mühendisliği gibi. Zihin okuma, uzay teknolojileri de gelişmiş ülkelerin ar-ge konuları. Elektronik mühendisliği, yazılım mühendisliği, makine mühendisliği, bilgisayar mühendisliği popülerliğini korumaya devam eden meslekler.
Ailemizin beklentileri, çağın getirdikleri, maddi koşullar ne çok faktör var değil mi? Meslek sahibi mi olacağız, etiket sahibi mi? Siz yaptığınız işi iyi yaparsanız hepsi de olur aslında. Bu nedenle yapabileceğiniz, hatta mutlu olarak yapabileceğiniz mesleği seçmeyi özen gösterin, puanlarınız yettiğince. İşinde mutlu olanlar evlerine daha az sorun yansıtacağı için evdeki sorunlar da azalacaktır. Belki de hayatınızın en önemli kararı olacak. Mutlu olacağınız işleriniz olsun.