Rize Hafızlar Derneği Başkanı Mustekim Kaba yaptığı açıklamada;

14 Eylül Cumartesi'yi, Pazar'a bağlayan gece, Resûl-i Ekrem Efendimizin (sas) dünyamızı teşriflerinin 1453. sene-i devriyesini idrak edeceğiz. Bizleri ona (sas) ümmet eyleyen Rabbimize nihayetsiz hamd ü senalar olsun. Bundan 14 asır önce, yeryüzünde, haksızlık ve adaletsizliğin hayatı esir aldığı, cehalet girdabında insanlığın yolunu ve yönünü kaybettiği karanlık bir dönemde; Peygamberimiz (s.a.s), adeta insanlığın yeniden doğuşunun bir muştusu olarak dünyayı teşrif etmiştir.

İnsanlık, onun rehberliğiyle hakikate ve hidayete erişmiş; onun örnekliğiyle merhametle ve izzetle tanışmıştır. O, Allah’ın varlığa merhametinin bir tecellisidir. Nitekim Rabbimiz; “Biz seni âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107) buyurarak onun insanlık için ifade ettiği büyük manaya dikkat çekmektedir.

O, Allah’ın insanlığa büyük bir lütfu ve nimetidir. Yüce Mevla; “İçlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, mü’minlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki onlar önceleri apaçık bir sapıklık içindeydiler.” (Âl-i imran, 164) ayetiyle bu hakikati beyan etmektedir.

O, hayatını insanlığın iyiliğine adayan bir rahmet elçisidir. Zira Cenab-ı Hak; “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzab, 45-46) buyurmaktadır. O, hakkın ve hakikatin şahidi; hak yolunun delilidir. O, Allah’a kulluk bilinciyle, iyilik ve ibadet üzere bir hayat yaşayanların rehberi ve müjdecisidir. O, Allah’ın dininden ve Resulünün yolundan sapanlara karşı, Allah’ı, mahşer gününü, azabı hatırlatan bir uyarıcıdır. O, insanlığı âlemlerin Rabbine, iyiliğe, adalete ve merhamete davet eden bir davetçi ve getirdiği ilahi mesajla yeryüzünü aydınlatan nurlu bir kandildir.

Bugün maalesef, dünya yeniden bir cahiliye girdabına doğru sürüklenmektedir. Savaşlar, zulümler ve haksızlıklar yine yeryüzünün huzur ve barışına kastetmektedir. Çocuklar, kadınlar, yetimler ve kimsesizler, yine ihmal, istismar ve haksızlıklara maruz kalmaktadır. Tüm insanlık, bütün değerleriyle Gazze’de enkaz altında kaldı. Hayatta kalanlar, sadece can veren mazlum kadınlar, yaşlılar ve minik bedenleri parçalanan masum çocuklar oldu. Çünkü şehitler ölmez. Onlar diridir ve Rableri katında rızıklandırılırlar.

"Bu gece gönülden haykırarak başta Gazze olmak üzere Doğu Türkistan, Suriye ve Dünyadaki bütün mazlum kardeşlerimiz için dua edelim."

Ey Rabbimiz, Gazze’ye saldırarak zulmüne ara vermeyen işgalcilere karşı Filistinli kardeşlerimizi muhafaza eyle. Kınamaların ötesine geçerek,dünyadaki tüm mazlumların feryadına hakkıyla kulak verecek aziz bir ümmet olmayı bizlere nasib eyle. Allah’ım, insanlığa yeniden insanlık lütfeyle. Lütfeyle ki, vicdan ve merhametle yeniden buluşalım. Allah’ım, biz Müslümanlara yeniden İslam nimetini bahşeyle. Bahşeyle ki, Hz. Musa’nın ifadesiyle; susarak mücrim olmayalım. Mücrimlere ortak olmayalım. Bahşeyle ki, Gazze'de yitirdiğimiz izzeti yeniden bulalım. Mazlum kardeşlerimize sahip çıkıp yeniden aziz ümmet olalım.

Diğer yandan, aklını ve vicdanını kaybeden bir takım kişi ve gruplar, insanlığın kurtuluş umudu olan İslam’a ve Müslümanlara saldırmakta, özellikle Avrupa’da ahlaktan, insaftan, edepten yoksun bir şekilde İslam’ın muazzez elçisine saygısızlık yapılmakta, sorumsuz ve basiretsiz söylemlerle camilerimiz ve Müslüman kardeşlerimiz, ırkçı terör guruplarının hedefi haline getirilmektedir. Hâlbuki bugün dünya, Peygamber Efendimizin üstün şahsiyeti ve örnek ahlakı nezdinde İslam’ın hayat veren ilkelerini aramaktadır. Bu sebeple Peygamber Efendimize ümmet olmanın onurunu yaşayan müminler olarak bizler, bütün bu saldırılar karşısında güçlü bir duruş ortaya koymak; dünyayı, İslam’ın merhamet, adalet, hakkaniyet, güzel ahlak ilkeleriyle tanıştırmak için daha çok gayret göstermek zorundayız.

Bu itibarla Mevlid-i Nebi’yi, geçmişimiz ve istikbalimiz için bir tefekkür vesilesi kılalım. Rabbimize, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımız ekseninde hayatımızın muhasebesini yapalım. Peygamberimizin sünneti çerçevesinde söz ve davranışlarımızı gözden geçirelim. Bu müstesna zamanı hata ve günahlarımızdan arınma bilinciyle idrak ederek ömrümüzün kalan kısmında Allah’a iyi bir kul, habib-i edibine güzel bir ümmet olmanın azmini kuşanalım. Nasıl ki ondört asır önce geldiğinde çağ başka bir çağ, âlem başka bir âlem oldu. Rahmet Elçisi'nin Mevlid-i Şerifinin 1453. sene-i devriyesi de vatanımız, milletimiz, ümmetimiz ve topyekün yeryüzü ahalisi için rahmetli bir kurtuluşa vesile olsun. Mevlid kandilimiz mübarek olsun. Rahmet elçisinin öncülük ettiği yüce değerlerle yeniden buluşmamız ve onun iftihar edeceği bir ümmet olabilmemiz niyazlarımla, aziz milletimizin ve âlem-i İslam’ın Mevlid Gecesi’ni tebrik ediyor; iyilik, takva ve güzel ahlakla bezeli bir hayatı bize ve çocuklarımıza bahşetmesini, Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.

Dünyamızı teşriflerinin 1453. sene-i devriyesinde Rahmet elçisinin öncülük ettiği yüce değerlerle yeniden buluşmamız ve onun iftihar edeceği bir ümmet olabilmemiz niyazlarımla Mevlid Geceniz mübarek olsun. Salat ü selam,tahiyyât ü ikram,her türlü ihtiram ona,âline,ashâbına olsun.

Muhabir: REYHANE YAZICI TÜYLÜOĞLU