Değerli dostlar, arkadaşlar.
Geçen hafta ilk yazımla sizlerin karşısına çıkarak düşüncelerimi sizlerle paylaşma imkanına sahip oldum.
Çay haber ailesine katılarak siz değerli okuyuculara ve çay haber takipçilerine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bundan dolayı memnun olduğumu siz değerli okuyucularımıza belirterek sözlerime başlamak istiyorum.
Yine geçen yazımda düşüncelerimizin ve fikirlerimizin örtüşeceği okuyucularımızın yanında, örtüşmeyen okuyucularımızın da olacağını sizlere belirtmiştim.
Bunun çok doğal bir durum olduğunu öncelikle sizlere söylemek istiyorum.
Burada bildiğim doğruları yazarken kimsenin düşünceleri ve kabullerini değiştirme gibi bir eğilimim olmayacağını da açıkça belirtim.
Hal böyle olunca kimsenin de bizim düşüncelerimizi belirtmemizden rahatsız olmaması gerekmektedir.
Bizim millet olarak hedefimiz, ülkemizi her konuda olması gereken seviyelere ulaştırmak ve herkesin bu konuda üzerine düşen görevi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışmasıdır.
Fikirlerimiz, görüşlerimiz ayrı olsa bile ülkemizin hangi sorunu olursa olsun dış düşmanlara ve bu küresel güçlere karşı hep birlikte hareket etmek mecburiyetindeyiz.
Yıllardır küresel güçlerle çok zorlu mücadele veren, bu uğurda ağır bedeller ödemiş bir millet ve devletiz.
Şu anda bile kaç cephede savaş ve var olma mücadelesi veriyoruz.
Suriye ve Irak bölgesinde;
ABD, Rusya, PKK ve deaşla.
Libyada;
Fransa, Mısır, İsrail, BAE, Rusya, Almanya vs.
Afrika bölgesinde, bizim oralardaki hizmetlerimizden dolayı halkın bize göstermiş olduğu sevgi gösterisini çekemeyen yine;
Fransa ve İsrail’le.
KKTC’de yıllardan beri yapmış olduğumuz mücadele, Yunanistan Fransa ve yine arkalarındaki küresel güçlerle.
Ermenistan’da tüm ermeni ve yahudi lobileriyle.
Şimdi bunlara bir de Akdeniz eklenince burada durum çok daha ciddi bir şekilde yine bütün küresel güç odakları toplanmış, bizim orada olmamızı istemiyorlar.
Bunlar öyle basit işler değil. Devletimizin yanında yer alarak mücadeleye kararlı bir şekilde devam edeceğiz.
Devletimiz küresel güç odaklarına karşı bu mücadeleyi verirken millet olarak bizler, içimizdeki sıkıntıları aşmamız ve hep birlikte omuz omuza vererek bu işin üstesinden birlikte gelmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum.
Aynı ülkenin vatandaşları olarak sorumluluklarımız vardır. Bizler siyasi görüşlerimiz ayrı olsa bile, farklı düşüncelere sahip olsak bile devletimizin bekası için omuz omuza vererek bunlara karşı koymada hep beraber hareket etmek durumundayız.
Benim buradan okurlarımıza, dostlarımıza, arkadaşlarımıza tavsiyem şudur. Hep birlikte düşüncelerimiz ne olursa, nasıl olursa olsun aramızdaki samimiyeti bozmadan birliğimize dirliğimize zarar verecek olumsuz işlerden hep birlikte kaçınmalıyız.
Bu durum karşısında aramızdaki sevginin saygının bozulmadan devam edeceğini görmüş olacağız. Bize de Türk milleti olarak yakışanı budur, buna göre hareket etmeliyiz.
Dünyanın hiçbir ülkesinde kendi ülkesinde yapılan dev yatırımlara, projelere karşı çıkan birilerini bulamazsın. Biz de bu kesim oldukça fazladır. Devletimiz ve bizler bir yerde bunlarla uğraşmak mecburiyetinde kalarak, enerjilerimizi bu tip işlere harcayabiliyoruz.
Bazı zaman Türkiye’de bir grup azınlık yapılan hizmetleri gölgelemek için elinden gelen gayreti göstererek, bu hizmetlerin olmaması İçin her türlü yolu deniyorlar.
Ülkemizde yapılan bütün hizmetler bizim için yapılıyor. Bu hizmetlerin yeri geldi mi faydasını hep birlikte görüyoruz.
Dünyada devletler ve insanlar olarak bizler, bu pandemi dolayısıyla sıkıntılı bir dönemle karşı karşıyayız.
Buna rağmen bizim aldığımız önlemler ve bilim kurulumuzun kararlarıyla bu dönemi en iyi şekilde atlatmaya çalışan devletler arasında yerimizi aldık.
Kendi ihtıyaçlarımızı karşıladıktan sonra da dünyada ulaşmadığımız, yardım etmediğimiz insan ve devlet kalmamıştır. Bu durum karşısında devletlerden ve insanlardan, bizden övgüyle söz edişlerini hep beraber gururlanarak takip ediyoruz.
Bunlar bizim hep beraber devletimize destek vermemizin meyveleridir. Bu bilinçle hiç bozmadan daha da farklı hizmetler yaparak devletimizin yanında yerimizi almaya ve fayda sağlamaya devam edeceğiz.
Sözlerimi şu sözlerle bitirmek istiyorum.
İngiltere: “Evde kal hastahaneye gelme.”
İtalya: “60 yaşındaysan sakın arama.”
İspanya:”Türkiye’nin yardımlarıyla 5 bin hasta daha kabul edebilirim.”
ABD: “Kaç paran var.”
Ve
TÜRKİYE: “Biz Amerika değiliz. Şüpheleniyorsan hemen gel seni tedavi edecek gücümüz var, tedavi edelim.”
Şimdi dünyada en güçlü devlet kimdir, onun kararını da siz verin.
Bu güç hepimizindir. Sizler kendinizi dışarı bırakmayın.
Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.