Bilinci kapalı, tüketim toplumuyuz artık. Bu zihniyete sahip olan topluluklar her zaman duygularıyla hareket eder ve gerçeği görmek istemezler. Kendi sorumluluğunu yerine getirmektense başkasına çakmayı alışkanlık haline getirirler.
Bu zihniyet bin hükümet değiştirir, bin lider çıkarır fakat sonuç yine değişmez. Çünkü yönetim toplumun ortalamasıdır.
Biz insanı, doğayı, ahlakı o kadar çok tüketmekle meşgulüz ki tüm bunların elbette bir cevabı olacaktı bize. Ve bu bize verilen cevabın bir başlangıcıydı sadece.
Her şey zıddı ile bilinir, bugün tüketerek bu sonucu yaşıyorsak ancak ve ancak üreterek bugünkü durumun zıddını yaşarız,
yani toplumsal refaha o zaman kavuşabiliriz.
Üretim sadece bir şeyler icat etmek değildir, toplumun bilincini açan topluma farkındalık yaratan her şey üretimdir.
Aile ve akrabalık ilişkilerini korumak üretimdir.
İş ahlakına uygun ticaret yapmak üretimdir.
Saygı ve sevgi içeren toplumsal iletişim üretimdir.
Üretim, üretilecek bir şeyin zeminini şeffaf ve güvenilir kılmaktır.
Bu zemini hazırlamadıkça toplumun üretime geçme olanağı imkansızdır.