Dünyayı yöneten süper güçler öyle bir düzen kurmuşlar ki bu düzene karşı çıkanlar olursa o devlet üzerine akla hayale gelmeyen baskılar uygulayarak, kendi çıkarları için yapmadıkları kötü muamele hukuk tanımaz her türlü olayları yapmaktan çekinmiyorlar.
Bu konuları düşünürken her zaman aklıma Türkiye aşığı dost bilge lider Aliya İzzetbegoviçin Türk evladına seslenişteki sözleri geliyor.
Aşağıdaki söylemiş olduğu sözlerle sömürgecileri, Batı’yı, Avrupa’yı, küresel güçleri, nede güzel tarif ediyor.
Unutma Türk’ün EVLADI!
Sömürgeciler, küresel güçler bütün ilkeleri kendi menfaatleri için koyuyorlar. Onların demokrasi dedikleri hürriyet dedikleri aidiyet dedikleri barış ve hoşgörü dedikleri ilkeler Saraybosna’da, Srebrenitsada, Mostar’da toprağın altında gömüldü.
Hemde çok acı hatıralarla.
Biz kendi çocuklarımıza en azından tebessüm edebilsinler diye yaşadıklarımızı yeni nesillere anlatmıyoruz, anlatmayacağız.
Ama sen bizim yaşadıklarımızı sakın unutma!
Onlar askerleriyle basın ve medyasıyla kurumlarıyla çok güçlüdürler.
Onların güçlü olmalarından değil iki yüzlü olmalarından kork.
Biz senin kardeşin olduğumuz için öldürüldük, tecavüze uğradık, boğazlandık.
Senin hafızana sahip olduğumuz için toplu mezarlara gömüldük yok edildik.
Bütün dünyada müslüman kanı akıtmaktan zevk alıyorlar. Dünyanın efendileri onlardır. Düzeni onlar kuracak herkes onların kurduğu düzende hareket edecek. Bütün bu sistem üzerine çalışmaları yaparak buralara kadar gelebildiler.
Dünyanın sahipleri bizleriz diyorlar. Yeryüzü Muhammed’e iman edenlerin kanıyla sulanmalı çiçekler müslüman kanıyla sulanıp tomurcuklanmalı.
Adamlar böyle bir yanlış inanıştan dolayı dünyanın başına bela olmuşlar.
Onların kurmuş oldukları bu sisteme göre izledikleri yol her zaman şöyle olmuştur.
KKTC Balkan ülkeleri Türkiye cumhuriyetleri ve islam ülkelerinde hep İsrail, ABD, İngiliz, Rus yanlısı adamlar yetiştirilmiş ve hep sömürmeye böyle başlamışlardır.
Bunlar işgal ettiği ülkelerin başına bizzat o ülkenin insanlarından kahyalar atarki, halk köleliğin farkına varmasın.
Bugün Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’deki devletleri yönetenler bunların adamları ve kuklalarıdır. Ama oralardaki halklar bunlar gibi düşünmüyor.
Hep demokrasiden bahsederler, bugün Mısır’da kardeşlerimiz mürsiyi seçmişti hemde yüzde 52 oyla ne oldu halkın seçtiği iktidarı darbeyle aşağı aldılar milletin seçtiği adamı hapishanede şehit ettiler.
Libyada Kaddafi’ye devirerek demokrası getireceklerdi. Libya kan ağlıyor.
İrak’ın durumu ortada, saddam diktatördur dediler ondan sonra millete yapmadıklarını bırakmadılar. Millet şimdi Saddamı arıyor ama iş işten geçmiş durumda.
Kapı komşumuz Suriye’nin durumu da ortada ülkeyi perişan ettiler nice çocuklar annesiz, anneler kocasız, babalar evlatsız, evlatlar babasız birçok insan sakat bırakılmış, evinden yurdundan kovulmuş çoğu kadının kızların ırzlarına geçilmiş, her türlü rezilliği yapmışlar bu demokrası süvarileri. Bunlar dünyaya demokrası getirecekte insanlar rahat edecek böyle bir şey olabilir mi?
Sırtlanlar çakallar gurubu bunlar.
İşte bunların demokrasisi bu batsın sizin demokrasiniz. Siz kim demokrasi kim, utanmaz arlanmaz sahtekarlar sizi,dünyanın başına bela olan ikiyüzlü herifler.
Onların üzerinde bu oyunların bir benzerini, bizlerin üzerinde aynı şekilde denemişler ve bunda kısmen de olsa başarıya ulaşmışlardır.
Ama Türkiye Erdoğan’la birlikte bu yukarıdaki saymış olduğum devletlerin bizim ülkemiz üzerindeki emellerini görmüş,milletten aldığı destekle özellikle İngiliz ABD hegomonyasından ülkemizi hızlı bir şekilde çıkartmak için elinden gelen çabayı göstermiştir.
Bunu yaparken de bir taraftan ülkemizi güçlü, modern bir devlet ve süper güç veya dev haline getirmek için de çok uğraş göstermektedir.
Şu anda geldiğimiz noktada hiçbir ülke Türkiye ile yanı bizimle savaşı göze alamıyor. Ara sıra piyasada bulunan ufak tefek devletleri bizim üzerimize sürüyorlar ve bizim direncimizi gücümüzü test etmeye çalışıyorlar.
Bu devletleri bizim üzerimize salanları bizler çok iyi biliyoruz.
Şu anda bizim geldiğimiz bu durumda ve bu noktada Amerika, İsrail, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa ve daha niceleri Türkiye’mizin bu güçlü duruşu karşısında ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.
Hele hele ABD ve Avrupa’nın merkez ülkeleri bir zaman ülkemize ayar veren ülkeler bu durum karşısında deliye dönüyorlar.
Dünyayı yöneten bu küresel güçler bu düzeni tek yönlü olarak şekillendiriyorlardı. Her konuda istedikleri gibi ayar çeken bu devletler, şimdi ülkemizin bu çıkışı ve bu zorlayıcılığını büyük bir şaşkınlıkla hazmetmeye çalışıyorlar.
Bu zulüm düzenine baş kaldırmak herkesin harçı değildir. Bunu Türk milletinden başkası yapamaz bunu çok iyi biliyorlar. Onun için bütün oyunlar bizi üzerimizde oynanmaktadır.
Küresel güçler bu yapılar Türkiye’nin bu çıkışı karşısında çok rahatsız olduklarını her zaman söylüyorlar.
Bizim böyle güçlü bir şekilde yükselmemizi hiç beklemiyorlardı.
Ülkemiz şu anda dünyanın devleriyle kafa kafaya tokuşuyor. Onları tartıyoruz. Onları çok ama çok zorluyoruz. Dünyada kendi varlığımız için hareket alanları oluşturuyoruz. Bunu yaparken bu güçlerin etkisini de azaltıyor ve belli yerlerde bunları kenara çekip bizler oralara yerleşiyoruz.
Çünkü biz devleşiyor süper güç olma yolunda hızlı bir şekilde ilerliyoruz.
Bizim bu duruşun ve çıkışın altında çok eskilerden kalma akıl dolu ince hesaplanmış derin birikimler içeren çok güçlü iddialarla donanmış bir Türk aklı vardır.
Bu böyle biline, bunun önünde hiçbir gücün durması mümkün değildir. Önümüze çıkanı ezip geçecek yolumuza hızlı bir şekilde devam edeceğiz.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun inşallah.