Özlemek üzerine ne şiirler ne şarkılar yazıldı asırlardır, yazılmaya da devam ediyor. Annenin evlat özlemi, sevdalının yol gözlemi, kardeş hasreti, dost hasbihali konu oldu yazılanlara, dilden dökülenlere…
Covid19 dönemine bakınca özlemlerimiz arttı.
Peki nasıl ifade ediyoruz özlemlerimizi?
Bir yılı aşkın süredir ettiğimiz mücadele sadece hastalık mücadelesi olarak kalmadı, ekonomik sorunlar, eğitim sorunları, toplumsal sorunlar da eklendi üstüne. Bilim kurgu filmi yaşar gibiyiz zaman zaman, gündemimiz bir ileri bir geri gider gibi değişiyor. Aşıyla ümitlendik, artan vaka sayıları, kayıplarla ümidimiz kırıldı. Paylaşımlarımız güncel gelişmeler, araştırmalar, şikayetler, test sonuçları, hasta, vefat haberleri genelde. Birbirlerine ümit vermeye, dertlerini paylaşmaya çalışanlar da epeyce var. Bazen durum tersine de dönüyor, karamsarlık bulaştırıyoruz birbirimize. Mutluluk da bulaşıcı, karamsarlık da. Dostların değeri biliniyor belki de böylece. Diyeceksiniz dostlarla görüşemiyoruz ki aylardır. Sesli, görüntülü görüşmeler yapabiliyoruz ancak. Telefondaki, bilgisayardaki elektronik seslere alışmaya başladık. Gençler o seslerin içinde büyüyordu, bebekler daha çok duyar oldular. En rahat gençler diye düşünülüyor, gençlik enerjilerini unuttuğumuzda. Hep istedikleri buydu, öyle de oldu. Onların da enerjilerini atmaya, sosyalleşmeye ihtiyaçları var. Bir kısmı sosyalleşebilmeyi yürekten istiyor.
Görmek isteyip göremediklerinizi düşünün. Görüşemediğimiz için şikayet ediyoruz çoğumuz. Şikayet etmenin yanında özleminizi kelimelere dökmeyi düşündünüz mü hiç? Şikayetten, kaygıdan uzaklaşıp duygularınızı da paylaşmak belki size de dostlarınıza iyi gelecek. Önümüzde bayram var. Belki bayram fırsat olur. Belki de daha fazlasını ortaya çıkarırsınız. Pandemiden sonra kayıplarımızı konuşacağımız gibi kazançlarımızı da konuşacağız ve değişime ayak uydurup üretken olabilenler bu dönemi daha sağlıklı atlatacaklardır. Konsere, tiyatroya, sinemaya gidemediğimiz bu günlerin ardından, özlediğimiz salonlarda alkışlarımız da bol olacaktır.
Kitap kokusunu, kitap sayfalarına dokunmayı seven ben sanal kitapları okumaya da alıştım, çağa adım uyduruyoruz. Sosyal medya platformlarını kullanmayı da geliştirdik her yaştan. Sadece başkalarının yazdıklarını mı paylaşıyorsunuz yoksa? Benim yazdıklarım okunmaz deyip kendinize karşı ön yargılı olmayın. Belki yeteneklerinizin farkındasınız, belki değilsiniz, deneyin yeni sayfalar açabilirsiniz hayatınıza ve o sayfayı da özlemlerinizle güzelleştirebilirsiniz. Hem yazmanın iyileştirici etkisi de var unutmayalım….
İnsan insanı özler, özlediğini de söyler…