Sözlerime Rusya liderinin bu önemli söylemleriyle başlamak istiyorum:

“Erdoğan çok zeki bir devlet adamı. Önceden ABD ve AB’ye muhtaçtı. Kendi mermisini yapamazken, şimdi silah üretip satan hale geldi. PKK’yı oyaladı. Tank, zırhlı araç, füze, insansız hava uçakları yaptı. Herhangi bir yerin koordinatı için artık kimseye muhtaç değil.
Bu zaman zarfında Türkiye çok güçlendi. Şimdi PKK ve benzeri örgütleri istediği gibi vuruyor. Türkiye güçlenmesin diye çok uğraşıldı ama engellenmesi mümkün olmadı.”

Rus medyası bunları yazıp okurken Türk medyası bunları yazmıyor, Türk muhalefeti bunları okumuyor ve bunun üzerine düşünmüyorsa ne yapabiliriz? Geldiğimiz durum bu olur. Ülke olarak, millet olarak en güzel kazanımlarımız bile bunların gözünde değer bulmaz. En üzücü olan tarafı da bunlara gönül vermiş olan birçok insanımızın bu kazanımlardaki mutluluğu, sevinci ve o heyacanı yaşayamamasıdır. 

İslam, yeryüzünde emaneti yüklenen insanoğluna, düşünmeyi, bilgi üretmeyi, hakikatı öğrenip kendisini ve toplumu geliştirmeyi emreder. 
Bunun gereklerini yerine getiren her insan mutlu olacak ve sonsuza dek mutlu bir yaşam sürecektir. 

Bu şekilde inanmış her insan tarihin akışını değiştirebilir, değiştirecektir. 

Gerçekten yürek yangınının aşamayacağı hiçbir engel yoktur. İnsanın hedefi olup, istedikten ve arzuladıktan sonra başaramayacağı bir iş olmayacaktır. 

Hedef koymak ve hedefe gidecek yöntemleri belirlemek o işin olacağının işaretleridir. 
Hayal etmek bedava, hayal et ve işe koyul gerisi gelecektir. 
İstemek, o işi elde etmek için gayret göstermek ve çalışmak başarıyı peşinden getirecektir. 

200, 300, 400 senedir inanın biz kendimiz olamadık. Kendimize gelemedik. Tarihten silindik. İlk defa biraz kendimize gelmeye başladık. Neleri başarabildiğimiz görülmeye başladı. Ama ne kadar başarılı olduysak da maalesef millet olarak top yekün bir birliktelik oluşturup sevinçlerimizi hep birlikte paylaşamıyoruz. Öyle anlar ve zamanlar oluyor ki, kazanımlarımızdan dolayı hepimiz sevinmemiz gerekirken toplumun belli bir kesimi bu mutluluktan ve sevinçten nasibini almasına fırsat verilmiyor.

Her zaman söylemeye çalıştığımız bir şey vardır. Tarih boyunca bu milletin önüne ne zaman cesur bir lider çıktıysa bu millet onu sevmiş, bağrına basmış ve onun peşinden gitmesini her zaman bilmiştir.

Bir baba nasıl ki evladını bataklıktan kurtarmak için mücadele ediyorsa bu adam gibi adam RECEP TAYYİP ERDOĞAN’da milletini ve bütün insanlığı esaretten kurtarmak için ne büyük mücadeleler verdiği apaçık görülmektedir. 

Ülkemiz 2002’den bu yana her alanda tarihin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine, en büyük hizmetlerine Recep Tayyip Erdoğan ve müslüman Türk milleti sayesinde kavuşmuştur.

Bunun yanında savaştan, açlıktan, terörden ve her türlü olaylardan kaçan düşmüşlere, mazlumlara dünyanın en gelişmiş ülkeleri kapıları kapattığı bir dönemde, dünyanın neresinden gelirse gelsin, milyonlarca sığınmacı insana hibir ayrım yapmadan ev sahipliği yapan ülke Türkiye ve onun lideri RECEP TAYYİP ERDOĞAN olmuştur.

Onun için RECEP TAYYİP ERDOĞAN dünyada insanlığın Türkiye’de de milletin kalbinde taht kurmuştur. Ona yapılan dualar boşa gitmiyor ve yinede boşa gitmeyecektir. 
Yapılan bu dualarla neticesinde bunun karşısına kim çıkarsa çıksın, karşı tarafın adayı kim olursa olsun 2023’te de açık ara kazanan yine RECEP TAYYİP ERDOĞAN olacaktır.

Ülkemizin ve Cumhuriyet tarihimizin  en önemli yatırımlarından biri olan ve hemen hemen her kesimin merakla, heyecanla ve gururla beklediği ilk defa üretime başlamadan önce her kesim insanımızın almak için yarış ve mücadele ettiği, sıraya girmek istediği, çıkıp çıkmaz bende alacağım diye talep ettiği, gerçekten de dünyadaki otomotiv sektöründe  olmayan özellikleriyle daha şimdiden adından söz ettirmeyi başaran ve ilk defa bu milletin bir yerli arabası ve otomobili olan TOGG’un seri üretimine başlamasına ramak kala milletimizin heyacanı doruk noktasına ulaşmıştır. 

Seri üretime başlama tarihi de müslüman Türk milletine göre çok anlam ifade etmektedir. 29 ekim Cumhuriyetimizin 99. yılını kutlayacağımız güne denk gelmesiyle birlikte müslüman Türk milleti olarak çifte bayram yapmış olmanın mutluluğunu, inşallah hep birlikte yaşayacağız. 

Tabiki millet olarak üzüldüğümüz bir nokta vardır. Amacımız seri üretime başladığımız günde millet olarak hep birlikte orada olabilmekti. Ama her kesimin davet edildiği ve herkesin bu heyacanı yaşaması gerektiği vurgulansa da ve ona göre plan ve program yapılsa da, daha şimdiden buraya katılamayacaklarını beyan edenler millet olarak bu sevincimize ortak olmamışlar ve müslüman Türk milleti olarak bizleri hayal kırıklığına uğratmışlardır. 

Her ne olursa olsun bu mutluluk hepimizindir. Cumhuriyetimizin  kazanımlarıdır. Ülke olarak millet olarak hep beraber olacağımız bir günde burada olmak istemeyenler neyi bahane edeceklerini ve nasıl bir mazeret üreteceklerini çok merak ediyorum. 

Millet olarak tüm siyasi partilerimiz burada olup bu mutluluğu hep birlikte paylaşmamız gerekirken, farklı tavır alanları milletimiz asla unutmayacak ve bu durum millet nezdinde hiçbir zaman olumlu olmayacak yeri ve zamanı geldiğinde bu millet bunun hesabını sandıkta sormasını da bilecektir. 

Bazı insanlar yaşamları boyunca öyle güzel işlere imza atarlar ki, öldükten sonrada onların düşünceleri, yapmış olduğu eserleri hiçbir zaman gönüllerden silinmez. 

İnanın ülkemiz ne zaman düşmanlarımızı mağlup edecek duruma geldiyse, kendi içimizden çok basıt bir şekilde satın aldıkları insanlarımızla, ve kurulan tuzaklarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Gerçekten anlaşılıyor ki içten dost görünümlü düşmanlardan kurtulmadıkça, içteki birlik ve beraberlik oluşturulmadıkça gerçek manada kurtuluş mümkün olmuyor, olmayacaktır. Ama Allah’a şükürler olsun ki gerçekten eski devir kapanıyor, yeni bir devir açılıyor. Bu devir müslüman Türk milleti sayesinde insanlık devri olacaktır. 
ALLAHIN İZNİ ve YARDIMIYLA…

Selam ve dua ile Allah’a emanet olunuz.

26.10.2022
Ali Osman Abanoz