Değerli okuyucularım; sizlerle beraber olmadığımız Ağustos ayı boyunca çok önemli birkaç olay oldu. Maalesef bir yandan işlerimizin yoğunluğu bir yandan idrak ettiğimiz mübarek ramazan dolaysıyla bir turlu yazmak mümkün olmadı ancak bugüne nasıpmış.
İlk önemli olay: Son YAŞ toplantısından önce 29 Temmuz Cuma günü, Genel Kurmay başkanı 3 Kuvvet komutanıyla birlikte 4 General topluca emekliliklerini istemeleri oldu. Gerçi sadece GKB Işık Koşaner’ in görev süresine 2 yıl daha kalmıştı. Diğer Kuvvet komutanları ise 3 gün sonra başlayacak YAŞ toplantısı sonunda zaten emekliye ayrılacaklardı. Bu sebeple Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlarının 2 – 3 gün önceden emekliliklerini istemeleri, hükümete karşı bir tavır ve ucuz kahramanlıktan başka bir şey değildi…Bu tavır hiç doğru olmadı. Bundan önceki dönemlerde olduğu ve onlarında beklediği gibi hükümet paniklese, karşı hamleyi yapmaktan aciz olsaydı, ne olurdu memleketin halı hiç düşünüldümdü?
Allah’ a şükür, korkulan olmadı. Komutanların bu erken emeklilik isteyen tavırları karşısında, Siyasi irade yanı iktidarın lideri, Başbakan Sayın Erdoğan; Süreci çok hızlı ve başarılı bir şekilde yöneterek bazı kesimlerin “kriz“ beklentilerini boşa çıkardı. Yaklaşık 4 saat içinde, 4 generalin restine, restle karşılık verip gereğini yaparak muhtemel bir krizi normale döndürmeyi başardı. Böylece Kriz beklentisi içinde olanlar, malum medya ve Türkiye’ mizin huzur ve istikrarını istemeyen dahili ve harici bedbahlar avuçlarını yalamış oldular. İşte bunun için hayranım bu adam gibi adama…
Normalde böyle bir durum başka zamanlarda veya bugünkü muhalefet liderlerinden farz edelim birinin iktidarda olması halinde, cereyan etmiş olsaydı: Hemen paniğe kapılırlar, taviz üstüne taviz verilerek Generalleri; istifa kararlarından vazgeçirmeye çalışırdılar. Hâlbuki böyle bir durum demokrasimiz açısından çok yanlış olurdu.
Muhtemelen istifacı 4 Orgeneral de Sayın Erdoğan’ in da aynı şekilde davranacağını zannederek bu tur yola başvurdular.
Sayın Başbakanımız, doğrusunu yaptı. Büyük bir soğukkanlılıkla Generallerin istifasını kabul etti. Hızlı bir şekilde, hafta sonu olmasına rağmen, İstifa etmeyen tek kuvvet komutanı olan Jandarma Genel Komutanı Necdet ÖZEL’ i üçlü kararnameyle (Cumhurbaşkanı’nın onayı ile) Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ na atadı. Arkasından aynı süratle Bakanlar Kurulu kararı çıkartarak bu değerli komutanımızı, Genel Kurmay Başkan vekilliğine getirdi. Yine bazı kesimlerce beklenilenin aksini 3 gün sonra,1 Ağustos’ ta başlayacak YAŞ Toplantısını tehir ettirmeden, gününde başlayacağını bildirip, hiçbir şey olmamış gibi daha önceden kararlaştırdığı programı gereği İstanbul’ a geçti.
1Ağustos 2011 de başlayan bu yılkı YAŞ toplantısı önemli bir ilke imza attı.
İlk defa bu toplantıda: Kanunların YAŞ toplantılarına başkanlık yapma yetkisi verdiği tek makam olan, Başbakan Sayın Erdoğan; Tek başına, masanın başındaydı. 1960 dan beri o masada Başbakanların yanında, sanki bir eş başkan gibi Genel Kurmay Başkanları da hazır bulunurdu. Kanun tek başkan demesine rağmen fiili görüntüde 2 başkan vardı. İşte bu yanlış ve çarpık oturum düzeni bu sefer düzeltildi.
Bu olay, bazı kesimlerde adeta turnusol kağıdı etkisi yaptı. İşin asil en önemli tarafı burasıydı diye düşünüyorum. Nitekim emeklilik kararlarından hemen kısa bir zaman sonra Sayın Bahçeli şöyle bir açıklama yaptı:
“… Bu olağandışı gelişmenin ciddi bir devlet krizine kapı araladığı gün gibi ortadadır. Esasen siyasi iktidarın yargının AKP’lileştirilmesinden sonra gözünü Türk Silahlı Kuvvetlerine diktiği ve bundan kaynaklanan gerilimlerin önlenemez ve yönetilemez bir aşamaya geldiği anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geleneksel hiyerarşik yapısını alt üst etmeye kararlı olan AKP zihniyetinin, bugünkü bunalımın baş aktörü olduğu açık ve nettir…”
Dikkat edilirse burada 4 şeye vurgu yapılmaktadır. “ciddi bir devlet krizine kapı aralandığı“,“Silahlı kuvvetlerin AKP’ lileştirilmesi”,“önlenemez ve yönetilemez bir aşamaya gelen Gerilim” ve “bugünkü bunalım”. Kısaca kamuoyuna pompalanmaya çalışılan; kriz, gerilim ve bunalım. Elimizi vicdanımıza koyalım bunların hiç biri olumu? Allah göstermesin, olsaydı memleketimiz için iyi olacakımıydı? Ebetteki hayır. Öyleyse nedir aceleyleverilen temenni kokan bu demeçler.
Aynı saatlerde, ana muhalefet partisi lideri Sayın Kılıçdarğlu; tatlılını yarıda keserek, kriz tellallığı yapmak için, apar topar Ankara’ ya geldi. Büyük bir hevesle geri döndüğü Ankara’ da birde ne görsün; Usta Başbakan Sayın Erdoğan, Krizi başlamadan bitirmiş, anormal durumu çoktan normale döndürmüş bile. Böylece Kılıçdaroğlu; maçı bitmiş seyircisi dağılmış bir stadyuma biletle giren, şaşkın bir seyirci gibi, çok komik bir vaziyette ortada kaldı. O haberi ilk duyduğumda çok gülmüştüm, aklıma geldikçe hala gülesim geliyor.
Bir ana muhalefet lideri bu kadar kolay mıKarambole düşer? İşte insan fırsatçı oldu mu, bazen böyle gülünç durumlara düşebılıyor.
Yeni Genel Kurmay Başkanımız Orgeneral Necdet ÖZEL, Medyadan takip ettiğim kadarıyla; Siyasetten uzak, askerlik mesleğine bağlı, demokrat ve idealist bir paşamızdır. İnşallah öyledir ve görevinin sonuna kadar hiçbir menfi propagandadan etkilenmeden hep öyle kalır.
Ayrıca belli ki Sayın Özel paşa, İktidarla uyumlu bir çalışma süreci içinde olacaktır. Böyle bir durum her şeyden önce, Türkiye için büyük bir kazançtır. Fakat ülkemizi çepeçevreleyendahili ve harici mikroplar; Güzel yurdumuza budurumu da fazla görecekler… Bu meyanda yeni Genel Kurmay başkanımız Sayın Özel’ i yıpratmak veya hükümete karşı kışkırtmak için, ellerinden gelen her türlü puşluğu (Kanal B programcısının söylediği gibi) yapacaklarını tahmin etmek zor olmasa gerek.
İşte burada yeni GKB’ ımız Sayın ÖZEL’ e büyük iş düşüyor. Doğru bildiği yoldan hiç ayrılmamalı. Hükümetle iyi bir uyum içinde çalışarak; Silahlı kuvvetlerimiz şanlı Ordumuzun, ateş gücü ve hareket kabiliyetini daha da artıracak yeni bir yapılanmayı gerçekleştirmelidir. Şunu çok iyi bilmemiz lazım: Bir GKB’ ninin Hükümetle uyum içinde çalışması, onun kişiliği için bir zaaf değil; Aksine memleketimize yapılan, çok önemli, çok büyük bir hizmetin karşılığı duyulması gereken onur ve şereftir. Bu sebeple TSK’ nin yeni komutanı Sayın Özel, Muhtemelen kendisini hükümete karşı gaza getirmeye, tahrik etmeye çalışacak yalan yanlış yayınlara şimdiden kulağını kapamalı, bu tur yayınları duymamazlıktan gelmelidir.
Şanlı ordumuz, iyi durumda olmasına rağmen, daha da iyi olması lazımdır.
Özellikle terörle mücadelede zaman zaman yaşanan olumsuzlukları süratle giderip Ordumuzun, daha etkili bir konuma getirilmesi lazımdır. Ayrıca bütün 1. Sınıf ülkelerde olduğu gibi, Ülkemizde de şanlı ordumuz; en kısa zamanda Milli Savunma Bakanlığına bağlanmalıdır. Bu konuda da Sayın Özel’ e önemli bir iş ve sorumluluk düşmektedir. Bu yazıyı yazmam biraz geç oldu amayine de yeni GKB’ mizSayın Orgeneral Necdet Özel’ e bu çok değerli yeni görevinde ona; ALLAH’ tan başarılar dilerim.
Ayrıca yapılan son Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, Asker ve sivil zevat bundan önceleri hep olduğu gibi karşılıklı değil de karışık oturdular. Belki küçük bir ayrıntı ama Ülkemizin sivilleşmesi ve Askeri vesayet rejiminden kurtulmamız açısından çok önemli görüyorum bu değişikliği.
Buraya kadar anlattıklarım, Türkiye’ nin sivilleştiğini, demokratikleştiğini kısacası normalleştiğini göstermektedir.
Daha sonra, kanlı terör örgütünün hain baskınları sonucu önce 13 sonrada 8 askerimizin şehit edilmesi olayı yüreklerimizi dağladı, bütün memleketimizi yasa boğdu. Bunun üzerine hükümetimiz gerekeni yaparak Terör örgütünün yurt dışı kamplarına karşı;havadanjetlerimizle ve karadan uzun menzilli topçu birliklerimizle yoğun ateş açıldı.
Bana göre yapılması gereken fakat çok geç kalınan bir harekattı bu. Terör örgütüne bu yolla ağır kayıplar verdirildi. Halada her fırsatta verilmeye çalışılıyor. Şahsı kanaatim bu tur ağır bombardıman, bir kara harekâtıyla desteklenmelidir.Terör örgütünün o şer yuvalarına en az 15.000 kişilik, 3 Tugay seviyesinde, bir komando baskını yapılmalıdır. Askerlikte bir kural vardır. Piyadenin (komanda piyadenin daha profesyonel şeklidir) girmediği yer, kazanılmış yer değildir ve orda kesin zafer yoktur. İstersen havadan ve karadan yapacağın ağır bombardımanla orayı yerle bir et. Bu sebeple terör yuvalarına karşı kesin sonuç alabilmek için; Bordo ve mavi bereli komandolarımız, hatta Polis özel harekât timlerimizle birlikte esaslı bir kara harekâtı kaçınılmazdır.
Kısa bir süre önce de Eski Genel Kurmay Başkanı Koşaner’ in bir konuşması düştü internet ortamına. Sayın Koşanar’ in açık yüreklilikle yapılmış lduğu, acı itiraflarla dolu özeleştirisi; Ordumuzda yeni yapılanma ihtiyacını ortaya koydu. Artık Şanlı ordumuzda büyük bir revizyona, yeniden yapılanmaya gidilmeli, mevcut aksaklıklar bir an önce giderilmelidir. Bu konuda da yeni GNK Başkanımız Sayın Özel’ e büyük iş düşmektedir. Şimdilik bu konuya burada son verip önümüzdeki yazıda daha teferruatlı bir açıklama yapacağım inşallah.
Mübarek Ramazan bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar, yüce ALLAH’ tan milletimize ve tüm alemi İslam’ a hayırlı olmasını dilerim.