Çayeli; Türk kültürüne, sanatına, edebiyatına, tiyatrosuna, sinemasına, müziğine, sporuna, ekonomisine kısaca sosyal hayatın her alanında katkı yapmış çok önemli bir ilçemizdir.
Kendin bağrında doğup yetişen insanlar; ülkemize her alanda hizmet ettiler!
Doğup büyüdükleri, ilk eğitimlerini aldıkları baba ocaklarında gururla yâd edilen bu insanlar; büyük kariyer sahibi olsalar da baba ocaklarından ilgilerini hiç kesmediler, hayatları boyunca bir ayakları daima Çayeli’nde oldu.
Başarılarıyla bizleri gururlandıran o değerli isimlerden bazıları ve yaptıkları işleri kısaca hatırlatmak isterim;
“Mehmet Ali Paşa”, Kaptanı Derya ve Sadrazam oldu Osmanlı Devletine hizmet etti.
“Mahmutoğlu Kemal”, Çanakkale Savaşlarına katıldı şehit oldu; Mustafa Memduh Özaktaş “Tabur İmamı” oldu, “Osman Yılmaztürk” Gazi olarak memleketine geri döndükten sonra eğitim ordusuna katılarak öğretmen olarak hizmet etti.
Çayelililer “Sarıkamış Hareketine” katılarak Türkiye’nin tüm illerinin ortalamasının çok üzerinde binlerce şehit verdi bu vatan için.
Aynı zamanda “Kurtuluş Savaşına” katılarak “İstiklal Mücadelesinin” bir parçası oldular.
“Ord. Prof. Dr. Kadri Bilgemre” gibi insanlar eli ile yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinin tarım ve hayvancılığına katkı yapan; “Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde Dekanlık” görevini üstlenen değerler akademisyenler yetiştirdi.
“Hamit Ferit Efendi (Bilgin)” gibi “Huzuru Humayun”da Hoca,“Ahmet Feyzi Hoca(Okumuş)” gibi Fatih Medreselerinde görev yapan değerli hocalara sahip oldu.
“Kemal Doğan” , “Davut Erez” ve “Fahri Boncukçu” gibi “Başöğretmen” olarak eğitime hizmet eden öğretmenleri ile gurur duydu.
Türk Milletine yıllarca hizmet eden Başbakan “Ahmet Mesut Yılmaz”’a sahip oldular.
“İzzet Akçal”, Hayatı Yazıcı” ve “Fahri Kasırga”,”Münir Karaloğlu” gibi bakanlık yapan siyasetçiler eli ile ülkemize hizmetleri oldu.
“Servet Çomoğlu”, “Abdurrahman Gençalıoğlu” ve “Adnan Azar”’ın duyguları ile Türk Şiirine dillere pelesenk olan şiirler kazandırdılar.
Yönetmen olarak Türk Sinema tarihine “Yusuf Kurçenli”, “Osman Nuri Ergün” ve “Yılmaz Okumuş” ile damga vurdu.
Sanat Müziği bestekârı “Dursun Karaca”, Halk Müziği derlemecisi “Dursun Tanyaş” ve “Sinan Özen” ile Türk Müziğine hizmet ettiler.
“Dursun Ali Sarıoğlu”, “Osman Aydın Tolan”, “Osman Han(Karahan) ”, “Ufuk Karali” gibi oyuncularla Türk Sinemasına hizmet ederek gönüllere taht kurdular.
Türk ekonomisine “Ahmet Hamdi İshakoğlu” eli ile büyük hizmetleri dokundu.
“Fahri Hüsrev” girişimciliği ile kuru fasulyeyi bir marka haline getirip tüm Türkiye’nin damak zevkine yeni bir tat sundu.
Güreşçilerimiz “Kazım Ayvaz” ile “Necati Morgül” Olimpiyat şampiyon olarak Ay Yıldızlı bayrağımızı göndere çektirip dünyaya İstiklal Marşımızı dinlettiler.
Dünyada koltuk altından ilk “kalp ameliyatını” yapıp, başarılarıyla milletimizin göğsünü kabartan “Opr. Dr. Mahmut Akyıldız” oldu.
İlk, orta ve lise tahsilini Çayeli’nde tamamladım.
Üniversiteyi kazananlar en yakın il olan Trabzon ve büyük şehirlere okumak için gidiyorlardı.
O yıllarda Rize’de, Trabzon Karadeniz Üniversitesine (KTÜ) bağlı iki yıllık, birkaç bölümü olan yüksekokul vardı.
Daha sonra Rize Üniversitesi kurulmuş; üniversitesinin ismi, 11 Nisan 2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kanun ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi ismini almıştı.
Bu üniversiteye bağlı Rize ve ilçelerinde fakülteler, meslek yüksek okulları ve enstitüler açıldı.
Recep Tayyip Üniversitesine bağlı açılan fakültelerden biride Çayeli Eğitim Fakültesidir.
Çayeli Eğitim Fakültesinin lisans programları şu bölümlerden oluşmaktadır;
Sınıf Öğretmenliği
Türkçe Öğretmenliği
Fen Bilgisi Öğretmenliği
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
Resim-İş Öğretmenliği
İlköğretim Matematik Öğretmenliği
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
Bugün şükür, ilimiz Rize’de olduğu gibi birçok ilçemizde de fakülte, meslek yüksek okulları ve enstitülerimiz var.
Hiç kuşkusuz, Türkiye’nin şehirleşmesinin ve kalkınmasın önemli kurumlarından biriside üniversitelerdir.
“Çayeli’nin Hikâyesi” isimli kitabımızda, “Çayeli’nin Dünü, Bugünü Ve Yarını” üzerine kaleme aldığım makalemde şu ifadelere yer verdim;
“Şehirler gelişigüzel büyümezler. Eğer büyürseler, bugün olduğu gibi, betona teslim olan, gürültünün, trafik karmaşasının hüküm sürdüğü kalabalık şehirler ortaya çıkar.
Çayeli gibi orta büyüklükteki ilçeler, bağlı oldukları ilin etkisi altında gelişme gösterirler.
Rize ve kendisine bağlı olan ilçeler maalesef bugüne kadar sağlıklı şehir planları ile büyümediler!
Çayeli’nin eski siyah beyaz fotoğraflarına baktığımızda bu durumu çok rahat görebilmekteyiz…”
Bu tespitten yola çıkarak şunları rahatlıkla ifade edebilirim.
Üniversiteler, sosyoekonomik eşitsizlikleri gideren, şehirlerin kalkınması ve gelişmesine büyük katkı sunan kurumlardır.
Üniversitelerin kalitesi mevzuundan bağımsız söyleyebilirim ki; her şehirde açılan üniversiteler ve Çayeli gibi orta ölçekli ilçelerde açılan fakülteler şehirlerde ekonomik hareketlilik ve sosyal gelişmeler meydana getirmiştir.
Şehirleşme sürecinin temelini ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler tayin eder.
Sosyal ve kültürel etkinliklerin artması aynı zamanda yaşam kalitesinin de artması demektir.
Maalesef, bugün hala Çayeli’nde, özel sektörü saymazsak, devletin ellili yıllardan sonra yaptırdığı “dört adet çay fabrikasının dışında” yeni fabrika yatırımı yapılmamıştır.
Sadece bir iki hemşerimiz kendi çabaları ile çay fabrikaları kurarak ilçemizin ekonomisine katkı sağlamaya çalışmışlardır.
Uzun yıllar sonra devlet yatırımı olarak “Çayeli Eğitim Fakültesi” Çayelili için bir umut olmuştur.
Fakat bugünlerde Çayelilinin kulağına gelmiştir ki;
“Eğitim Fakülteleri, ilçelerinden alınacak yerine iki yıllık yüksek okullar tahsis edilecek!”
Bu duruma hiçbir Çayelilinin rıza göstermeyeceğini biliyor ve inanıyorum!
Şu düşüncemi tüm Çayelililerin duymasını isterim!
İster babamızın oğlu, ister arkadaşımız, dostumuz, isterse de kendimize yakın gördüğümüz siyasetçi, yani kısaca her kim olursa olsun; “Çayeli Eğitim Fakültesinin” ilçemizden kaldırılmasında dahli olan hiçbir kimsenin yüzüne Çayelili dönüp bakmamalıdır!
Çayeli Belediye Başkanına, Siyasi Partilere, Sivil toplum Kuruluşlarına ve Derneklere çok büyük sorumluluklar düşmektedir bu konuda.
İnsanın kültürüne, geleneğine ve tarihine sahip çıkması onun “kimliği” ve “şahsiyeti” ile ilgili çok önemli ve çok kıymetli bir meselesidir!
Zira, ancak kimliğimizle birlikte ortak kültürden ve değerlerden bahsedebiliriz.
Çayeli, Çayeli’nden daha büyüktür, bunu birilerinin artık anlaması gerekir!
Girişte, Çayeli’nin bağrından kopuk Türkiye’ye çapında işlere imza atan insanların isimlerini ve yaptıkları işleri zikretmemin sebebini sanırım anlamışsınızdır!
Herkes aklını başına alsın!
Bu saatten sonra “Eğitim Fakültesini Çayeli’nden; Çayeli’ni de Eğitim Fakültesinden” ayrı düşünmek mümkün değildir!
Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…