YALAN VE CHP… Ne de çok yakıştı birbirine…
KIYMETLİ DOSTLAR;
Birkaç zamandır hem mesleki, hem de eğitim için yapmış olduğum araştırmalarım esnasında karşılaştığım belgeler, bilgiler hafızamı tazeleyince, bende bunları yazma hissi uyandıran bu konu hakkında, kısa bir yazı kaleme alıp sizlerle paylaşmak istedim…
Gelişmiş ve gelişmekte olan demokratik ülkelerin tamamında muhalefet partileri mevcut olan iktidar hükümetlerini, ülke menfaatlerine uygun şekilde çalışmak ve halkına faydalı olmalarını sağlayıcı takip ve kontrol sistemi ile denetleyici ve muhalefetçi tavrını ortaya koyarken, malesef bizim ülkemizde mecvut hükümeti başarısız kıldırmaya, yönetimden düşürmeye, yok etmeye yönelik faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Bu durumu da muhalefet başarısı olarak gören, alkış tutmaya başlayan bozuk bir zihniyet türemeye başlamıştır son yıllarda !
Özellikle son 20 yılı aşkın süredir girdiği her seçimi kaybeden muhalefet, siyasi tavrını farklı yönlere kaydırarak, terör örgütleri ve yandaşlarıyla birlikte hareket ederek, algı operasyonlarıyla halkı kışkırtarak, gerçekle ilişkisi olmayan suçlamalarla, hükümete karşı ana görevi olan muhalefet etmek yerine düşmanca yaklaşım sergilemektedir. (diğer muhalefet partilerinin de hakkını yemeyelim düşmanlık konusunda maalesef Chp ile yarış içindeler! ) bu tutum ve yaklaşımlar ülkemizin faydasına değildir! Olamaz da!
Profesyonel iş hayatımda tanımak zorunda kaldığım Chp’li siyasilerin nasıl insanlar olduklarını ben yakinen çok iyi biliyorum, bilmeyenler için ise şöyle hafızalarımızı biraz tazeleyip, biraz geçmişe gitmek istiyorum;
Yüce Türk Milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının vatanı düşman işgalinden kurtarma zaferinden sonra kurulan cumhuriyette, bu kirlenmiş zihniyete (itilaf devletleri) uşaklık edenlerin kurtuluş mücadelesi esnasında da ve zafer sonrası yeni Türkiye, Atatürk dönemi ve vefatı sonrasında yapılan hainlikler dahil, günümüze kadar uşak kalıntılarının devam ettirdiği, vatana ve bu asil millete hainlik yapmak açlığı maalesef devam etmektedir! ( bu benim suçlamam ve itham etmem değildir, tarihte geçen herkeze açık olan kitaplarda, belgelerle ispatlanmış bilgilerdir, ulaşmak isteyen herkez kolaylıkla ulaşabilir, günümüzdekiler ise mahkemelerce suçluluğu ispatlanmış olanlardır. )
Not :
(Genelleme yapmıyorum! Aralarında bazı şerefli, bu ülke için canını verecek, onurlu insanların olduğu inancını da taşıyor ve bunu özellikle vurgulamak, belirtmekte istiyorum!...)
Ama biz yine bu kirli zihniyete ( itilaf devletleri ) uşaklık eden, bu millete, bu cennet vatana, hainlik yapmak açlığı taşıyan zihniyete gelelim.
Çok partili dönem öncesi yaşananlar… (1923-1946) (LÜTFEN ARAŞTIRIN)
Türkiyenin demokrasileşme süreci ve sonrası yaşananlar… LÜTFEN ARAŞTIRIN (1946-1990) açık oy gizli tasnif olayları, vergi zulmü olayı, karneler olayı, ekonomik sorunlara yol açmaları, siyasi sorunlar, toplumsal sorunlar, dini zulm ( EZANI TÜRKÇELEŞTİRİP, KURAN-I YASAKLADILAR !!! ) VE KATLİAMLAR…
Yakın dönemimiz ;
28 şubat kararları, ekonomik krizler, başta fetö olmak üzere terör örgütlerine ve teröre destek vermek, belediye hortumlamak ( sarıyer, ataşehir, beşiktaş, şişli, avcılar, çankaya, alaçatı, güzelbahçe, izmir, eskişehir, edirne, şimdilerde istanbul ve chp li diğer belediyeler …) kaset kumpasları, taciz-tecavüz-pedofili vakaları, iftira kampanyaları ve ülkenin ilerleyişini durdurmaya yönelik yüzlerce faaliyet…
Ve yalanları, yalanları, yalanları….
Geçmişten, güncele kadar, istikrarlı bir yalan geleneği artarak maalesef devam ettirilmektedir.
Kıymetli dostlar sizlerden istirham ederim, araştırıp, okuyun lütfen... Tarihi gerçeklere ulaşmak çok kolaydır.
Son olarak belirtmek istediğim şudur ki; muhalefet etmek yalanla, iftirayla, birilerinin talimatlarını, emirlerini dile getirerek olmamalıdır.
Saygı içerisinde Sn.Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri, elbette eleştirilebilinir, gayet tabii eleştirilmelilerdir de! Buna hiçbir mani yoktur, itiraz da yoktur, lakin iftirayla, yalanla, suçlayarak, asılsız konularla, ülkeyi zora sokacak hainliklerle ve düşmanca yapılarakta değil tabi ki ! Buna müsaade etmedik, etmeyeceğiz de…
Yüzyıllardır içerde ve dışarda bu kokuşmuş zihniyete uşaklık edenlerle mücadele eden bu yüce millet, kirli oyunlar sirsilesinden birini 15 temmuz destanı yazarak bertaraf etmiştir… Şimdilerde ise dışardan başlatılan, içerdeki uşaklarından destek alan; EKONOMİK saldırılarına, müdahalelere, oyunlara, planlarına karşı kurtuluş savaşı ruhuyla mücadele edilmelidir...!
Bu ülke hepimizin, bizler ülkemize, devletimize, vatanımıza sahip çıkmak, korumak kollamak zorundayız, gerekirse bu uğurda canımızı vermeye hazırız ve bunu hep birlikte, kenetlenerek, el ele, omuz omuza, sırt sırta vererek yapabilmeliyiz…
Doğruluk, dürüstlük, ahlak, rehberimizin bizden beklentisi ve isteğidir.
(Hz. Muhammed s.a.v. )
KIYMETLİ DOSTLAR;
Yaşamış olduğumuz tüm bu zor süreçleri, en kısa zamanda hep birlikte atlatmayı temenni eder, sizleri sevgi saygı, hoşgürü, muhabbetle, allaha emanet eder, selamlarımı sunarım…
Kalın sağlıcakla…