İnsanı bir noktada durdurup, kendisine gelmesini sağlayan uyarıcı bir ay olan Ramazan ayını geride bıraktık…
Maalesef bu yılki “Kur’an Ayında” da kavram kargaşası benim görebildiğim kadar bu yıl da had safhadaydı!
Bir yıl boyunca sağda solda mevzilenen “hurafe ehli!” her yıl olduğu gibi bu yıl da ekranların birçoğunu parsellediler!
Bu durum her yıl tekrarlanıyor ve gerçekten çok şaşırtıcı geliyor bana!
Hoca titrine sahip bazı insanlar hem kendilerini hem de insanımızı yanıltmak için ne mümkünse yazıp çizip konuşabiliyor bu ay da!
Ekranları bir ay boyunca parselleyen bu insanlar; kavramların hakikatine ulaşma yerine hakikatleri türlü menkıbe ve hikâyelerle eğip bükerek gerçeklerden uzaklaştıkça uzaklaşıyorlar!
Yazım biterken bu iddiama kısa bir cevap vereceğim. Ama buradan bir hakkı teslim etmek için isimlerini zikredeceğim değerli İlahiyat profesörlerimize şükran duygularımı ifade etmek istiyorum.
Onlar, benim bugün ki İslam İnancını doğru dürüst anlatan “dört sacayak” dediğim; Mehmet Okuyan, Mustafa İslamoğlu, Bayraktar Bayraklı ve Abdülaziz Bayındır hocalarımızdır. Bu değerlerimizin açtığı yoldan hamd olsun yürüyen yeni nesil hocalarımız da var, onlara da şükranlarımı milletimizin adına ifade ediyorum.
“Muhammed Süresinde” Rabbimiz: “Onlar hiç Kur’an üzerinde derin derin düşünmezler mi? Yoksa kilit vurulmuş kalplere mi sahipler?” diye biz Müslümanları uyaran Rabbimizin bu açık ayetine muhalif bir din anlayışını televizyon ekranlarında izlemek, inanıyorum ki benim gibi sizleri de derinden üzmekte ve hayrete düşürmektedir!
Biz toplum olarak, maalesef “Ramazanın içe doğru yapılan bir yolculuk olduğunu” çok zamandır unutmuş gibiyiz!
Eğer bu düşüncemde yanılıyorsam, bu hurafe pazarlayan din tacirleri televizyon ekranlarında hayat hakkı bulamazlardı!
Bir programda rastladım kıyamet alametleri üzerine konuşuyorlardı. Kıyamet Alametleri şunlardır diyenler, iddialarını delillendirmek için olmadık hokkabazlığı başvuruyorlardı!
Ben de bu konuda Rabbimiz ne diyor diye hemen yüce kitabımız Kur’an’daki ilgili ayetlere baktım…
“Nazi’at Süresi” 42, 43, 44 ve 45. ayetlerde: “(Ey peygamber!) Sana “Kıyamet ne zaman kopacak” diye soruyorlar. Sen nerede onun vaktini bilmek nerede! Onun nihai ilmi Rabbine malum. Sen sadece onun azametinden korkanlara hatırlatıcısın.”
Bu apaçık Kur’an ortada dururken asırlar boyunca birilerinin “Kıyamet Alametleri” adı altında kitaplar yazıp zırvalarını düşününce, içimden şöyle diyesim geldi!
Bu zırvalara inanan ey Müslüman!
Senin kıyametin kopmuş da haberin bile yok!
Görüşmek üzere Allah’a emanet olun…