Büyük ve Güçlü Türkiye yolunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin gerçeklerini, kapasitesini, yapmak istediklerini ve niyetini, hedeflerini iyi anlamamız gerekiyor. Hem iç siyaset hem de dış siyasette yaşanan gelişmeler, bir bütün olmamızı ve birlikte kenetlenerek hareket etmemizi gerektirmektedir! Yarınlarımız için bu bir zorunluluktur…
Türkiye dış politikada ki dinamizmi ile küresel ve bölgesel denklemlerde etkinliği giderek yükselten güçlü devletler kategorisine kendisini katmıştır.
Türkiye’nin küresel sistemde etkin rol oynamaya başlaması, ‘güçlü milli devlet’ algısı kimi çevreleri rahatsız etmeye başlamıştır. Bu rahatsızlığı reel analiz ile ele alıp uluslararası siyasi diliyle, diplomaside ki tutumu ve tavrı ile dik duruşu ile yerel, ulusal ve uluslararası siyasette tecrübeli ve güçlü liderimizin risk yönetiminde ki üstün kabiliyeti ile bertaraf ettik, ediyoruz, edeceğiz…
Yerli ve milli duruş kavramları ile kendini gösteren sn. Erdoğan’ın; Türkiye algısı içe kapanık, reaktif bir bir milli devlet tanımlaması değildir. Aksine güvenlik tehditlerini sınırlar ötesinde karşılayan mücadele ve müdahale eden, milli çıkarlarını gözeten ve koruyan, küresel meselelere şekil vermeye çalışan ve birçoğunu da şekillendiren, proaktif bir milli devlet tanımlamasıdır. Sayın Erdoğan’ın siyasetini en iyi açıklayan tanımlama GÜÇLÜ TÜRKİYE kararlılığı ile cumhuriyetin temel nitelikleriyle birlikte Türkiye‘nin etkisini, gücünü ve kapasitesini arttırmak büyütmek ve kalıcı kılmaktır!
İttifakta olan ülkelerin değişmeye başlaması ile ABD’nin küresel rolünün yeniden tanımlandığı, küresel de söz sahibi olmak isteyen ve pastadan pay almaya çalışan diğer ülkelerin; Irak, Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve sınırlarımızın tamamında etki kurmaya çalışması ve rekabet içinde olmaları yaşanırken, Türkiye‘nin içe kapanması ve önlem almaması, masaya yumruğunu vurmaması da beklenemezdi herhalde!
Türkiye’nin tavrı ve kararlılığı, kimi zihniyetlerin uygulamaya çalıştığı planları bozsa da yeni yeni planlar geliştirilerek masada ve sahada saf dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Milli egemenliğimizi tehdit eden bu husus için kati önlemler ve uygulanacak kararlar gerekmektedir.
Bahse konu olan durum ülkemizin bekasıdır! Beka tartışmaları da sıradan bir bölünme korkusu değildir. Öncelikle İçerde birbirine kenetlenmiş ve liderine sahip çıkan bir millet, dışarda ise başta bağımsızlık mücadelemiz ve sınır güvenliğimiz, dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracak milli ve yerli üretimlerimiz, ekonomik refahımız ve özgürlüğümüz, masada da stratejimiz, kararlı ve istekli tavrımız ile gücünü milletinden alan liderin ve bu yüce güçlü milletin, karşısında durabilecek bir zihniyet her zaman ezilmeye mahkûm olacaktır!
Ülkemizi, liderimizi ve yüce milletimizi yıkmak, parçalamak ve bölmek isteyen; (ülkeler, şahıslar), içerde ve dışarda bunlar adına çalışan (vatan hainleri!) uşakları, piyonları ve kuklaları ile darbe girişimleri, algı çalışmaları, bölücülük faaliyetleri, iç ve dış karışıklıklarla kaos ortamı yaratıp düzeni bozma adına yapılan bütün hainliklere, güçlü millet ve güçlü lider can siper olarak gereğini yapmıştır, her zaman da yapmaya devam edecektir! Denemek isteyene buyurun hodri meydan !...
AK Partinin iktidara geldiği tarih itibariyle maalesef ve maalesef ki ana muhalefet başta olmak üzere muhalefet olanlar, ekonomik baskılar, siyasi baskılar , terör ve bölücülük faaliyetleri, iç ve dış siyasete müdahale edilmek istenmesi, darbe rüyası gören ahmak zihniyetlerin milletimizin seçtiği lideri bile yönetmek istenmesi ve birçok olumsuz gelişmeleri bilmemiz, görmemiz, anlamamız ve anlatmamız gerekmektedir… Bazı kesimlerin memnuniyetsiz tavrı gayet tabi olabilir, olacaktır da, bazıları ülkenin liderini sevmek zorunda da değildir, fakat ülkesini sevmek zorundadır, elbette ki saygı içerisinde iktidar ve lider eleştirileşebilir, ama birlik ve beraberliğimizi tehdit söz konusu olunca, ülkenin refahı ve düzeni söz konusu olunca, istikrar ve büyüme, ülke menfaatleri, düzen ve huzur ortamı, demokrasi, yarınlarımız ve en önemlisi vatan söz konusu olunca bir bütün olunmak zorunluluğu vardır, kol kola girilip ülkemizin geleceği için birlikte tek parça olunması gerekmektedir. Güçlü bir Türkiye için bu bir mecburiyettir!...
Güçlü bir millet; güçlü bir devlet ile güçlü devlet; güçlü bir ikditar ile güçlü iktidar; güçlü bir lider ile, ülkesini yüceltir ve küreselde söz sahibi yapar…
Gücümüze güç kattığı için liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı ve teşekkürlerimizi bir kez daha sunar,
Siz kıymetli dostlara sevgi ve saygınlarımla, sağlıklı günler dilerim…