Kıymetli dostlar,
Türkiye’ye 2020 yılında damgasını vuran olaylara kronolojik olarak hep birlikte gelin bir bakış atalım. Aklımızdakilerle, bizleri etkileyen bir yıllık oluşturmaya çalışalım.
Sanırım 2020 yılının bitmesiyle herkes için umut dolu yeni bir yıl iyi gelecek! Hatırlatacak olursam yılın başlarından itibaren;
Öncelikle rutin düzenimizi altüst eden, bütün dünyayı etkileyen, bizi kaygıya sürükleyen diğer yandan sakinleşmek ve düşünmek için fırsat yaratan, yeni hobiler edinmemizi ve birçok konu hakkında farkına varmamızı sağlayan COVID-19 hastalığı ile mücadelemiz sürüyor. İlk olarak 2019 yılında Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde keşfedilmiş hastalık, keşfinden bu yana dünya çapında yayılarak COVID-19 pandemisine yol açtı. 10 Ocak’ta COVID-19 hastalığı ile mücadele için Türkiye Sağlık Bakanlığı bünyesinde Koronavirüs Bilim Kurulu oluşturuldu. 11 Mart Sağlık Bakanlığı, Türkiye'de ilk kez Koronavirüs vakasına rastlanıldığını açıkladı. Sonrasında yaşanan gelişmeler, vaka artışları ve buna bağlı vefat sayılarının artış göstermesiyle Sn. Cumhubaşkanımızın önderliğinde Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen sağlık ordumuzun üstün gayretli çalışmaları ve alınan önlemler ile birlikte virüsün kontrol altına alınması çalışmaları hızla olumlu sonuçlar vererek panik ortamı kırılmış, tedbirlerin kapsamı genişletilerek virüsün yayılmaması çalışmalarına hız kesmeden ve mesai kavramı gözetilmeden devam edilmiştir.
Kişi ayırt etmeksizin yurtdışında bulunan veya mahsur kalan vatandaşlarımıza Sn. Cumhurbaşkanımız sahip çıkarak, özel uçaklar ile ülkemize getirtip Türk hekimlerine emanet ederek tedavilerinin başlatılması, ( dünya genelinde bunu yapabilecek sayılı ülkelerin başında geliyor olmak gurur verici) , gerek aşı çalışmaları ve virüsü yenebilmek için yapılan tüm çalışmaların, alınan önlemlerin ivedilikle başlatılması ve takip süreci, gerek ekonomik ve sosyal anlamda vatandaşlarımıza ve işverenlerimize yapılan destekler ile yürütülmesi gerekli olan faaliyetlerin devamlılığını sağlamak konusunda ki çalışmaların tamamı, güçlü ülke olmanın göstergesi ve her durumda ayakta kalabilmenin üstün mücadelesi ve başarısıdır. Tüm yapılan haksız eleştirilere rağmen sürecin çok iyi ve profesyonel yaklaşımla yürütüldüğü ve dünya geneline göre daha iyi durumda olduğumuzun ve daha da iyiye gideceğimizin kanaatindeyim.
Yaşadığımız doğal afetler ise;
Van’ da gerçekleşen 4 şubat tarihindeki çığ faciası ile 42 vatandaşımız vefat etmesi hepimizi derinden üzmüştür, Giresun ve yedi ilçesinde sel ve heyelan felaketi meydana geldi 6 vatandaşımız hayatını kaybetti. Çanakkale de ve Hatay da yaşanan orman yangınlarında 1000 hektar arazimizin kullanılamaz hale gelmesi aynı şekilde üzüntü yaratmıştır.
Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini bir kez daha bizlere hatırlatan 11 ocakta yaşanan 4.9 şiddetinde İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen deprem, 24 ocakta Elazığ’da 6,8 şiddetinde yaşanan deprem, 23 şubat tarihinde 5,8 şiddetinde iran da meydana gelen deprem ile Van ilimizde etkili şekilde hissedilen ve 10 vatandaşımızın vefatı, 50 den fazla vatandaşımızın yaralanmasıyla sonuçlanan İran-Türkiye depremi, 14 haziran tarihinde yaşanan 5.7 şiddetinde ki Bingöl depremi, 24 eylül de meydana 4,7 şiddetinde ki Tekirdağ depremi, 30 ekim tarihinde gerçekleşen Seferihisar açıklarında 6,9 şiddetinde ki deprem ve etkisiyle meydana gelen tsunami ile İzmir de yaşanan afette 117 vatandaşımızın hayatını kaybettiği 1000’den fazla vatandaşın yaralandığı hepimizi derin üzüntüye sokan aynı zamanda enkaz altından sağ kurtarılan çocuklarımızla umut ve sevinç yaşadığımız izmir depremi.
Yaşanan afetlerden sonra başta sn. cumhurbaşkanımız olmak üzere içişleri bakanlığı ve ilgili tüm yetkililerin konuya hemen dahil olarak gerekli tüm işlemleri başlatmış, sürecin takibi ve müdahale açısından üstün başarı göstererek vatandaşlarımıza her konuda verilmesi gereken tüm destekler verilmiştir.
Siyasi gelişmeler;
27 Şubat tarihinde İdlib’te Suriye hükümeti tarafından türk askerlerini hedef alan alçakça bir saldırı ile 34 Mehmetçiğimiz şehit edilmiştir. Saldırının ardından Bahar Kalkanı Harekatı başlatılarak Suriye askeri birlikleri meşru hedef gösterilmiş ve Mehmetçiğimizin kanı yerde bırakılmamıştır.
Alçakça saldırılar karşında sessiz kalan ve ülkemizi haksız gören Avrupa devletleri saçmalarken ülkemiz sınır kapıları açacağını duyurmuş, Suriyeli, Iraklı ve Afgan mülteciler başta olmak üzere Türkiye'deki göçmenler, Yunanistan ve Bulgaristan'a geçmek için sınır kapılarına ve kıyılardaki kaçak geçiş yollarına gece saatlerinden itibaren göç etmeye başladı.
23 Nisan tarihinde TBMM 100 yılı kutlandı.
Sınır güvenliğimiz kapsamında 17 Haziran tarihinde kuzey ırak a pençe-kaplan operasyonu başlatılmış, Mehmetçiğimiz bir destan daha yazmıştır.
24 Temmuzda, Ayasofya, 86 yıl sonra ilk kez kılınan cuma namazıyla birlikte resmen ibadete açıldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuran-ı Kerim okuduğu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kılıçla minbere çıkarak cuma hutbesi verdiği açılışa, vatandaşlar özlem duygularıyla yoğun ilgi gösterdi.
21 Ağustos ve 17 Ekim tarihlerinde Sn. Cumhurbaşkanı , Karadeniz'de yapılan sondaj faaliyetleri sonucunda 320 milyar ve 85 milyar metreküp doğal gaz keşfedildiğini açıkladı.
21 Ağustos tarihinde, Kariye veya eskiden Azize Kurtarıcı Hora Kilisesi, eski Orta Çağ Rum Ortodoks kilisesi ve müze idaresinin Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek camii olarak ibadete açılması kararı imzalandı ve karar resmî gazetede yayımlandı.
27 Eylül tarihinde Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dağlık Karabağ çatışmaları ile ilgili açıklamasında Türkiye'nin Azerbaycan'a destek verdiğini açıkladı.
Yaşanan tüm bu gelişmeler ile mücadeleci bir ruh ve hizmet aşkıyla koşan bir iktidar yapısı şahsen bana güven vermiştir. Ülke millet devlet olarak kol kola girip birlikte başarabileceğimiz çok şeylerin bizleri beklediğini biliyor, birliğimizin daim olmasını diliyorum…
Umutların en sevdiği günler yarınlardır, yarınlarımız sağlık ve başarılarla geçmesi ümidiyle sizlere hayırlı yeni bir yıl diler, selam ederim.