...Derken;

Dünya lideri...

Derken, ümmetin lideri...

İleri demokrasi, sorunsuz dış politika…

Derken, IMF ye bile borç vermeler...

Derken, Ortadoğu'da bize sorulmadan yaprak kımıldamaz sözleri, açılım/saçılım…

Derken, ne güzel şeyler olacak nakaratları!

Derken, sabrımızı zorlamayın,daha son sözü söylemedim...

Derken, aldanmak ve aldatılmalar...

Derken...                                                                                                                

Bir gece ansızın gelebilirim!

Sayın sayabildiğiniz kadar...

Derken!..

İnsanın, “hükümet edenlerin hatalarını” anlaması için sağlıklı bir bakış açısına ve vicdanlı bir yüreğe sahip olması gerekir!

İşte size tanımını verdiğim bu duruşa sahip olan sevgili Dayım Ahmet Okumuş, sosyal medya hesabında paylaştığı satırları da, “hükümetin dünden bugüne” bu ülke de neleri hangi söylemler üzerinden yaptığını sorgulamış!

Bu duruş; objektif tecrübelerimiz, olayları değerlendiriş ve muhakeme ediş tarzımız,fikirlerimiz ve hayata nerden baktığımızla ilgilidir!

İnsanın bakış açısı doğruysa; olaylar ve meydana gelen hatalar zincirinin sürüp gitmekte olduğunu görebilmesi de bir o kadar doğru ve isabetli olacaktır…

Bugün ki pespayeliğimizin temel sebebi; bu cemiyetin insanının kendi sözlerinin ve duruşunun bir anlam ifade etmediğine kendini ikna etmiş olmasıdır!

Durum o kadar vahim ki; varsa yoksa oy verdiği partinin, bağlı bulunduğu cemaatin ve ya gurubun, yâda iş yerinde patronunun söz ve eylemleri daha değerli ve önemlidir; kendisi de kim oluyormuş ki!

Bugün yaşadıklarımızın yâda bu ülke insanına yaşatılanların sorumlusu olanlar, her şeyin doğrusunu bildiklerini ve bu durumun ilelebet süreceği vehminde ve gafletindedirler. İşte bu düşünce de olmalarının sebebi bu ülkenin insanıdır, yanı biziz!

Artık dilime pelesenk oldu; bir kez daha ifade edeyim. Dünya ölçeğinde de, ülkemizde de bir akıl tutulmasıyla karşı karşıya olduğumuz o kadar aşikâr ki!

Yazıma sevgili Ahmet Okumuş Dayımla başlamıştım.

Ve onunla bitirmek istiyorum.

Dayım;“akıl tutulması” yaşadığımız bu zamana dair insanı hallerimizi şu ifadelerle izah ediyor…

“Hepimiz zaman zaman, bazen de gereksiz yere; davadan, dinden, imandan, ahlaktan, erdemli davranışlardan söz ederiz. Çoğu kez sohbetlerimizin konusu haklı olarak “milli ve manevi” değerlerimiz olur. Ama hayata baktığımız zaman, konuşup yazdıklarımızın ve savunduklarımızın izleri hayatımızda maalesef yoktur!

O zaman bana göre hayat haline gelmeden savunulan her değer, iddiadan başka bir şey değildir. Sadece iddia…

O değerleri dile getirdiğimiz zaman; yaşadığımızı, hakiki Müslüman ve dava adamı olduğumuzu zannediyoruz.

Ne büyük bir aldanış!

Öyle olduğu içinde aynı zamanda bu değerler üzerinden de atlatıyoruz da!

Yazık değil mi?

Hiç olmazsa bundan sonra samimi olalım!”

Görüşmek üzere, Allah’a emanet olun…