Nüvesinde adalet olan Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte olan oldu.
Aslında bu çekilmenin tasarımı ile başlamıştı GLOBAL DİKTATÖRYA'nın hesap ve kitapları.
Gerçi akıl hocalığını İngilterenin yapmış olduğu bu faaliyetler 1700 lü yılların başlarına kadar gider.
Müslümanlar arasındaki düşünce ve yaşam tarzı farklılıklarının kaşınması ile başlayan bir süreçtir.
Hemperlerle başlayan Şerif Hüseyinlerle devam eden bu çalışma hızını artırarak devam etmektedir.
İşte böyle 1.Dünya Savaşından sonra özellikle Osmanlının çöküşünden sonraki her kurumsal çalışma konumuz olan GLOBAL DİKTATÖRYA'nın kurumları olarak tasarlanmıştır.
Batı demokrasisi ve kuruluşları bir bütün diktatörlüğünü saklamak için üretilmiştir
Birleşmiş milletler global dünya diktatörlüğünün tiyatro sahnesidir.
Dünya bankası global dünya diktatörlüğünün finans merkezidir.
BM konsey üyeleri de global diktatörlüğün beş duyu organı gibi çalışır.
Avrupa Birliği global diktatörlüğün saklanmasında hafif meşrep bir şirinliği ifade eder
Global diktatörlük, bir koro halinde hareket eder.Böylece kime direneceğimizi bir türlü tespit edemeyiz.
Türkiye bu global diktatörlüğün sürekli taciz ettiği ama elde edemediği namusu yani insanlığı temsil eder.
İşte bu global diktatörlüğe kim karşı çıksa onu diktatör ilan etmekle başlarlar işe.
Bu sefer işleri zor.
Dünya beşten büyüktür."bu global diktatöryaya oyunun farkında olduğumuzu ima eden bir haykırıştır.
Doğrusu bir altıncı konsey üyesi belirlenmesi yukarıdaki diktatöryal gerçeği değiştirmeyecektir.
Sistem kendisini üretmeye devam edecektir.
O halde dünya altıdan da büyüktür.
Yeni bir nizam kurulmalıdır.Yeni bir dünya tasarımı olmadığı sürece insanlık huzur bulmayacaktır.
Bu adalet nizamını kurmada Türkiye öncü röl oynayacaktır.Bundan şüphe edenler elbetteki global diktatöryanın etkisi altındadırlar ve haklıdırlar da.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ AKLIN YOLU
Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ilgili olarak daha önceki yazımızda ilk olarak biz yazdık.
HSYK değişikliği ve yedek milletvekilliği konusunun yeniden ele alınması konusunu.TV programında da söyledik.Milletin temsilcilerinin "yedek"kavramı üzerinden açıklanamayacağını.
Doğrusu bu değişiklikler yetersizdir.Muhalefetinde görüşlerinin değerlendirileceği ve önemli kurum ve merkezlerininde dahil olacağı bir istişare kurulu düşünülmeliydi.Biz bu kurulun çok faydalı olacağına inanıyoruz.Başkanı manen cesaretlendirecek ve zaman zamanda frene bastıracak bir mekanizma olabilirdi.
Yine esas güçlü bir yönetim arzulanırken diğer yandan başkanın sorumluluğu üzerinden çokça tartışma yapılması bakış açısının yetersizliğini ortaya koymaktadır.MHP 'nin bu konudaki hassasiyetine gerek yoktu diye düşünüyorum.
Endişeye mahal yok.Bu millet yanlış konusunda ittifak etmeyecektir. Etmemiştirde.
BUGÜNKÜ ESİNTİ:
İsyan tadında bir itaatle sürdürmeli hayatı; sonsuz yaşamın hatırı bunu gerektirir.