Genel

Sultanahmet Gezilecek Yerler – En Güzel 12 Yer

“Tarihi şehir” diye de bilinen İstanbul’un en eski bölgesi Sultanahmet aynı zamanda en turistik yerlerden biri. O yüzden bu yazıda Sultanahmet Bölgesi’nde görmeye değer yerler ve yapıların bir listesini çıkarıp, hepsi hakkında kısa kısa bilgileri Sultanahmet gezilecek yerler rehberimiz boyunca paylaşacağım.

Abone Ol

Sultanahmet Gezilecek Yerler Listesi

Önce Bizans, sonra da Osmanlı İmparatorlukları’nın merkezi olan, yüzyıllar boyunca padişahlara, imparatorlara ev sahipliği yapan ve döneminde dünyanın kaderini belirleyen kararların alındığı bölgeyi gezmeye hazırsanız, ben de size yardımcı olmaya hazırım.

Hadi zaman kaybetmeden Sultanahmet gezilecek yerler yazımıza başlayalım.

1. Sultanahmet Meydanı

Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde hipodrom olan bugünkü Sultanahmet Meydanı yüzyıllar boyunca İstanbul’un merkezi olmuş. Bugün de şehrin en önemli birkaç meydanından biri. Zaten bölge İstanbul gezilecek yerler listemizde de birçok önemli yapıya ev sahipliği yapıyor.

Meydan, Tarihi Yarımada olarak anılan bölgenin de merkezi konumunda ve bu yarımadada yer alan tüm tarihi mekanlar Sultanahmet Meydanı içerisinde veya çevresinde konumlanmış durumda.

Bunlardan biri, hatta ilki de Almanya’da yapılarak parça parça buraya taşınan Alman Çeşmesi. 1901 yılında parçaların birleştirilerek açıldığı çeşme sekiz sütunlu ve dışı da çinilerle işlenmiş bir eser. Ve burası da bir Sultanahmet gezisine başlamak için en ideal nokta diyebilirim. 

Tabii ki hazır buraya kadar gelmişken meydanı çevreleyen cafe ve restoranlarda bir kahve molası vermek veya yemek yemek de listenizde olsun. Meraklı turistleri, heyecanlı tüccarları ve çevredeki müzeleri gezmek isteyen sanat severleri izlemek de ayrı bir keyif.

Bu arada ilk kez İstanbul’a gidenler için Sultanahmet bölgesi konaklama için ideal yerlerin başında geliyor. Şehirde konaklama konusunda genel bilgileri ve otel tavsiyelerimizi İstanbul’da nerede kalınır? başlıklı yazımızda bulabilirsiniz.

2. Theodosius Dikilitaşı, Yılanlı Sütun ve Örme Sütun

Sultanahmet Meydanı buranın hipodrom olduğu zamanlardan kalan üç sütuna ev sahipliği yapıyor. Ve hepsi de öyle görkemli ki, gözden kaçırmanız imkansız diyebilirim.

Meydanın ortasında yer alan ve granitten yapılan Theodosius Dikilitaşı MS 390 yılında İmparator Theodosius tarafından, Mısır’dan getirtilerek hipodroma yerleştirilmiş. Ancak dikilitaşın yapılışının MÖ 15. YY olduğu düşünülüyor.

Biraz daha güneyde yer alan Yılanlı Sütun ise MÖ 479 yılında, Antik Yunan kentlerinden Delfi’de yapılmış. Sütun bronzdan yapılmış ve birbirine dolanmış üç yılanı tasvir ediyor.

Meydanın en güney ucundaki Örme Sütun ise hakkında en az bilgiye sahip olduğumuz dikilitaş. Ne zaman yapıldığı bilinmeyen dikilitaşa dair en eski bilgiler VII. Konstantinos tarafından 10. YY’da tamir ettirildiğine dair.

3. Sultanahmet Camii

Padişah I. Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii yapıldığı dönemde de bugün de kentin en önemli camii. Burası ayrıca içindeki külliye ile birlikte İstanbul’daki en büyük ve en önemli tarihi yapı.

Camii farklı renklerde, ama en çok da mavi ağırlıklı İznik çinileriyle dekore edilmiş olduğu için yurt dışında Blue Mosque (Mavi Camii) adıyla biliniyor. Külliyede ise bir kısmı günümüze ulaşamamış olsa da medreseler, arasta, mağazalar, hamam, çeşme, türbe, şifahane ve imarethane gibi işlevsel bölümler mevcutmuş. Ki eskiden medrese olan kısım bugün Devlet Arşivi olarak kullanılıyor.

6 minareli camii Sultanahmet Meydanı gezisindeki en önemli yapılardan biri. Camiye giriş ücretsiz ve elbette içeri girerken giyim kurallarına uymak da gerekiyor. Tam olarak kapanma gerekmese de diz üstü etekler, askılı üstler kabul edilmiyor.

  • 1 Nisan – 30 Eylül arası ziyaret saatleri 08:30 – 19:30,
  • 1 Ekim 31 Mart arası ziyaret saatleri 08:30 – 17:00
  • Cuma günleri ziyaret saatleri 14:30’da başlıyor.

4. Ayasofya Camii

Sultanahmet gezilecek yerler listesi yazısına çok önemli bir tarihi yapı ile devam edelim isterseniz, o da son yıllarda tekrar camiye çevrilen Ayasofya.

Bizans İmparatoru I. Justinyen tarafından 532-537 yılları arasında kilise olarak yaptırılan Ayasofya Camii, daha önceden aynı yere yaptırılmış 2 kiliseden sonra inşa edilmiş bir eser.

Tarihi yapı yüzyıllar boyunca kilise olarak kullanılmış ve bu sürede onlarca doğal afet, savaş ve isyana tanıklık etmiş. İstanbul’un fethi ile birlikte Padişah Fatih Sultan Mehmet buraya fazlasıyla önem vermiş, ciddi miktarda bir bütçe ayırarak tadilatını yaptırmış. Kiliseye eklenen minare ve medrese ile birlikte statüsünü de camiye çevirmiş.

Tabii Fatih Sultan Mehmet’ten sonra da her Osmanlı padişahı burayla ilgilenmiş, hepsi çeşitli eklemeler yapmış (minber, kürsü, şadırvan, kütüphane gibi) ve Ayasofya insanlığın mirası olarak bugüne kadar korunmuş.

24 Kasım 1934’te Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye çevrilen ibadethane 2020 yılında yeniden cami olarak hizmet vermeye başlamıştır.

İstanbul’un en değerli hazinelerinden, en önemli tarihi ve turistik yapılarından biri diyebileceğimiz Ayasofya Camii bugün dünyanın her yerinden gelen milyonlarca turisti ağırlamaya devam ediyor.

Ayasofya Camii’ne giriş ücretsizdir ve elbette kılık kıyafet açısından derli toplu olunması gerekiyor. Ziyaret saatleri ise:

  • 1 Nisan – 30 Eylül arası ziyaret saatleri 09:00 – 19:30,
  • 1 Ekim 31 Mart arası ziyaret saatleri 09:00 – 17:00
  • Cuma günleri ziyaret saatleri 14:30’da başlıyor.

5. Yerebatan Sarnıcı

İstanbul’un en görkemli tarihi eserlerinden bir diğeri ise Bazilika Sarnıcı olarak da anılan Yerebatan Sarnıcı’dır.

Aslında şehrin ihtiyacı olan suyu stoklamak için yapılan bu sarnıç ilk inşa edildiğinde (6. YY) bir bazilikanın altında yer aldığı için Bazilika Sarnıcı deniliyormuş. Yalnız içerisindeki 336 yüksek sütun görkemli bir atmosfer yarattığı için halk arasında Yerebatan Sarayı olarak anılır olmuş. Ve zamanla adı da Yerebatan Sarnıcı olarak güncellenmiş.

140 metre uzunluğunda, 70 metre genişliğinde olan sarnıç 100 bin ton su depolama kapasitesine sahiptir.

Yerebatan Sarnıcı bugün kentte en çok turist çeken yapılardan biri olmasının yanı sıra çeşitli konserlere ve etkinliklere de ev sahipliği yapmaktadır.

Bu yazının güncellendiği 2021 Ekim itibariyle Yerebatan Sarnıcı tadilat sebebiyle ziyarete kapalıdır.

6. Topkapı Sarayı

Osmanlı İmparatorluğu’nda uzun süre boyunca padişahlara ev sahipliği yapmış, devletin de yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı bugün hala ilk günkü ihtişamını koruyan yapılardan biri.

1460 – 1478 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet’in emri ile inşa edilen saray aslında tek seferde tamamlanmamış, 19. YY’a kadar buraya çeşitli yapılar eklenmeye devam etmiş.

Fatih Sultan Mehmet’ten 31. Padişah Sultan Abdülmecit’e kadar devletin yönetim yeri, padişahların da resmi ikametgahı olan saray 19. YY’da hanedanın Dolmabahçe Sarayı’na taşınması ile bu sıfatlarını terk etmiş. Ancak manevi önemini hiç yitirmeyerek müzeye dönüştürülmüş, sürekli korunmuş ve tadilatlardan geçirilmiş.

Topkapı Sarayı; Alay Meydanı, Divan (Adalet) Meydanı, Enderun Meydanı ve Dördüncü Meydan olmak üzere dört avluya sahiptir. Dıştaki avlularda kilise, darphane, hastane, ambar gibi yerler varken, iç avlulara doğru geçildiğinde Arz Odası, Has Oda, Harem Dairesi, Enderun Hazinesi, Saray Okulu gibi yerler görülür.

7. Gülhane Parkı

Saraya gül yetiştirmek amacıyla yapılan ve dört yüzyıl boyunca Topkapı Sarayı’nın dış bahçeleri olarak kullanılan Gülhane Parkı 1912 yılında parka çevrilerek tüm kent halkının kullanımına sunulmuş bir yeşil alan.

Bahçeleri, havuzları, dinlenmek için kullanılan bankları, açık hava cafeleri ve bazı yerlerinde eşsiz Boğaz manzarası ile Gülhane Parkı keyifli bir Sultanahmet gezisinde durup nefes alınacak en ideal yerlerden biri.

Ayrıca parkın içinde yer alan İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi de gezmeye değer yerlerden.

8. Aya İrini Müzesi

Aya İrini aslında ilklerin yeri diyebilirim. Bizans’ın ilk kilisesi, Osmanlı’nın da ilk müzesi. MS 330’larda Bizans’ın ilk kilisesi olarak yapılan Aya İrini çeşitli yangınlara ve savaşlara direnmiş. İki kere yanmış ve yeniden yapılmış.

Topkapı Sarayı’nın birinci avlusunda bulunan kilise 1846 yılında müzeye dönüştürülmüş ve Osmanlı’nın ilk müzesi ünvanını almış. Bir süre de o şekilde kullanıldıktan sonra içerisindeki eserler Çinili Köşk’e taşınmış. Müze bugün genellikle konserler ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapıyor.  

9. İstanbul Arkeoloji Müzesi

Tarih öncesi çağlardan Osmanlı Dönemi’ne uzanan, içerisinde antik çağ heykelleri, lahitler gibi eserlerin yer aldığı zengin bir koleksiyona sahip olan İstanbul Arkeoloji Müzesi bir Sultanahmet gezisinin en önemli sanat duraklarından biri. Koleksiyonunda 1 milyona yakın eser bulundurarak dünyadaki sayılı müzeler arasında da yerini almış durumda.

19. YY sonunda Osman Hamdi Bey tarafından kurulan müze aynı zamanda Türkiye’de müze olması amacıyla yapılan ilk binada yer alıyor.

10. Türk İslam Eserleri Müzesi

1914 yılında Mimar Sinan’ın önemli eserlerinden Süleymaniye Camii Külliyesi’ndeki İmaret Binası’nda açılan ve 1983 yılında bugünkü yerine, yani İbrahim Paşa Sarayı’na taşınan Türk İslam Eserleri müzesi türünün nadide örneklerinden biri.

Memlük, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri’ne ait, nadir bulunan eserlerin sergilendiği müzedeki eserler İslam Coğrafyası’nın da çeşitli yerlerinden toplanmış. Ayrıca müze dünyadaki en zengin halı koleksiyonuna da sahip. Halı dışındaki eserlere ise taş ve pişmiş toprak eserler, seramik ve cam objeler, el yazmaları, altın eserler şeklinde örnek verilebilir.

11. Hürrem Sultan Hamamı (Haseki Hamamı)

Ayasofya Müzesi ile Sultanahmet Camii arasında yer alan Haseki Hamamı Mimar Sinan tarafından 1556 – 2557 yıllarında Hürrem Sultan için yapılmıştır. Hamam, 532 yılında tamamen yıkılan bir Roma hamamının bulunduğu yere inşa edilmiş.

Kadınlar ve Erkekler kısmı olarak ayrılan Haseki Hamamı’nda bu bölümler de kendi içinde soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere üçer bölümden oluşuyor.

Hürrem Sultan Hamamı bir müze statüsünde olsa da bugün turistik bir hamam olarak faaliyet gösteriyor ve içerisinde halı, kilim satışı da yapılıyor.

12. Soğukçeşme Sokağı

Topkapı Sarayı ile Ayasofya Camii arasında kalan Soğukçeşme Sokağı restore edilmiş iki katlı evleri ile son derece fotojenik bir sokak.

Tek taraflı dizilmiş, açık renklerdeki cumbalı ahşap evlerden oluşan sokak trafiğe kapalı. Evler Topkapı Sarayı’nın duvarına dizilmiş ve cephesi de Ayasofya Camii’ne bakıyor. Evlerin büyük kısmı şu anda pansiyon, otel olarak hizmet veriyor.

Gezginlerin çoğu ise sokağı görmenin yanında Instagramlık fotoğraflar çekmek için de uğruyor buraya.