Neyi unutmak,, mesela Şevki Yılmaz i sahnelerden, beyinlerden sılmek istiyoruz. Ama hayatı boyunca doğru bir iş yaptığına şahit olmadım, şöyle geçmişi hatırladım. Belediye Başkanlığı dönemini, 25 kişilik meclis gurubu ile adliye koridorlarında dolandığını, mahkeme kapısında nasıl yalan söylediğini, hatta söylediklerini söylemedim diye iftiralar attığını asla unutmadım.
Şevki Yılmaz i herkes tanır, tanımamak ta mümkün değil, Rize de Belediye Başkanlığı ve ardından davalardan kurtulmak için milletvekilliği yaptığını hepimiz biliyoruz.
Belediye Başkanı seçilmeden bir sürü vaatlerde bulundu, bilindiği gibi o tarihlerde bölge de rus pazarları, nataşalar, otellerde yoğunluklar had safhadaydı. Nataşaları kovacağım dedi. Bayanlar oy verdi,, Allah in suyunu fakirlere bedava vereceğim dedi, Parkın etrafına yaptığı çeşme ile “ İşte bedava su” dedi.
Rize de kız öğrenciler için yurt açacağım dedi, doğru açtı, ancak açtığı yerin kırasını vermedi. Böyle bir sürü vaatlerini sıralayabilirim. Çünkü o dönemde Rize de 3 veya 4 gazeteciydik, aktif olan gazetecilerin başında ben yer alıyordum.
Daha önceki yıllarda Atatürk e yaptığı hakaretlerden de bilinen Şevki Yılmaz artık lekeli biri olarak sahnedeydi ve yeni lekeleri basın tarafından takıpteydi. İlk olarak Rize de hayata geçirmek istediği sokak ve caddelerin isminin değişmesi, o tarihi bilenler 186 sokak ve ara sokağın ismi değişeceği bilgisini mutlaka hatırlar. Bu sokaklardan ikisinin ismi Ziya Hurşit olarak değiştirildi.
Bu değişim o tarihte yazdığım Hürriyet Gazetesinde manşette yer aldı” Haddini bil Başkan” diye.
Elimde Şevki Yılmaz in imzalı kararı vardı. Tek kendisi imza atmıştı. Meclis üyeleri Ziya Hurşit in kim olduğunu bile bilmiyordu, doğrusu ben hiç bilmiyordum. Gazetede haber çıkınca öğrendik. Ama Şevki Yılmaz bunu iyi biliyordu ve meclisi iyi kullanmıştı.
Mahkemeye çıktığımızda imzasını inkar etti, benim imzam değil dedi, karşılaştırıldı onun imzası çıktı. Ama o yalan demeye devam etti, bana tehditler yağmaya başladı. Ne de olsa Şevki Yılmaz karşındaki insanların beynini iyi yıkayan biri, salyaları akarak yaptığı konuşmalar, göz yaşları insanların dini duygularını sömürme, bu işleri çok iyi yapıyordu. Ardından Kanal D için yaptığımız çekim de hem teyp hem de kamera kullandım. Söylediği sözler e bakın” Heykel traş mi , Hayvan traş mi bunların yaptığı heykellerin karşısına geçip saygı duruşunda bulunmam, bulunanlar aklından zoru olan geri zekalilardır” aynen kelime bu.
Yine mahkeme yine hakkında dava açıldı,, tahmin edin yine,” Bu montajdir, ben öyle bir şey demedim” tabii mahkemede tutuklanacağını anlayınca vekil oldu ve dokunulmazlık kalkınca kaçtı.
2002 yılı sonrasında düşünce özgürlükleri kanunu çıkınca Türkiye ye geldi ve zaman zaman bazı köşelerde sahne alarak yine insanlara suçlamalarına devam ediyor.
Şimdi bu insanın ne kadar inandırıcı olduğunu Tüm Türkiye aslında biliyor. Ama maalesef bu insana halen tapanlar var. İşte ben bunu anlamıyorum. Bu kadar mi beyinler yıkandı, yuh dedirtecek kadar bu insanları anlamak mümkün değil.
İşte bu insan beni inandıramaz, istediği yerde, istediği ortamda kendisi ile tartışmaya hazırım. Bıraksın artık bu yalanları, ulu önder Atatürk ün 42 yaşına kadar ülkenin bağımsızlığını kazandırdığını, ardından 57 yaşına kadar Cumhur başkanı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak Şevki Yılmaz in kabullenemediği Atatürk e karşı bir kın ve düşmanlığı var. 57 senelik hayatında bunca işi yapan Atatürk Büyük Türk olarak anılırken, Şevki Yılmaz neyi ile anılacak merak ediyorum.