Yerel seçimlere giderken Sayın Cumhurbaşkanımız Uşak mitinginde “Milletimiz kırgınlığında, öfkesinde haklı mıdır? Elbette haklıdır. Hatadan münezzeh olan sadece ve sadece Rabbimizdir. İnsanın olduğu her yerde hata da olur, eksiklikte olur, yanlış da olur. Önemli olan hasbi niyetle bunları düzeltme, bu iradeyi ortaya koyabilmektir. İnşallah seçimlerden sonra tüm bu konuları masaya yatıracak, kibriyle, saygısızlığıyla, yanlışıyla, kabalığıyla, milletimizi üzen kim varsa hepsini de biz üzeceğiz" demişti.
Geçen üç ayın ardından ve yenilenen İstanbul seçimlerini de kaybettikten sonra artık Reisimizin yakın çevresi, zati devletlerine hakikatli bilgi verme özelliğini maalesef tamamen kaybetmiş durumdadır. Hatta bu en yakın çevrenin Reisimizi yanıltmakla kalmayıp, doğru bilgi vermek isteyen parti tabanındaki hasbi insanların ulaşımına da engel teşkil etmeye başlamışlardır.
Bu saatten sonra başta genel merkez başkanlık üyeleri olmak üzere il ve ilçe teşkilat mensuplarının bütünü, etraflıca gözden geçirilmelidir. Yöresel şive ile kınalı dediğimiz, amel ve ibadetten uzak, ahlak yoksunu, kibirli, haz düşkünü, sonradan görme, adaletsiz, yalaka, tembel, kumpasçı, rantiyeci, yalancı ve kripto tiplerin parti yönetimlerinden behemehal uzaklaştırılmaları şarttır. Zira partilerde aktif görev almayan ancak dava şuuru yüksek samimi insanlar her zaman önemli yer tutarlar. Bu insanlar teşkilatlarda ortaya çıkacak olası yanlışlıkları ve o durumlara sebep olan kişileri vs. sürekli takip ederler. Özellikle makam ve mevkilere aday belirleme süreçlerinde çok önemli görevler ifa ederler ve sıkıntı yaşanacak konuları, en doğru haliyle en tepe yöneticilere çoğu zaman bu kişiler ulaştırır. Zaten dava hareketlerinin birçoğunda durum bu minvalde cereyan eder. Lakin şuan partide gelinen son raddede, bu özel bilgileri dikkate alıp titizlikle hareket etmeleri gereken yöneticiler, hassasiyet göstermeleri bir tarafa tamamen özelde kalması gerekli bilgileri bile mahremiyet adabının sınırlarını çatlatacak şekilde paylaşıma açtıkları bir dönemi yaşıyoruz maalesef… Kişiye özel veya adrese teslim anketlerle kişisel egolarını tatmin için, daha yukarıdakileri aldattıklarından söz etmiyorum bile. Bu denli seviyesizliklerin yaşandığı, ahbap çavuş ilişkileriyle siyaset yapma anlayışına doğru hızla yol alan bir partide dava şuurunu nerede bulacağız Allah aşkına. Bu anlamda partiyi gençlerimizle nasıl kucaklaştıracağız. Veya onlarla geleceğimizi nasıl inşa edip yol kat edeceğiz, inanın bilemiyorum. İşte bu müptezellikleri parti içi disiplin kurullarını hızlıca işletmek suretiyle, yapanların yanına kalmayacak şekilde bir irade çok acilen ortaya çıkarılmalıdır.
Bir başka konu ise; Tarihimizin en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 1. Yılını tamamlamış durumdayız. Kurumsallaşmadaki eksiklikler yaşayarak gideriliyor ona diyeceğimiz yok. Ancak Cumhurbaşkanı yardımcılarının sayısını arttırmak suretiyle, Sayın Cumhurbaşkanımızın yoğunluğunu azaltılmanın yanında milletimizle, kurumsal yapılarla ve bakanlıklarla olan diyaloğun güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Yine önümüzdeki günlerde gidilecek olan kabine değişikliğinde, başarılı bakanlık süreci geçirmiş olsa bile, akrabalık bağları gerekçesiyle tekraren görev verilmesinin önüne geçilerek, milletin beklentisi karşılık bulmalıdır. Zira ülkemiz seçmeninin yüzde 70'lere varan, her kesiminden bir kere olsa bile oy almayı başarmış büyük bir dava adamı ve lideri, oma en yakınlarından, hatta evlatlarından bile daha çok seven, işinin ehli, liyakatli ve sadakatli kişilerin her daim var olduğunu sanırım Reisimiz bizden daha iyi biliyordur.
Netice itibariyle gerçek dava insanlarını harekete geçirecek bu ve benzeri adımları hızlıca atamadığımız takdirde korkarım ki 2023 hedefleri hayallerde kalacaktır. Ve yine korkarım ki gelecek nesilleri, dönemimizde bunca güzel hizmetleri gerçekleştirmemize rağmen moralsiz ve motivasyonsuz bırakarak telafisi olmayan büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış olacağız...
Son olarak, bizim hayır zannettiğimiz çok şey, şer olabilir. Şer zannettiğimiz çok şey de, hayıra dönüşebilir.! Biz bilemeyiz, ancak yaratan ve yaşatan Rabbimiz bilir.
"Olanda hayır var" düsturunu kuşanmamız dileğiyle, Allaha emanet olunuz.
Nacettin Hatipoğlu