Bir tarafta, kendine telkin edilenden fazlasını yazıp konuşamayanlar; diğer tarafta “kara deliğin fotoğrafını çekenler!”
İnsanı kahreden bir tezat var ortada!
“Soyadına göre Ak Partiye oy vermesi beklenenler bu sefer vermemiştir…” diyerek aptallıkta sınır tanımayanlar bugüne kadar kendileri ve menfaatleri için tüm devlet imkânlarını kullandılar!
Şimdi ise o imkânlar ellerinden kayıp gitmesin diye “çamura yatıyorlar!”
Tamam, bir meçhulün peşine sırf “bizdendir!”, “davamızdır”, ufak tefekte olsa “çıkarlarımız!” var diyerek takılmışsınız. Kabul ama, daha gün geçmeden “yapıp ettiklerinin foyası ortaya” çıkıyor ve savunanlar mahcup oluyor her defasında!
Sahi gece başınızı yastığa koyduğunuzda;
Hiç mi yüzünüz kızarmıyor?
Hiç mi vicdan azabı duymuyorsunuz?
İnsan, kendisini bir başka insanın ya da bir grubun tahakkümünden ve istismarından kurtarmak istiyorsa, yaratılmışların en şereflisi olduğu şuuruna uygun yaşamalıdır!
Aksi halde, siyasetin bugünkü dibe vurmuşluğunun iradesine teslim olmaktan kendisini kurtaramayacaktır!
Bu asrın en büyük problemi, insanın kendisi olmaya devam ediyor!
Hâlbuki etrafımızda olup bitenleri görmememiz imkânsız gibi bir şey!
Ne kadar görmezden gelmeye çalışsak da “vicdan” denilen kontrol mekanizmasından nasıl kurtulacağız?
Nurettin Topçu ; “Kimi küçük çocuklar için masal olacak meseleler bunların sermayesidir. Lakin esas meseleleri ticaret yapmaktır demişti” bugünkü siyasetçilerin benzerleri için yıllar önce.
Artık eminim.
Bu ülkede devletin hukuku maalesef adalet dağıtmıyor!
Ali’ye uygulanan hukuk Veli’ye sıra geldi mi tam aksi yönde işliyor!
Ve biz hala haktan, adaletten, insan haklarından bahsediyoruz!
Şahsen bugün, ticaret ve oy kaygısının iç içe geçtiği bir Türkiye’ de yaşadığımıza inanıyorum!
Ve siyasetçilerin bunu yaparken “manevi değerlerimizi istismar” etmeleri, bu ülkenin şuurlu her bir bireyi gibi beni de derinden üzmektedir!
Dün ak dediğine bugün kara diyen bir sürü “zihin ve fikir fukarası” insanın siyaset eliyle topluma çeki-düzen verme gayretinde olduğunu görüyoruz!
Garip olan durum ise şudur…
Tek parti iktidarı döneminde “açık oy gizli tasnif” uygulamasını dillerine dolayanlar, günlerdir seçimlerin yapıldığı sandıklardaki verilen oyları gün yüzüne çıkarmamak için olmadık bahanelere sığınabilmekte ve toplumun bir kesimi de bu pespayeliğe rıza gösterebilmektedir!
Yazımda özellikle incitici ifadeler kullanmamaya özen gösteriyorum!
Hâlbuki taraf olduğunuz insanlar toplumu germe konusunda dillerine hiç hâkim olmadan konuşup/yazıyorlar!
Ne var ki, insanımız kendi sözlerinin ve düşüncelerinin bir anlam ifade etmediğine kendisini ikna ettiği için “yol yordam” bilmez insanların peşine takılmaktan gocunmuyor artık.
Onlar için; varsa yoksa oy verdiği partinin, bağlı bulunduğu cemaatin veya gurubun veya çalıştığı iş yerinde patronun, söz ve eylemleri daha değerli ve önemlidir! Bende bu yazımda, okuyan her birimizin kendine gelmesine katkı sunmak adına, bol bol vicdana ve insanın duruşuna atıf yapmaya çalıştım!
Allah aşkına!
Sızlanıp durdukları, kendilerini acındırdıkları ve toplumun çektiği sıkıntıları “din’’ üzerinden pazarlayanların içinde bulundukları durum en hafif tabiriyle “ikiyüzlülük “ değilse nedir sorarım size?
Üzülerek ifade ediyorum ki; siyasi iktidar ve ona bu hakkı verenler, bir ‘’karadelik’’ misali toplumsal vicdanımızı ve gelecek umudumuzu berhava ettiklerinin farkında bile değildirler!
Ve bu olup bitenler, ferdi açıdan her defasında belirttiğim gibi, yine, güçlüye karşı takındığımız şahsiyetsiz duruşu da resmetmektedir!
Görüşmek üzere; Allah’a emanet olun…