Türkiye’nin güvenilir ve saygın araç kiralama platformu ve uçak biletinin güvenilir adresi Yolcu360 ile dünyanın dört bir yanına ucuz uçak bileti alabilir, 180 ülkede binlerce marka ve model arasından ideal aracınızı uygun fiyatlarla kiralayabilirsiniz! Araç kiralama seçeneklerinden faydalanarak, Trakya turu yapmaya ne dersiniz? Trakya’da gezilecek yerler nereler? Trakya gezi rehberi içerisinde neler var?
Trakya Gezilecek Yerler
Türkiye’nin kuzeybatısında yer alan Trakya, tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliği ile benzersiz bir bölgedir. Tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bölge, Türkiye’nin Avrupa’ya olan karasal bağlantısını sağlıyor. Trakya’nın bu stratejik konumu Balkan kültürünün, sosyal doku gelenekler ve mutfağı üzerinde derin izler bırakmasında etkili olmuştur.
Trakya’nın zengin tarihi mirasını yansıtan yapıların arasında kaleler, köprüler, dini yapılar, kervansaraylar ve müzeler bölgenin geçmişine ışık tutuyor. Özellikle, Osmanlı İmparatorluğunun 2. Başkenti olan Edirne, başta Mimar Sinan’ın eserleri olmak üzere birçok yapıya ev sahipliği yapıyor. Tam bir açık hava müzesi olan Edirne’nin yanında Kırklareli ve Tekirdağ da tarihin yanında doğal güzellikleri ve yöresel yemekleriyle dikkat çekiyor. Trakya’da tarih meraklılarından doğa tutkunlarına, adrenalin arayan maceraperestlerden dinginlik ve huzur isteyen gezginlere kadar keşfedilecek pek çok seçenek bulunuyor.
-
Dupnisa Mağarası
Trakya’da gezilecek yerler arasında olan mağara, tam olarak 180 milyon yıl önce oluşmuş. Bu mağaranın en ilginç yanı yaklaşık dört milyon yıldan beri oluşum ve gelişimini sürdürüyor olması. Burayı öyle tek bir mağara gibi de düşünmeyin. Dupnisa, birbirine bağlı iki kat ve üç mağaradan oluşuyor. Mağaranın uzunluğu ise 2720 metre. Dupnisa Mağarası içerisinde zengin damla taş oluşumları mevcut. Trakya’da gezilecek yerler listenizde mutlaka yer alması gereken Dupnisa Mağarası, deniz yüzeyinden 345 metre yükseklikte konumlanıyor. Mağara içerisindeki zengin renk tonları, insanda değişik bir his uyandırıyor. Bu renk tonları görsel bir şölen gibi. Süt beyaz, kırmızı ve kahverenginin çeşitli tonlarının bir araya getiren mağara, dev boyutlarda olan sarkıt, dikit ve sütunlara sahip. Perde, bayrak damla taşları ve damla taş havuzları ile de etkileyici bir görüntüye ev sahipliği yapıyor.
-
Enez Kalesi
Trakya’da gezilecek yerler arasında olan Enez, İstanbul’a yakın konumu ile oldukça cazip bir yer. Dilerseniz, hafta sonu için buraya ufak bir kaçamak yapabilirsiniz. Enez’de en meşhur tarihi yapı Enez Kalesi. Kalenin yapılış tarihi tam olarak bilinmese de yapılan araştırmalar sonucunda Bizans döneminden izler taşıdığı bulundu. Enez Kalesi’nin surlarında ise Cenevizli Gattelusio ve Doria hanedanlarına ait armalar var.
-
Selimiye Cami
Trakya’da gezilecek yerler arasında bir başka yer ise inanç turizmi kapsamında ziyaret edilebilecek olan Selimiye Camii.
2011 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi arasına giren Edirne Selimiye Cami, 2.Selim tarafından 1568 yılında inşa ettirilmeye başlanmış olup, 1575 yılında tamamlanmış. Osmanlı mimarisinin güzel bir örneği olan cami, Mimar Sinan’ın ustalık eseri olma özelliğine de sahip. Cami’deki çini süslemeleri oldukça göz alıcı. Bu çiniler İznik’ten özel olarak getirilmiş.
-
Ainos Antik Kenti
Hem Enez gezilecek yerler hem de Trakya’da gezilecek yerler arasındaki bir başka yer ise Ainos Antik Kenti. Enez Kalesi’nin bulunduğu tepe üzerinde aynı zamanda Ainos Antik Kenti’nin merkezi de yer alıyor. Kuzey Ege sahili tarafında inşa edilen antik kentin üzerine Enez kurulmuş. Şehrin ismi M.Ö 7. yüzyılda Enez’e koloni olarak yerleşmiş olan Aioller’den geliyor. Ainos isminin ise Troyalı kahraman Aeneas’dan esinlenildiği düşünülüyor. Trakya’da gezilecek yerler listenizde bulunması gereken antik şehir, kurulduğu dönemde oldukça önemli bir statüdeymiş. Bunun en büyük nedenleri arasında Meriç Nehri’nin döküldüğü yerde inşa edilmiş olması muhakkak ki vardır. Antik şehir, daha sonrasında Pers’lerin, Attika-Delos Deniz Birliği’nin, Makedonya’nın, Ptolemaios Kralığı’nın, Roma’nın, Doğu Roma İmparatorluğu’nun, Cenevizli Gattelusio – Doria ailelerinin ve 1456 yılında en son Osmanlı egemenliğine girmiş.
-
Uçmakdere
Trakya’da gezilecek yerler arasında bulunan, aynı zamanda kamp ve yamaç paraşütü de yapabileceğiniz bir yer. Hatta Uçmakdere kamp yapmayı sevenler arasında oldukça popüler. Bunun en büyük nedeni eşsiz manzarası olabilir. 😊 Ganos Dağları’nın ve denizin birleşiminden oluşan bir görüntüye sahip. Şarköy’de bulunan Uçmakdere’ye İstanbul’dan gitmek de oldukça kolay. Özellikle Uçmakdere yamaç paraşütü ve kamp için birçok İstanbulluyu hafta sonu ağırlıyor.
-
Kıyıköy
Şirin mi şirin bir balıkçı kasabası burası. Ama balıkçı kasabası deyip geçmek buraya haksızlık olur. Çünkü dünya tarihinin en eski taş oyma manastırlarından biri olan ve Trakya’da gezilecek yerler arasında da bulunan Aya Nikola Manastırı, burada yer alıyor. Manastır, M.S. 527-565 yılları arasında yaptırılmış. Ayrıca kasabanın tarihi de oldukça eskiye dayanıyor. Karyalılar tarafından kurulan kasaba, ahşap evleri ile insanı büyük şehirlerdeki kocaman apartmanların görüntüsünden uzaklaştırarak, rahat bir nefes aldırıyor.
Ayrıca Kıyıköy, Kastro plajı ile de oldukça ünlü. Plajın çevresini saran Karaçam ormanları ve denizin mavisinin buluştuğu çok güzel bir plaj burası. İstanbul’a yakın olduğu için yaz aylarında buraya mutlaka gitmenizi tavsiye ederiz. Kıyıköy kamp yapmak içinde çok uygun bir yer olduğundan, dilerseniz çadırınızı kurup bütün bir hafta sonunu burada geçirebilirsiniz.
-
Arcadia Bağları
Trakya’da gezilecek yerler arasında yer alan ve tarihi şarap yolu rotasında bulunan Arcadia Bağları, o kadar güzel ki Evliya Çelebi‘nin Seyahatnamesinde bile yer almış. 17. yüzyılda Kırklareli‘yi ziyaret eden Evliya Çelebi, binlerce dönümlük Kırklareli Bağları’ndan içinde insan gezse kaybolur diyerek bahsetmiş. Trakya’da bağcılık ve şarap yapımı yaklaşık 2500’den beri devam ediyor. Eskiden burada yapılan şaraplar, başka yerlere gemilerle götürülürmüş. Trakya’nın bağları işte o kadar ünlüymüş. 😊
-
Kömür Limanı
Kalabalıktan, kaostan ve gürültüden uzak inanılmaz dinlendirici bir yer burası. 144 tane balık türü ve 78 çeşit deniz bitkisi ile Kömür Limanı dalış yapmak için harika bir yer. Su altı dünyasının zenginliklerine burada tanıklık edebilirsiniz. Trakya’da gezilecek yerler ve yaz tatili için gidilecek yerler listenize burayı kesinlikle eklemelisiniz. Tam bir doğa harikası. Kömür
Karadeniz’in en batısında yer alan İğneada Longoz Ormanları, Kırklareli ilinde. 2007 yılında Milli Park olarak ilan edilerek koruma altına alınan bu orman, Türkiye’nin en büyük longoz yani subasar ormanıdır. İğneada’nın etrafını çevreleyen bu benzersiz oluşum 3155 Hektar (Ha) oldukça geniş bir alanı kaplıyor.
Bu büyüleyici orman, Yıldız Dağlarında eriyen karlar ve yağmurlarla besleniyor. Bahar aylarında ormanın büyük bir kısmı sular altında kalırken, yaz mevsiminde su seviyesi düşerek bazı alanlarda kuruma da olabiliyor. Sular dağlardan denize doğru akarak, çukur alanlarda ve sahil şeridinde yer alan göllerde toplanıyor. Milli park içinde birbirinden güzel manzaralar sunan Hamam, Pedina, Deniz, Mert, Saka, Erikli ve Aypoloz olmak üzere yedi göl bulunuyor.
Bu göller arasında Karadeniz kıyısında yer alan Saka Gölü’nün ayrı bir önemi bulunuyor. Doğanın mucizelerine tanıklık etmek isteyenlerin hedefinde olan Saka Gölü Longozu, İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı içinde yer alıyor. Bu göl ile Karadeniz arasında yüksek kumsallar bulunuyor. Bu kumsallar gölün denizle doğrudan bağlantısını kesse de Karadeniz’in hırçın dalgaları veya su seviyesinin yükselmesi, kumsalların zaman zaman yıkılmasına neden oluyor. Ormanın sular altında kaldığı bu döngü yıl içinde birkaç defa tekrarlanıyor. Bu doğal döngü, İğneada Longoz Ormanları’nı benzersiz kılan ekosistemini besliyor.
Doğal güzellikleri ile görenleri kendine hayran bırakan longozlar, tabiatla baş başa, sessiz sakin tatil geçirmek isteyenlerin rotasında yer alıyor. Yılın her dönemi farkı renklere bürünen İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı şehir hayatının gürültü, karmaşa ve stresinden uzaklaşmak isteyenlere doğanın mucizelerini izleme fırsatı sunuyor. Konaklama alanlarının bulunduğu bu parkta, doğa yürüyüşleri, doğal yaşam gözlemciliği yapabilir, kano ile muhteşem oluşumlar içinde gezebilirsiniz.
-
Kırklareli Yayla Mahallesi ve Atatürk Evi – Kırklareli
Limanı’nın açık mavi ve berrak suyunda yüzerken kendinizi dünyanın dışında gibi hissedebilirsiniz. Burada tatil yapmak resmen doğa detoksu diyebiliriz. Bütün negatif enerjinizi sizden alıp çekiyor gibi. Harika bir dinlenme yeri. Ayrıca Kömür Limanı kamp yapmak içinde elverişli. Buraya gelip çadırınızı kurup, gece deniz sesi eşliğinde uyuyabilirsiniz.
Kömür Limanı nerede? 17500 Değirmendüzü/Gelibolu/Çanakkale. Kiralık araç seçeneklerinden faydalanmak için Çanakkale merkez araç kiralama opsiyonlarına bakabilirsiniz. Çanakkale ve Kömür Limanı arası yaklaşık 50 kilometre ve araç ile yolculuk süresi 1 saat 56 dakika.
-
İğneada Longoz Ormanları – Kırklareli
Kentsel sit alanı olan Kırklareli’nin Yayla Mahallesi, şehrin tarihi dokusunu koruyan, açık hava müzesi niteliği taşıyor. Bu mahalle, geleneksel Osmanlı Mimarisi’nin karakteristik özelliklerini taşıyan cumbalı, ahşap detaylı, iki katlı yapılar bulunuyor. 19. Yüzyıl sonları ve 20. Yüzyıl başlarında yapılan bu evler, korunarak günümüze kadar ulaşmışlardır. Aslına sadık kalınarak yapılan restorasyon çalışmaları ile bölge, Kırklareli’nin turizm merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Birçok müze ve tarihi yapıyı barındıran Tarihi Yayla Mahallesi, Kırklareli’nde gezilecek yerler arasında önemli konumda bulunuyor. Zamanın durduğunu hissedeceğiniz bölgede, Rum ustalar tarafından inşa edilen neoklasik yapı örneklerini de görebilirsiniz.
Tarihi ve mimari zenginliği ile öne çıkan mahallede, Atatürk Evi yoğun ilgi gören yerlerin başında yer alıyor. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evin bire bir modeli olan yapı, 17 Ocak 2018 tarihinde ziyarete açılmıştır. Yoğun ilgi gören evde, Atatürk’ün birçok kişisel eşyası sergileniyor. Döneminin yaşam şeklini yansıtan antika mobilyalarla düzenlenen bu müzede, tarihe ışık tutan birçok zengin koleksiyonları bir arada inceleyebilirsiniz.
-
Ali Rıza Efendi Kültür Evi – Kırklareli
19. yüzyıl başlarında bir Rum aile için inşa edilen Ali Rıza Efendi Kültür Evi, Kırklareli’nin Tarihi Yayla Mahallesi’nde yer alıyor. Tarihi boyunca birkaç sefer el değiştiren yapı, 2017 yılından sonra Kent Müzesi vasfıyla hizmet vermeye başladı. Bu kültür evinde, Kırklareli’nin kültürel zenginliğini daha kolay anlamamızı sağlayan Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Türk odaları bulunuyor. Her ülkenin kendine ayrılan bölümünde, kültürel dokularını, yaşam tarzlarını anlatan koleksiyonlar, belgeler ve fotoğraflar sergileniyor. Oldukça renkli olan bu müzede, Balkan ve Trakya kültürünü yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz.
Kentin zengin tarihi mirasının sergilendiği Ali Rıza Efendi Kültür Evi, çeşitli kültür ve sanat etkinliklere de ev sahipliği yapıyor. Girişin ücretsiz olduğu Kültür Evi’nde, ziyaret tarihiniz doğrultusunda ilginizi çekecek bir etkinlik de olabilir.
-
Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
1927 yılında Vali Konağı olarak inşa edilen Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, mimari tasarımıyla dikkat çekiyor. Özellikle cephelere hareket katan İznik çinileri, Cumhuriyet Dönemi’nin mimari detayları, yapıya eşsiz bir karakter kazandırıyor.
Müzenin Taş Eserler Salonu ve Arkeolojik Eserler Salonu’nda, il sınırları içerisindeki ören yerlerinden toplanan buluntular sergileniyor. Etnografya Salonu’nda ise Osmanlı ve yakın dönemlere ait, Tekirdağ yöresinin yaşam şeklini anlatan eserler sergileniyor. Bölgenin zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek için bu müzeyi mutlaka görmenizi öneriyoruz. Müze Kart’ın geçerli olduğu bu müze, sizin için önemli bir durak olabilir.
-
Hora Feneri – Tekirdağ
Hora Feneri, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesinin Hoşköy mahallesinde yer alıyor. 1861 yılında Fransa’dan getirilen malzemelerle yine Fransızlar tarafından inşa edilen fener, kendi etrafında tam turu 20 saniyede tamamlıyor. Marmara Denizi’nde seyir yapan gemilere yol göstermek amacıyla inşa edilen yapı, günümüzde de aktif olarak kullanılıyor. Tamamı metalden yapılan Hora Feneri’nin 25 metre yüksekliği bulunuyor. Tarihe meydan okuyan bu yapı günümüzde ziyarete açık değil. Ancak, fenerin etrafında vakit geçirmek ve Marmara Denizi’nin büyüleyici manzaralarına, Şarköy’ün eşsiz doğal güzelliklerine tanık olmak için Hora Feneri’ni ziyaret listenize ekleyebilirsiniz.
-
İbrahim Balaban Müzesi Tekirdağ
İbrahim Balaban Müzesi, Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde, aslına uygun olarak restore edilmiş tarihi bir evde hizmet veriyor. Ünlü Türk ressam ve yazar İbrahim Balaban’ın katkılarıyla hazırlanan müzenin her iki katında sanatçıya ait eserler yer alıyor. Resim ve edebiyat alanında çok yönlü kişiliğe sahip olan sanatçı, çeşitli nedenlerde iki defa cezaevine girmiştir. Hapishanede Nazım Hikmet tanışan sanatçı, onun yönlendirmeleri ile resimle ilgilenmeye başlamıştır. Nazım Hikmet’in şiirlerinin resmeden sanatçının kendine özgü bir tarzı bulunuyor. İbrahim Balaban’ın biraz kurgu biraz da dışavurumcu yaklaşımla ortaya çıkardığı eşsiz resimlerinden oluşan geniş koleksiyonu bu müzede görebilirsiniz. Sanatçının özel eşyaları ve fotoğraflarının da sergilendiği müzeyi, Tekirdağ’da görülecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
-
Namık Kemal Evi – Tekirdağ
Namık Kemal Evi, 1840 yılında Tekirdağ’da doğan ünlü şairimiz Namık Kemal’in anısını yaşatmak için 1993 yılında kurulmuştur. Bu müze, Namık Kemal’in doğduğu evin yakınlarında restore edilen, 19. Yüzyıl özelliklerini taşıyan Tekirdağ evinde hizmet veriyor. Sanatçının hayatını, eserlerini ve Türk edebiyatına katkılarını gözler önüne seren müzenin dekorasyonunda dönemin mobilyaları kullanılmıştır.
Tekirdağ mutfağı, başodası, yatak odası gibi bölümlerde sergilenen etnografik eserler, ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. Şaire ait kişisel eşyalar, mektuplar, el yazmaları ve belgelerin sergilendiği müzede, Tekirdağ’da görev yapan ünlülerin eserlerini de görebilirsiniz.
-
Hıdırlık Tabyası – Edirne
Edirne’nin en büyük tabyası olan Hıdırlık Tabyası, hem Osmanlı-Rus savaşında hem de Balkan Savaşları’nda kentin savunmasında kritik rol oynamıştır. Bulgarlar tarafından kuşatılan Edirne’yi 155 gün süreyle savunan Mehmet Şükrü Paşa, bu tabyayı karargah olarak kullanmıştır. Bu destansı direnişin tanığı olan Hıdırlık Tabya’sı, nizamiye, koğuş binası, topçu odaları, topçu bataryaları, hendek ve avludan oluşuyor. Edirne’nin direniş ruhunu yansıtan bu müzede, Balkan Savaşları ve Cumhuriyetin ilk dönemlerine ait askeri malzemeleri ve kıyafetleri inceleyebilirsiniz. Mutlaka görmenizi önerdiğimiz Hıdırlık Tabyası Edirne’de gezilmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
-
Meriç Köprüsü – Edirne
Mecidiye Köprüsü, diğer adıyla Meriç Köprüsü, 1842 ile 1847 yılları arasında yapılmıştır. 263 metre uzunluğundaki köprü, Edirne’nin simgeleri arasında bulunuyor. Tam bir sanat eseri olan Meriç Köprüsü, 7 metre genişliğindedir. Selçuklu kültürünün izlerinin görüldüğü köprüde, 12 hayvanlı Türk takvimi ve sekiz köşeli yıldız figürleri bulunuyor. Mimari ve statik açıdan döneminin harikası olan köprünün inşasında kesme taş kullanılmıştır. Meriç Köprüsünde, 13 ayak üzerinde 12 kemerli açıklık bulunuyor. Köprünün ayaklardaki tahliye delikleri ve üçgen planlı selyaranları, nehrin debisi yükseldiğinde suyun akışını yönlendirmede önemli bir rol oynuyor. Özellikle ayaklardaki tahliye delikleri, suyun seviyesi yükseldiğinde ayaklarda ekstra akış alanı oluşturuyor. Köprünün dayanıklılığını artıran bu detaylar, yapının günümüze kadar gelmesinde etkili olmuştur.
Köprünün üzerinde dört kemer üzerine oturtulmuş mermer seyir köşkü yer alıyor. Vaktinde padişahların gün batımını izlemek için kullandığı söylenilen köşkün işlemelerine hayran kalabilirsiniz. Tavan ve alınlardaki işlemelerin yanında padişahın tuğrası da köşkün tarihi izleri arasında bulunuyor. Meriç Köprüsü için özel bir gezi rotası oluşturabilir ve günbatımında Edirne’nin muhteşem manzaralarına tanıklık edebilirsiniz.
-
Büyük Sinagog – Edirne
1905 yılında Edirne’de çıkan büyük yangında 13 sinagog tamamen yok olmuştur. Sultan 2. Abdülhamit’in fermanıyla kente yeni ve büyük bir sinagog yapılmasına karar verilir. Fransız mimar Frace Depre’ye inşa edilen yapı, 1906’da ibadete açılmıştır. Viyana’daki Leopoldstadt Tempel adlı sinagogdan esinlenerek tasarlanan yapı, Avrupa’nın 3.Türkiye’nin en büyük sinagogu olma özelliğine sahiptir. 1983 yılına kadar ibadethane olarak kullanılan sinagog, Yahudi halkın kenti terk etmesiyle yıkılmaya yüz tutmuştur. 2015 yılında restore edilerek tekrar ibadete açılan sinagog, turistik ziyaretlere de ev sahipliği yapıyor. Edirne Büyük Sinagogu Türkiye’nin dini mozaiğini ve kültürel zenginliğini göstermesi nedeniyle büyük önem taşıyor.