Var olmak nedir?
Var olmak, düşünmek ve hareket etmek demektir. Vakıa hayvanlarda hareket ediyorlar. Lakin onların hareketleri şuurlu değildir; alelade yer değiştirmeden, kımıldamadan ibarettir… Bir milletin fertleri, aynı vücudun organları olduklarını, aynı iradenin emrinde bulunduklarını unuttukları zaman millet yıkılır… Hareket ediyorum, düşünüyorum, Birliği seviyorum, o halde varım…
İnanmak ve sevmek nedir?
İnanmak, gerçek ve şahsı tanıyış, sevmekse gerçek yaşayıştır. İnanmayan bilmez, taklit eder. O, ışığını başka kürelerden alan bir kör kandildir. Sevmeyenler, yaşamayanlardır. Onlar ölü ruhlardır… Millet kültürünün ağacını dikecek ve millet ruhuna hayat getirecek nesiller, inanışla sevgi mabedinin mihrabından önce tövbe etmeli, sonra da inanmayı ve sevmeyi öğreneceklerdir…
Düşünmek nedir?
Mantık dilinde düşünmek, şuur ile eşya arasında münasebet kurmaktır. Aynada görünen hayal gibi eşya ve olayların şuurda tasavvur halinde tekrarlanmasıdır… Fikirlerimizin doğruluğu hususunda kullandığımız ölçünün darlığı, görüşümüzün darlığını doğurur, ölçünün genişliği nispetin de hakikate yaklaşıyoruz…
Bilmek nedir?
Bilmek seyretmek değildir, bir sırrı çözmektir. Kainat olaylarını çok tanımak, bilmek değildir. Bilmek, kanunu bilmektir. Dünyamızın nizamını anlamaktır. Sebepleri ve zaruretleri yakalamaktır. Büyük nizamın muammasını çözmektir…
Gerçeği bilmek nedir?
Neler biliyoruz? İnsanoğlu yeryüzünde ne bilgilere sahip oluyor? Göz görüyor ve zeka kavrıyor. Bunca bilgilerin sahibi insan bildikleriyle mağrurdur. Acaba neyi biliyoruz?... Gerçeğin bilgisi olan fikir kimin hakikatidir? Zira hepimizin hakikatleri başka başkadır… Bilen, gururdan, kinden ve bütün hırslardan soyunmuştur. Bilen bahtiyardır. Ne mutlu bildim diyene…
Düşüncenin derinlikleri nedir?
İnsanoğlunun eşyaya teması demek olan düşünce çok şekillidir. Varlığa akıl ile, sevgi ile, aşk ile, ihtiras ile ve merhamet ile tanımak bilginin çeşitli şekilleri ve dereceleridir… Bir kelime ile, onun kendinden çok kere saklanan özü ele alınınca, insan bütün merhamettir. Merhametin olmadığı yerde insan yoktur…
Aşkın halleri nedir?
Aşk bir şuur halidir… Gerçek aşkın dünyasında sevinç ve keder, zaman ve mekan, kayıp ve kazanç denen şeyler yoktur. Ondan daha iyi ve kötü, uzak ve yakın, gerçek ve yalan da karşılıklı duran hüviyetlerden sıyrılmıştır… Aşkın hürriyetini kazanmak için aklın dizginlerinden sıyrılmak şarttır…
Zulüm ve düşman kimdir?
Zulüm, insanın bilerek, isteyerek başkasının ruh ve bedenine acı yapmasıdır. Merhametsiz kalplerde gelişir. Kaynağı ise, hırs, haset, kin ve menfaat duygusu gibi bütün hayvanı ihtiraslardır… İnsanlığın tarihi, büyük zalimlerin binlerce ürpertici tablosunu ortaya koyuyor… Zulmü yaratan sevgisizliktir. Sevmeyen insan, her zaman canavarlığını yapabilen zalim bir varlıktır. Aşkın meyvesi ise, alemleri doldurup taşmak isteyen merhamettir. Aşkı olmayan, varlığa düşmandır…
Günah nedir?
Yeryüzü günahkarların vatanıdır. Günahsız olanlar, dünyaya hiç gelmeyenlerdir. Rabb2in huzuruna aslında günahsızlıktan değil, günahlarımızdan temizlene temizlene gidiyoruz… Fazilet, dünyaya günahsız gelip, buradan günahsız gitmek değil, günahlarından temizlenmesini bilmektir…
Yalan nedir?
Söz, hayat ve hadiselerin ifade vasıtasıdır. Öyleyken insan niçin yalan söyler? Niçin hayat ve hadiselere uygun olmayanı uygunmuş gibi ileri sürer?... Yalanın sebepleri çoktur. Hepsi de zaaflarımızdan doğmadır. Kuvvetli adam, sağlam ruh sahibi insan yalan söylemez. Yalan söyleyen adam hastadır; sebepsiz yalan söyleyenler psikopatlardır...
Dostluk nedir?
Dostluk, iki insanın sürekli tanışmasından ibaret basit bir içtimai olay değildir. Kelimenin gerçek manasıyla dostluk, dünyada pek az rastlanan yüksek ve müstesna bir ruh halidir… Her sabah doğan güneş onları, “kalk, dostunu ara!” diye selamlarken gönüllere bol ümitlerden bahşiş dağıtır…
Zafer nedir?
Gönülleri kahredici kahkahaların göklere yükseldiği ve ümitlere perde indiren çanların çalındığı şenlikte zafer mi arıyorsunuz? Kalabalıktan alkış toplayarak ve kılıç şakırtılarına tempo tutarak birçok insanları matemlere gömen zaferlerden tarih bugünümüze bir neşeli sada mı bıraktı sanki?... Zaferin yolu gönüllerdir, sonsuzluğu görücü gönüller. Bir gönül, binlerce kılıcın fethedemeyeceği bir millet kalbini fetheder. Asıl zafer onundur…
Ölümün sırrı nedir?
Bizde bir kıvılcımın parlayıp sönmesini andıran bu hayat, iki hakikate dayanır. Ebedi olmak isteyen bir parıltı ile örten bir karanlık. İnsan hayatı, aşk ile ölüm arasında sürekli sallantıdadır… Ölüm, ölüm dedikleri ne büyük düğün, ne büyük sevda çağı imiş meğer! Rabbim, beni aradığım Sevgili’ye kavuşturacak düğünümü şenlendir!..
Okumak boş bir külfet, düşünmek bir işkence, söylemek sade bir hezeyan diye düşünmeyenler için Nurettin Topçu Üstadın, “Yarın ki Türkiye” de “Var Olmanın” ipuçlarını veren hasbihalle baş başa kalmak isteyenler için bir kapı aralamak istedim…
Nurettin Topçu ile keyfine doyum olmayan bir hasbihal en yakın kitapevinde sizi bekliyor!
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…