CHP’nin söz sahibi olduğu dönemler.
MHP ye gidecek yolda Nihal Atsız ve Alparslan Türkeş ve arkadaşları kovuşturuluyor.
Yıl 1944 ciddi bir baskı altında yargılanıyorlar.
“Ülkücülük” kavramı altında tam anlamını bulacak hareket işte baskılar altında şekilleniyor.
CHP 1950 lere kadar sürdürdüğü iktidarını bir daha elde etmemek üzere bırakıveriyor.
Demokrat Parti en çokta ezanın yeniden arapça okunduğu bir sembolik icraatla var kılıyor kendisini.
Marshall Yardımı olmasa belki Cumhuriyet bir özgünlük bir yol bulacak kendi sade mecrasında.
Ama olmuyor hep bir istikameti bozucu müdahale ile karşılaşıyoruz.
Medresenin ruhundan yoksun ama analitik ve çok yönlü köy enstitüleri sürecini tamamlayamıyor.
Ciddi bir deneyime dönüşemiyor.Yazık olmuştur bence.
Cumhuriyet Osmanlıdan tecrübeli, uzak duruyor bütün değerleri görmezlikten geliyor.Çağdaş uygarlık diyor başkaca ses duyulmuyor.
Ve aksi durumda periyodik müdahaleler.
1960,71,80 İhtilalleri ve devam eden 28 Şubat süreci e muhtıra vs.
Siyaset milli menfaatler-Türkiye’nin çıkarları konusunda bir türlü bir araya gelemiyor.
Bütün liderlerin bir araya gelebildikleri ve mutabakat sağladıkları yer ve zaman ihtilallerdeki cezaevi süreçleri.
Durum bu kadar ironik yani.
Bir bilgilerin yönlendirmesiyle bir tespit yapalım.Marshall yardımıyla başlayan ABD ye bağlılık süreci bir yandan fakrlı moda tabiriyle milli ve yerli olanları kabullenemiyor bir diğer taraftan da bir dini grupları örgütleme faaliyetinde destekliyor.Yani dindar Anadolu halkını ve temsilcilerini olabildiğince merkezden ve siyasetten uzak tutarken bir diğer taraftan da daha sonra merkezi kuşatacak oluşumların planlarını kuruyor.
15 Temmuzun bu planlamanın ürünü olduğunu daha yeni anlıyoruz.
Bu büyük beladan milletin duası ve Allahın lütfu sayesinde kurtulduk.
Şimdi başka sorunlarımız yok mu? Var elbette.
Peki bunları tehlike haline gelmeden çözmek için ne yapmalıyız.
Sorunumuz İslam Ümmeti’nin bir parçası olarak ve yine Türk Milleti olarak aklı işletmemekten, donuklaşmaktan kaynaklanıyor.
Bilim üretemiyoruz.Sistem inşa edemiyoruz.
Tefekkürü kovmuşuz dünyamızdan.
İçtihat kapısını kapamış anahtarını okyanusa atmışız.
Zaman zaman zor şartların dayatmasıyla güzel şeylere şahit oluyoruz.
İnsanımızı heyecanlandıran ve umudunu artıran.
CHP’nin Genel Başkanı Veda hutbesinden bölümler okuyor.
Hiçbir zaman iktidara gelmemiş MHP’nin Genel Başkanı Türk siyasetinde görülmeyecek bir fedakarlıkla yeni kurulacak bir sistem için destek beyanında bulunuyor.
Bundan çok değil on beş sene önce Veda hutbesini bir siyasinin referans göstermesi Vural savaşın iddianamesinde Laikliğin odağı hareketlerden olarak kayda geçerdi.
Yine Sayın Bahçeli’nin tavrı davayı satmak olarak yorumlanırdı.
O halde gidişat iyidir. Sorunlar olsa da iyi olacağız inşallah.
GÜNÜN SÖZÜ
Bazı talihsizlikler vardır bütün giydiklerinin rengi yerine akılda sadece fularının rengi kalır. Talihsizlik fuların boğaza sarılmış olmasıdır işte...