‘’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz.Bilakis onlar diridirler.Fakat siz anlayamazsınız’’Bakara 154.
Eskiden şehitlerimizden bahsedilince herkesin tüyleri diken diken olur,bir çoğununda gözleri yaşla dolardı.Şehitliğin ne kadar kutsal bir makam olduğu anlatılır,Allah’tan istenecek en güzel ölümlerden olduğu vurgulanırdı.
Tarihimizde şehitlerin sayısı o kadar çok ki,hangi olaydan bahsetseniz mutlaka şehitlerimizden söz etmez durumunda kalırsınız.Yüce Peygamberimizden itibaren,Dört Halife,Emevi,Abbasilerle devam eden şehitler silsilesi var.Türklerin İslamı kabulüyle birlikte şehitlerin sayısı hem arttı , hem de farklı bölgelerde şehitleri görmeye başladık.
Özellikle Karahanlılar,Selçuklular ve Osmanlılar döneminde şehitlerimizin sayısında bir hayli artış gözükmektedir.Bunun nedeni,Türklerin yaşadıkları bölgelerde İslam düşmanları oldukça fazla olmasıdır.Hatta Türkler bir zaman sonra tek başlarına İslamın kalesi olmuş,İslam düşmanlarına karşı,Haçlı Seferleri örneğinde olduğu gibi,tek başına göğsünü siper etmişti.Osmanlı’nın son yıllarında kaybedilen savaşlarla birlikte şehitlerin sayısı o kadar çok arttı ki,Balkanlar ve Kafkasya da neredeyse her evden şehitlerin olduğunu görmeye başladık.Balkan Savaşları,Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yakın tarih olduğundan o günleri yaşayanların anlattıklarıyla büyüyen bir nesil hala hayattadır.
Bugün belli bir yaşın üstünde olanlar,hafızalarında şehitlik,gazilik,kahramanlık öykülerinin kazındığını çok iyi bilmektedir.Günümüz nesli maalesef bunlarla büyümemektedir.Hatta şehitlik kavramının suyunun çıkarıldığı,üç Mehmetçik,beş Mehmetçik,on beş Mehmetçik şehit oldu diye açıklamalar duyduğunda üzüntü,öfke duyularını neredeyse yitiren bir nesil yetişmeye başladı.Elbette yeni yetişen nesle sen ne biçim insansın,niçin heyecanlanmıyorsun demeye hiç mi hiç hakkımız yoktur.Çünkü,yetişmekte olan insanların önüne ne koyarsanız onu alır genellikle.Şimdiki neslin önüne de heyecan duyacağı,daha çok etkileneceği farklı , gayri milli unsurlar konulmuştur.Bu nasıl yapılmaktadır söyleyelim.
Yaşanan onca acıya rağmen,verilen binlerce şehide rağmen bir millet topyekün suskun kalıyorsa bu suskunluğu sağlamayı başarabilenlerin yöntemlerine bakmamız yeterlidir.Özellikle kitle iletişim araçları,siyasiler ve sivil toplum kuruluşlarının refleks,reaksiyon,tepki ve tavır göstermesi gerekirken,yaşanan gelişmelere karşı,cılız açıklamalar yapılmaktadır.Hele kitle iletişim araçları ise bu konuda sınıfta kalmıştır.Yapılan yayınlarda(gazete,televizyon,dergi,internet vs),Türk milletinin sadece gazı alınmaktadır.Kahrolsun,lanet olsun,alçaklar,kanları yerde kalmayacak,hesabını soracağız,Türk devleti büyük devlettir,üç beş çapulcuya pabuç bırakmayız,bıçak kemiğe dayandı vs gibi beylik laflarla milletimizi suskunluğa gömmektedirler. Gençlerimiz ise oyun ve eğlencelerle uyutulmaktadır.
Milletimiz yaşanan gelişmelere karşı dirençli olmalı. Gelen şehit haberleri karşısında sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmamalı,elindeki manevi güçleri harekete geçirmelidir.Bu milletin hafızasında var olan değerleri unutturmaya çalışanlara karşı,tam tersine o değerleri yaşatmaya çalışmalıdır.Şehitlerin olmasında ve milletin suskun kalmasında siyasilerin vebali çok fazladır.
Nereye kadar uyutulacak bu millet? Hala her gün şehit haberleri almaktan bıkan milletimiz bir gün öfkesini içinden çıkarıp ‘’artık yeter’’diyeceği günlerin gelmesini istemiyorlarsa,bu illeti bir an evvel bitirmeliler.Yoksa günlük işlerle meşgul ettirilip,hayatın koşuşturmasının içerisine sokulan bir iki satır
geçen haberlerin karşısında milletimiz öfke seline kapılıp vebali olan herkesi bu selin içinde boğacaktır.
Allah,memleketimize huzur ve mutluluk versin. Bütün şehitlerimize Allah rahmet etsin.