Genel

Zonguldak’ta Gezilecek Yerler | En Güzel 29 Yer (Sıralı Liste)

Zonguldak tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri ve eşsiz kültürüyle Türkiye'nin Karadeniz'e kucak açan şehirlerinden birisi. Maden geçmişi ve denizle iç içe olan bu şehir, sadece endüstriyel bir mirasa sahip değil, aynı zamanda misafirlerine keşfetmeye değer bir dizi cazibe noktası sunuyor. Zonguldak, her zevke hitap eden bu çeşitli turistik yerleriyle ziyaretçilerini ağırlamaya hazır bir yer.

Abone Ol

1. Gökgöl Mağarası

Gökgöl Mağarası, Zonguldak ilinin Çaycuma ilçesinde bulunan doğal alan, 1994 yılında keşfedildi ve ancak 2010 yılında ziyarete açılabildi. Birbirinden farklı olan dört kattan oluşan mağaranın uzunluğu yaklaşık 3 kilometre olarak hesaplandı. İçinde birçok sarkıt, dikit, sütun ve perde gibi kireçtaşı oluşumları yer alıyor. Gökgöl Mağarası, Türkiye’nin en uzun onuncu doğal yapısı olması ile de önem kazanıyor. Yapının yaklaşık olarak 875 metrelik kısmı ziyaretçilere açıldı. Mağaranın içinde yürüyüş yolları, aydınlatma sistemi olduğu için rahat bir şekilde yürüyebilirsiniz.

Mağarayı gezerken doğal güzelliklerin yanı sıra tarihi ve kültürel değerlerini de öğrenebilirsiniz. Gökgöl Mağarası, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken bir yer olmaya başladı. Mağarayı ziyaret edenler, doğanın büyüleyici gücüne tanık olabilir, fotoğraf çekebilir ve huzurlu bir zaman geçirebilirler. Gökgöl Mağarası, Türkiye’nin saklı cennetlerinden birisi ve görülmesi gereken bir yer.

Giriş ücreti

  • 40 TL

Açık olduğu saatler

  • 10.00-19.00

Konum Linki

2. Zonguldak Belediye Kapuz Plajı

Zonguldak Belediye Kapuz Plajı, Karadeniz’in mavi bayraklı plajları arasında en fazla tercih edilenlerden birisi. Şehir merkezine yakın bir konumda bulunan plaj, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çektiği için oldukça popüler bir yer haline geldi. Plajın kumlu sahili, temiz suyu ve harika imkanları ile iç içe bir tatil yapmak isteyenler için ideal bir nokta. Plajda cankurtaran, yelek, şemsiye, duş, soyunma kabini, kafe, restoran gibi hizmetler yer alıyor. Zaman zaman etkinliklerin de düzenlendiği bir yer olması nedeniyle sadece denize girmek için kullanılmıyor. Kapuz Plajı, Zonguldak’ın doğal ve kültürel güzelliklerini keşfetmek isteyenler için harika bir başlangıç noktası olabilir. Zonguldak’ta denize girilecek yerler için linkteki yazımıza da göz atabilirsiniz.

Plajdan sonra Zonguldak’ın tarihi yerlerini, müzelerini, mağaralarını, köprülerini, maden ocaklarını, yaylalarını ve daha birçok ilgi çekici noktasını ziyaret edebilirsiniz. Kapuz Plajı, hem eğlenceli hem de huzurlu bir tatil deneyimi sunan bir yer. Sahil, Zonguldak’ta gezilecek yerler arasında kesinlikle yer alıyor.

Konum Linki

3. Cehennemağzı Mağaraları

Ereğli ilçesinde bulunan Cehennemağzı Mağaraları, Türkiye’nin en eski ve en ilginç mağara sistemlerinden birisi olarak biliniyor. Yan yana üç mağaradan oluşan bu yer, hem mitolojik hem de tarihi açıdan zengin bir kültürel mirasa sahip. Cehennemağzı Mağaraları, Yunan mitolojisinde Herakles’in ölüler ülkesine indiği ve üç başlı köpek Kerberos’u yakaladığı yer olarak düşünüldüğü için bu isimle anılıyor. Bu nedenle, antik çağda Acheron Vadisi olarak adlandırılan bu bölge, bir kehanet merkezi olarak da işlev gördü. İlk Mağara, Hristiyanlığın başlangıç dönemlerinde ibadet yeri olarak kullandı. Bu dönemde Hristiyanlığın yasak olması nedeniyle mağara gizli ibadethaneye dönüştürüldü. Mozaik döşemeli, sütunlu ve apsisli bu mağara, bir kilise mağarası ya da Herkül mağarası olarak da isimlendiriliyor.

Mağaraların ikincisi, Koca Yusuf Mağarası olarak da bilinir. Bu mağara, 1,5 kilometre uzunluğunda bir tünel şeklindeydi. Ancak 1960’lı yıllarda kayanın düşmesi sonucunda 350 metrelik kısmı görülebiliyor. Bu mağaranın tamamen insan eliyle yapıldığı net bir şekilde anlaşılabiliyor. Üçüncü mağara da insan eliyle yapılmış ve su sarnıcı olarak hizmet vermiş bir yer. Bu mağaranın zemini, taban suyu ile kaplı. Cehennemağzı Mağaraları, doğal güzelliğinin yanı sıra, farklı uygarlıkların izlerini taşıyan bir kültür mozaiği sunduğu için oldukça önemli bir yere oturuyor.

Giriş ücreti

  • 60 TL

  • Müze Kart ile ücretsiz.

Açık olduğu saatler

  • 08.30-19.30

Konum Linki

4. Filyos Kalesi

Çaycuma ilçesinde bulunan Filyos Kalesi, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Romalılar tarafından inşa edildiğine dair bir izlerin olduğu kale, denize hakim bir noktada yükseliyor. Kalede Helenistik-Roma dönemlerine ait kule kalıntıları, mermer sütunlar, taş lahitler ve tuğla mezarlar görülebiliyor. Kale, 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek turizme kazandırıldı. Filyos Kalesi, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle ilgi çekiyor. Kale, Filyos Irmağı’nın Karadeniz’e döküldüğü yerde, yeşilin ve mavinin buluştuğu bir noktada yer alıyor. Kale, kuşbakışı manzarasıyla ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Kale, aynı zamanda Filyos Limanı’nın da panoramik görüntüsünü sunuyor.

Kale, gün batımında ise adeta bir kartpostal görüntüsü oluşturuyor. Filyos Kalesi, Zonguldak’ın önemli turistik noktalarından biri. Kale, hem kültür hem de doğa turizmi için ideal bir seçenek. Tarihi alan, Filyos kent merkezine yakın konumda olduğu için ulaşımı da kolay. Yapı, yıl boyunca ziyaret edilebiliyor. Kale, tarihi dokusu ve doğal güzelliğiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir gezi vaat ediyor.

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • 09.00-19.00

Konum Linki

5. Harmankaya Şelalesi

Zonguldak Harmankaya Şelalesi, doğa severler için harika bir seçenek olabilir. Bu şelale, üç ayrı kademeden oluşur ve her biri ayrı bir güzelliğe sahip. Şelaleye ulaşmak için, orman içindeki patika yoldan yürümeniz gerekiyor. Bu yürüyüş sırasında, çeşitli bitki ve hayvan türleriyle karşılaşabilirsiniz.

Harmankaya Şelalesi, Zonguldak merkeze çok yakın bir konumda yer aldığı için rahatlıkla ulaşabileceğiniz bir noktada bulunuyor. Şehir merkezinden minibüs veya otobüsle şelalenin yakınlarına gelebilirsiniz. Ayrıca, kendi aracınızla da gidebilirsiniz. Ziyaret için en iyi zaman suların bol olduğu ilkbahar ve yaz ayları olabilir. Bu aylarda, şelalenin su debisi fazlalığı dolayısıyla doğa daha canlı görünüyor. Harmankaya Şelalesi, sadece görmekle kalmayıp, aynı zamanda eğlenmek için de ideal bir yer. Şelale çevresinde piknik yapabilir, fotoğraf çekebilir, yüzme havuzunda yüzebilirsiniz. Ayrıca, şelale yakınında bulunan Harmankaya Köyü’nü de ziyaret edebilirsiniz. Kenti rahatça dolaşmak için araç kiralama seçeneğini de düşünebilirsiniz.

Konum Linki

6. Varagel Tüneli (Fener Tünelleri)

Zonguldak’ta bulunan Varagel Tüneli, Karadeniz kıyısında kayalık bir yamaçta oyulmuş endüstriyel bir miras olması ile öne çıkıyor. Tünel, yaklaşık 100 yıl önce kömür taşımak için raylı sistemle kullanılmaya başlanmıştır. Tünelin uzunluğu 200 metreden fazla ve farklı noktalarda çıkışları bulunuyor. Tünelin girişinde, denize bakan bir fener bulunduğu için tünel, Fener Tünelleri ismi ile de anılıyor.

Varagel Tüneli geçmişte endüstriyel alanda kullanılsa da günümüzde turistik amaçlı hizmet veriyor. Özellikle meraklı gezginler için ilginç bir yer olan tüneller, farklı bir deneyimi yaşamak isteyenler için birebir seçenekler arasında yer alıyor. Tünel, Zonguldak’ın merkezine yakın bir konumda bulunuyor. Burası Zonguldak’ın diğer tarihi ve doğal güzellikleriyle birlikte ziyaret edilebilir.

Konum Linki

7. TIOS Antik Kenti

TIOS Antik Kenti, Karadeniz’in batı kıyısında, Filyos beldesinde bulunan bir antik şehir. Tarihi MÖ 7. yüzyıla kadar uzanan bu kent, Bithynia ve Paphlagonia bölgelerinin arasında önemli bir ticaret merkeziydi. Hititler, Frigler, Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi pek çok uygarlığın izlerini taşıyan TIOS, günümüzde ziyaretçilerine tarihi ve doğal güzellikler sunuyor. Anadolu, Selçuklular tarafından ele geçirilince önemini kaybetmeye başlayan bu kent, Osmanlılar döneminde balıkçı kasabasına dönüştü ve tamamen unutuldu. TIOS Antik Kenti, hem tarihi hem de doğal güzellikleriyle görülmeye değer bir yer olduğu için oldukça önemli bir nokta. Burada hem antik çağın izlerini takip edebilir hem de Karadeniz’in eşsiz manzarasını seyredebilirsiniz. TIOS Antik Kenti’ne gitmek için Zonguldak’tan Filyos’a giden minibüsleri kullanabilir veya kendi aracınızla ulaşabilirsiniz.

Konum Linki

8. Zonguldak Kent Ormanı

Zonguldak Kent Ormanı, Zonguldak şehir merkezine yaklaşık 20 dakika uzaklıkta bulunan doğal bir alan. Burası, yoğun iş temposundan uzaklaşıp doğa ile baş başa kalmak isteyenler için ideal bir yer haline geldi. Kent Ormanı içerisinde piknik yapabilir, yürüyüşe çıkabilir veya bisikletle tur atabilirsiniz. Ek olarak içerisinde yer alan seyir terası ile Karadeniz’in muhteşem ormanını izleyebilirsiniz. Kent Ormanı, orman içinde çok sayıda çam ağacı ve endemik bitki türü barındırıyor. Bu nedenle, burası doğa fotoğrafçılığı için de uygun bir ortam sunuyor. Kuş sesleri eşliğinde yürümek, ormanın havasını solumak ve yeşilin her tonunu görmek, ruhunuzu dinlendirecek ve gezinizi daha da keyifli hale getirecek. Kent Ormanı, aynı zamanda doğa eğitimi için de kullanılabiliyor. Burada, doğanın dengesini, canlıların yaşamını ve ormanın önemini öğrenebilirsiniz. Zonguldak’ın doğal alanlarından birisi olan kent ormanında harika zaman geçirebilir ve gezinize kısa bir mola verebilirsiniz.

Konum Linki

9. Ilıksu Plajı

Ilıksu Plajı, Kozlu ilçesinde yer alan bir tipik Karadeniz plajlarından birisi. Bu plaj, doğal güzelliği, temiz kumu ve sakin denizi ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çektiği için oldukça ünlü. Ilıksu Ilıksu Plajı, ücretsiz bir halk plajı olduğu için de birçok kişi tarafından tercih edilebiliyor. Plajda büfe, restoran ve kafeterya gibi hizmetlerin yer aldığını söyleyebiliriz. Ayrıca soyunma kabinleri, duş ve tuvalet de plajın olanakları arasında bulunuyor. Ilıksu’da hem denizin hem de doğanın tadını çıkarabilir, hem de lezzetli yemeklerin keyfini sürebilirsiniz. Ilıksu Plajı’nın deniz sığ olduğu için yüzme bilmeyenler ve çocuklar için de uygun bir derinliğe sahip. Denizin giriş bölümü kısmen taşlık olsa da koyun sağ tarafının kumlu bir zemini bulunuyor. Deniz ayakkabısı ile daha rahat girilebilirsiniz. Ilıksu Plajı, Karadeniz’in eşsiz manzarasını sunan, huzurlu ve keyifli bir plaj olmanın ötesinde yeşilin de yanı başında bulunması dolayısıyla Zonguldak gezinizi renklendirecek bir yer.

Konum Linki

10. Gazi Alemdar Müzesi

Gazi Alemdar Müzesi, Ereğli ilçesinde bulunan ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk ve tek deniz savaşının yaşandığı yer olan Alemdar Gemisi’nin birebir kopyası. Müze, 2008 yılında hizmete açıldı ve ziyaretçilerine bu tarihi olayı anlatan birçok sergi sunması ile öne çıkıyor. Müze, Karadeniz Ereğli limanının içinde yer aldığı için kolayca ulaşılabilecek noktada konumlanıyor. Alemdar Gemisi’nin iç ve dış tasarımını, gemide kullanılan silah ve mühimmatları, geminin kaptan ve mürettebatının fotoğraf ve eşyalarını, geminin Kurtuluş Savaşı’nda yaptığı seferleri ve Fransızlarla yapılan anlaşmayı gösteren belgeleri müze içerisinde görebilirsiniz. Müzede ayrıca, geminin maketleri, geminin yapım aşamalarını gösteren videolar, geminin savaş sırasında nasıl yüzdürüldüğünü anlatan animasyonlar ve geminin ses ve ışık efektleriyle canlandırıldığı bir bölüm bulunuyor. Gazi Alemdar Müzesi, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk uluslararası anlaşmasının imzalandığı ve Milli Kurtuluş Hükümeti’nin kabul edildiğinin bir göstergesi olan bir yer olduğu için büyük önem kazandı. Milli mücadele yıllarını daha net bir şekilde görebilmek isterseniz burayı kesinlikle ziyaret etmelisiniz.

Konum Linki

11. Halil Paşa Konağı (Ereğli Müzesi)

Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde bulunan Halil Paşa Konağı, 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş tarihi bir yapı. Bu konak, Osmanlı döneminde sancak beyi olan Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmış ve Roma döneminden kalma devşirme malzemelerle süslenmiş. Bir süre ortaokul ve kız meslek lisesi olarak kullanılan konak, 1989 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi ve 10 yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra 1998 yılında müze olarak hizmete açıldı. Halil Paşa Konağı, zemin katı dahil dört katlı, orta sofalı bir plana sahip.

Zemin katta, Ereğli ve çevresinden toplanan Helen, Roma, Bizans dönemlerine ait arkeolojik eserler sergileniyor. Bunlar arasında mermer mezar stelleri, cam kaplar, takılar, kandiller, figürler ve sikke koleksiyonları bulunuyor. Birinci katta, pişmiş toprak amforalar, Hitit, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait mühürler, damgalar ve bullalar yer alıyor. İkinci katta ise, yöresel etnografik eserler gözler önüne seriliyor. Bu eserler arasında erkek ve kadın giysileri, elpek kumaşı, dokuma aletleri, silahlar, tespihler, saatler, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri, yazma baskı kalıpları ve haritalar sayılabilir. Üçüncü kat, müze-ev niteliğinde olup, Osmanlı dönemine uygun döşenmiştir. Bu katta, oturma odası, misafir odası, günlük oda ve yatak odası bulunuyor. Müze bahçesinde de görülmeye değer eserler vardır. Grek, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, mezar stelleri, lahitler ve pandomim sanatçısı Krispos’un anıt mezarı bunlardan bazıları.

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • 08.30-17.00

  • Pazartesi günleri kapalı

Konum Linki

12. Çayır Köyü Su Mağarası

Çayır Köyü Su Mağarası, Çaycuma ilçesine bağlı bir köyde bulunan muhteşem bir doğa harikası ve birçok kişi tarafından görülmeye değer bir alan olarak görülüyor. Yer altı nehrinin 1300 metrelik mağarada çıkması ile burası ilginç bir oluşum olarak görülüyor. Mağaraya girdiğinizde, sarkıt ve dikitlerle süslü büyüleyici bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Mağaranın ağzında ise alabalık yetiştirilen küçük göller bulunuyor. Bu alabalıkların bazı hastalıklara iyi geldiği söyleniyor. Çayır Köyü Su Mağarası, botla gezilebilen bir mağara. Mağara, içindeki sarkıt ve dikitlerin yapısı nedeniyle kendi kategorisinde dünyanın önemli mağaralarından biri olarak kabul ediliyor. Mağaranın önünde de piknik yapabileceğiniz bir alan var. Burada doğanın tadını çıkarabilir, temiz havayı soluyabilirsiniz. Çayır Köyü Su Mağarası, Karadeniz Bölgesi’nin görülmesi gereken doğal güzelliklerinden biri. Burada hem eğlenebilir, hem de doğayla iç içe olabilirsiniz. Çayır Köyü Su Mağarası, sizi büyüleyecek bir deneyim sunuyor.

Konum Linki

13. Türkali Plajı

Türkali Plajı, Karadeniz’in doğal güzelliklerini yaşayabileceğiniz, sakin ve huzurlu bir tatil mekan olması ile öne çıkıyor. Bu plaj, Kilimli ilçesine bağlı Türkali beldesinde yer alıyor. Plaj yaklaşık olarak 2 kilometrelik uzunluğu ile dikkat çekse de kumsal alanı ile öne çıkıyor. Oldukça dalgalı bir denize sahip olan Türkali Plajı, Karadeniz’in karakteristik özelliğini taşıyor. Buna karşılık bu plajda piknik, balık tutma ve yüzme gibi aktiviteleri yapabilirsiniz. Filyos Plajı ve antik kentine de yakın konumda olmanın avantajını taşıyan Türkali Plajı, bu nedenle sıklıkla tercih edilen sahiller arasında bulunuyor. Türkali Plajı, Zonguldak’ın en bakir ve en temiz plajlarından biri olarak biliniyor.

Konum Linki

14. Fetih Çınarları

Fetih çınarları, Ereğli ilçesinde bulunan doğal olmasının yanı sıra aynı zamanda tarihi öneme sahip bir güzellik olarak açıklanabilir. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesi sonrasında onun emri ile dikilen bu çınarlar 570 yıllık tarihi ile görenleri etkilemeye devam ediyor. Fetih çınarları, Osmanlı’nın Anadolu’daki izlerini gösteren önemli bir simgelerden birisi olmaya devam ediyor. Günümüzde dinlenme ve piknik alanı olarak değerlendirilen Fetih Çınarları, yeşillikler içinde vakit geçirebilmenize, tarihi ağaçların gölgesinde serinleyebilmenize ve kuş sesleriyle huzur bulabilmenize olanak tanıyor. Fetih çınarları, aynı zamanda fotoğraf tutkunları için de harika bir mekan olabiliyor.

Çınarların görkemli görüntüsünü bir anı olarak saklamak isterseniz kameranızla harika fotoğraflar çekebilirsiniz. Burası Zonguldak’a gelindiğinde görülmesi gereken alanlar arasında yer alıyor. Çınarların altında, tarihin ve doğanın bir arada olduğu eşsiz bir manzara ile karşılaşacaksınız.

Konum Linki

15. Sofular Mağarası

Zonguldak’ın en önemli noktalarından birisi olan Sofular Mağarası, yeraltı suları tarafından oluşturulduğu yapılan araştırmalarda bulundu. Mağara, tarih öncesi çağlarda oluşmaya başladı ve bu süreç günümüze kadar devam etti. Doğal alan, yaklaşık olarak 1,5 kilometre uzunluğunda olmasının yanı sıra, girişi oldukça dik kuyu şeklinde. Mağara içerisinde, sarkıt ve dikitler, salonlar, odacıklar, göller gibi çeşitli oluşumlar bulunuyor. Sofular doğa tutkunları ve mağaracılık sporu yapanlar için ideal bir yer olmaya başladı. Sofular Mağarası yalnızca doğal değil, tarihi olarak da önemli bir yerde bulunuyor. Sofular Mağarası, içerisindeki doğal güzellikler ile görülmeye değer bir alan oluşturuyor. Mağarayı ziyaret eden kişiler doğanın bu harika noktasını keşfedebilir ve muhteşemliğine tanık olabilirler. Sofular Mağarası, sadece Zonguldak’ın değil, aynı zamanda Türkiye’nin görülmesi gereken yerleri arasında bulunuyor.

Konum Linki

16. Zonguldak Maden Müzesi

Zonguldak denilince akla ilk gelenlerden birisi madencilik. Zonguldak Maden Müzesi de bunu birçok kişiye gösterebilmek için 2016 yılında hizmete açıldı. Türkiye’nin ilk ve tek maden müzesi olma özelliği bulunan bu yerin, kentin en önemli üretim kaynağı olan taş kömürü madenciliğinin 200 yıllık hikâyesini ziyaretçilerine sunuyor. Zonguldak Maden Müzesi’ni ziyaret edenler, buradan çıkartılan taş kömürünün tarihini ve çıkartılış zorluklarını net bir şekilde görebiliyor. Eski bir maden ocağının üzerine kurulu olan müzenin altında 1 metrelik açıklık bulunuyor. Madencilik yaparken kullanılan ekipmanların da sergilendiği müzede buna ek olarak çeşitli araçlar, belgeler, fotoğraflar ve maden haritaları da görülmeye değer. Ayrıca müzede, madencilikte yaşanan kazalar, grevler, direnişler, hak mücadeleleri ve sosyal hayat hakkında da bilgi veriliyor. Zonguldak Maden Müzesi, madencilik sektörünün önemini, katkısını ve sorunlarını anlatan bir müze olarak ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Müzede, madencilerin yaşamını, çalışma koşullarını, emeklerini ve fedakârlıklarını tanıyabiliyor. Müzede, taş kömürü madenciliğinin Türkiye ekonomisine, sanayisine, enerjisine ve kalkınmasına nasıl katkı sağladığını öğrenebiliyor. Müzede, taş kömürü madenciliğinin geleceği, teknolojisi ve çevresel etkileri hakkında da fikir edinebiliyor. Zonguldak Maden Müzesi, madencilik kültürünü yaşatan ve yansıtan bir müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor.

Giriş ücreti

  • 60 TL

  • Müze Kart ile ücretsiz.

Açık olduğu saatler

  • 09.00-17.30

  • Pazartesi günleri kapalı

Konum Linki

17. Bostandüzü Orman İçi Dinlenme Alanı

Bostandüzü Orman İçi Dinlenme Alanı, Devrek ilçesine bağlı Akçasu Köyü’nde yer alıyor. Bostandüzü, doğa severler için harika bir seçenek olabiliyor. Bu alanda hem kamp yapabilir hem de karavanınızla vakit geçirebilirsiniz. Yaklaşık 3,5 hektarlık bir alanı kaplıyor. Burada doğanın tadını çıkarırken, ihtiyacınız olan her şeyi bulabilirsiniz. İçeride restoran, temiz su, büfe gibi hizmetler bulunuyor. Orman içerisinde yürüyüş ya da koşu yapabilir, bisikletinizle keyifli anlar geçirebilirsiniz. Kuş sesleri ile güne başlayabilir, huzurlu anlar yaşayabilirsiniz.

Açık olduğu saatler

  • 09.00-23.30

Konum Linki

18. Kayalıdere Vadisi ve Şelalesi

Kayalıdere Vadisi ve Şelalesi, Ereğli ilçesinde bulunan doğa harikası bir yer. Vadi, yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda devam ediyor ve içinde irili ufaklı 7 şelale barındırıyor. Buradaki şelalelerin en küçük olan 3 metre, en büyük olanı ise 20 metrelik yükseklikten akıyor. Vadi yaklaşık olarak 100 milyon yıl önceki volkanik faaliyetler sonucunda oluştuğu için oldukça önemli bir yere sahip. Bu olay sonucunda andezit/bazalt adı verilen taş oluşumları da bu dönem içerisinde oluştu. Bazı kayalıklarda ilginç oluşumlar, ve tümseklerin oluşturduğu manzaralar görülebilir. Vadi, Batı Karadeniz’in nemli ve ılıman iklim kuşağının karakteristik geniş yapraklı ormanları ile kaplı. Vadinin bitki örtüsü, zengin bir biyolojik çeşitlilik sunması açısından önemli bir yere sahip. Kayalıdere Vadisi ve Şelalesi, doğaseverlerin özellikle zorlu yürüyüş için tercih ettiği bir yer. Vadinin içinde yürüyüş yaparken, şelalelerin serinletici suyu, kuşların cıvıltısı ve ağaçların kokusu ile bütünleşebilirsiniz. Vadi, aynı zamanda kamp yapmak için de uygun bir alan ve günümüzde bu anlamda birçok kişinin tercih ettiği alanlar arasında yer alıyor.

Konum Linki

19. Bölüklü Yaylası

Zonguldak Bölüklü Yaylası, Karadeniz’in eşsiz doğasını keşfetmek isteyenler için harika bir seçenek. Bu yayla, Alaplı ilçesine bağlı Gümeli beldesinde, bulunan yayla aynı zamanda Zonguldak’ın da en yüksek noktalarından birisi olarak biliniyor. Bölüklü Yaylası, her biri ayrı tepelere kurulmuş dört yayladan biri. Diğer üç tepe ise; Karatepe, Bacaklı ve Kızkulak Yaylası olarak bilinen bölgeler. Tepelerin tümündeki ormanlar, Gümeli Ormanları olarak biliniyor. Bu ormanlar, kayın, göknar, çam, kızılağaç, meşe gibi ağaç türlerine ev sahipliği yapıyor. Yaylanın yüksek kesimleri genellikle yazın serin, kışın ise karlı oluyor. Bu nedenle yayla, hem yaz hem de kış turizmi için uygun bir yer. Yaylada, hayvancılık için çok uygun otsu ve odunsu bitkiler bulunuyor.

Yaylada yaşayan insanlar, ahşap evlerde konaklıyor. Burada, doğa yürüyüşü, bisiklet, atv, kamp, piknik gibi aktiviteler de yapabilirsiniz. Bölüklü Yaylası, hem doğaseverler hem de kültürseverler için kaçırılmayacak bir fırsat. Bu yaylayı ziyaret ederek, Karadeniz’in güzelliklerini, insanlarının sıcaklığını ve kültürünü yakından tanıyabilirsiniz.

Konum Linki

20. Bastoncular Çarşısı

Bastoncular Çarşısı, Zonguldak’ın Devrek ilçesinde yer alan ve el yapımı bastonların üretim ve satışının yapıldığı bir çarşı. Devrek bastonları, sadece Türkiye’de değil, dünyada da ünlü olduğu için burası gezilmeye değer alanlar arasında yer alıyor. Günümüzde birçok ünlü kişi, Devrek bastonlarını kullandı veya koleksiyonuna kattı. Devrek bastonlarının özelliği, hem sağlam hem de estetik olmaları. Bastonların sap kısımları, ceviz, kestane, meşe, gül, fındık gibi ağaçlardan yapılıyor. Bastonların gövde kısımları ise, kızılcık, çördük, sarmaşık, kavak, söğüt gibi ağaçlar kullanılarak elde ediliyor. Üzerine, çeşitli motifler, figürler, yazılar işlenmesi bastonları değerli kılıyor. Dolayısıyla Bastoncular Çarşısı’nda, her zevke ve bütçeye uygun bastonlar bulmak mümkün.

Bastoncular Çarşısı’na gelen ziyaretçiler, baston yapımını da izleyebilme şansına sahip. Baston ustaları, ziyaretçilere baston yapımının inceliklerini anlatır ve gösterirler. Baston yapımı, el emeği, göz nuru ve sabır gerektiren bir sanat olduğu için de her iş oldukça değerli. Devrek’te yüzyıllardır süregelen bir gelenek olan baston yapımı, buranın kültürüne de işledi. Şehri doyasıya keşfetmek için konaklama tercihiniziZonguldak otellerilinkine tıklayarak yapabilirsiniz.

Açık olduğu saatler

  • 08.30-21.00

Konum Linki

21. Zonguldak Deniz Feneri

Zonguldak Deniz Feneri, Karadeniz’in kıyısında, Zonguldak il merkezine yakın bir noktada bulunan kent tarihinde önemli bir yere sahip yapılardan birisi. 1908 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen fener, denizden 53 metre yükseklikte bir burun üzerinde yer alıyor. Fenerin 9 metre yükseklikteki kulesinden çıkan 500 watt’lık ışık, 20 deniz mili uzaklıktan görülebiliyor. Zonguldak Deniz Feneri, üç kuşak boyunca aynı aile tarafından işletilmiş ve bakımı yapıldı. İlk olarak 1908’de iki kız kardeş tarafından çalıştırılan fener, 1940’lı yılların sonunda farklı bir kişiye devredildi. Fener, uydular aracılığıyla kontrol edildiği için artık bakıcıya ihtiyaç duymuyor ve bu sebeple genel olarak ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Fenerin bulunduğu bölge, yeşil ve mavinin mükemmel bir uyumla birleştiği bir manzaraya sahip. Fenerin yanında yer alan restoranda Karadeniz mutfağının lezzetlerini tadabilir, fenerin tarihini ve öykülerini öğrenebilirsiniz.

Konum Linki

Yazar Notu:Fener kalıcı olarak kapatıldığı için yalnızca dışarıdan gözlemleme şansına sahipsiniz.

22. Ereğli Kalesi

Ereğli Kalesi, Karadeniz Ereğli’de yer alıyor. Limanın üzerinde orayı en iyi şekilde gören bir noktada bulunan kale, yaklaşık olarak 150 metre yükseklikte konumlanıyor. Oldukça eski bir tarihi bulunan kalenin milattan önce 4. yüzyılda inşa edildiği biliniyor. Herakleia Pontike adlı bir şehrin akropolisi olarak kurulan kale, ünlü bir denizci ve kumandan olan Klearchos tarafından inşa ettirildi. İlerleyen dönemlerde Bizanslılar ve Cenevizliler tarafından da kullanılan yapı, yıllar içerisinde önemini yitirdi ve tarihi bir alan olarak değerlendirilmeye başlandı. Ereğli Kalesi, taş ve tuğla kullanılarak yapıldı. Kale duvarlarının içi, su altında sertleşen kırmızı renkli bir harçla kaplı. Kale, iç ve dış avlu, kule, mühimmat ve erzak deposu, sarnıç ve odalar gibi bölümlerden oluşuyor. Kale, aynı zamanda bir sarnıç bulunuyor. Kale, denizden görülebilen bir konumda yer alıyor ve çevresindeki manzarayı izlemek için güzel bir noktada bulunuyor. Ereğli Kalesi, Karadeniz Ereğli’nin en önemli tarihi miraslarından birisi olsa da askeri yasak bölge içerisinde yer aldığı için gezinti yapmak yasak. Fakat kara tarafından baktığınızda tepenin üzerinde yer alan bu harika yeri uzaktan da olsa görebilme şansınız bulunuyor.

Konum Linki

23. Göldağı Tabiat Parkı

Çaycuma ilçesinde bulunan Göldağı Tabiat Parkı, doğa severler için harika bir seçenek. Burası, 2011 yılında Tabiat Parkı olarak tescil edildi ve 13,64 hektarlık bir alanda olması ile öne çıkıyor. Göldağı Tabiat Parkı, geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanı, yaban gülü, böğürtlen, eğrelti gibi bitkileri, ormana bağlı ve göçmen kuşları, ayı, tavşan, kirpi, yaban domuzu, sansar, gelincik, karaca gibi memeli hayvanları ile zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Burada, fotoğrafçılık, yabani hayvan gözlemciliği, trekking, hamak keyfi ve piknik gibi çeşitli aktiviteler yapabilirsiniz. Ayrıca, Göldağı Tabiat Parkı’nda bir de göl bulunuyor. Bu göl, yağmur suları ile besleniyor ve etrafı kamelyalar ile çevrili. Gölün kenarında oturup, suyun sesini dinleyebilir, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Park, bakımsızlıktan dolayı eski ihtişamını kaybetmiş olsa da, doğal güzelliği ile hala görülmeye değer bir yer. Buraya gelip, doğanın kucağında huzurlu bir gün geçirmek istiyorsanız, Göldağı Tabiat Parkı sizleri bekliyor.

Konum Linki

Yazar Notu: Göle gitmek istiyorsanız yönlendirici tabelaların azlığı sebebiyle burayı bilen bir rehberle hareket etmenizi öneriyoruz.

24. Cumayanı Mağarası

Cumayanı Mağarası, Kilimli ilçesinde konumlanan eşsiz doğal alanlar arasında yer alıyor. Bu mağara, Türkiye'nin en uzun mağaralarından biri olan Kızılelma Mağarası ile birleşmiş durumda ve toplam yeraltı sistemi uzunluğu 10 kilometreyi aşıyor. Mağaraya üç farklı noktadan erişim sağlanabilir ve ziyaretçiler, içindeki galeri ve odacıkları teknelerle keşfetme imkanına sahip. İlk kez 1976 yılında Chris Baue, Dündar Çetin ve Arda Çalı tarafından incelendi. Cumayanı Mağarası, 22 metre yüksekliğinde ve yatay olarak değerlendirilebilecek bir yapıya sahip. Özellikle yağışlı dönemlerde mağaranın içerisindeki suların yükselmesi, burayı ziyaret edecek kişilerin işlerini zorlaştırıyor. Bu nedenle, mağarayı görmeyi planlayanların yağışsız mevsimleri tercih etmeleri gerekiyor. Ayiçi Dere ve Aydın Dere'nin sularını birleştiren ve mağara ağzından dışarıya atan bu doğa harikası yer pek çok turist tarafından görülmeye değer bir alan olarak değerlendiriliyor. Cumayanı Mağarası, Zonguldak'ın keşfedilmeye değer yerlerinden birisi ve doğa tutkunlarını cezbetmek için ideal bir mekan sunuyor.

Konum Linki

25. Krispos Anıt Mezarı

Zonguldak'ın turistik cazibe noktalarından biri olan Krispos Anıt Mezarı, Karadeniz Ereğli'de hayatını kaybeden eski Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos'a adanmış bir anıt. Sessiz bir tiyatro sanatı olarak bilinen pandomimde ünlü olan Krispos’un sanatına ve yaşamına duyulan saygının bir ifadesi olarak bu anıt inşa edildi. Anıt mezar, iki korint başlıklı sütün ve yüksek bir kaide üzerinde yer alıyor. İçerisinde başsız bir büstün konumlandırıldığı oyuk ve üçgen biçimindeki tacı sütunların içerisinde bulunuyor. Toplam uzunluğu 2 metreyi geçen anıtın bir de 19 satırlık yazısı bulunuyor. Bu yazıda şiirler yer alıyor. Şiir daha çok Krispos’un nereden geldiği, ölümü, bedeni ve mezarı ile ilgili bilgiler yer alıyor. Şiir aynı zamanda Krispos’un ne kadar güzel bir insan olduğundan da bahsediyor. Anıt, tarihi ve kültürel açıdan önemli bir miras olarak korunuyor. Ziyaretçiler, anıtı yakından görebilir, şiiri okuyabilir ve Krispos’un hayatı ve sanatı hakkında bilgi edinebilirler. Krispos Anıt Mezarı, Zonguldak’ın görülmesi gereken tarihi güzelliklerinden birisi.

26. Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi

Gökçebey ilçesinde yer alan Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi, Türkiye’nin en ilginç müzeleri arasında buluyor. Bu müze, Çanakçılar Seramik adlı kuruluş tarafından kuruldu ve 2005 yılından beri özel müze olarak misafirlerini ağırlıyor. Müzenin ilk katında seramik fabrikasında üretilen ürünlerden oluşan bir sergi alanı, ikinci katında ise arkeolojik ve etnografik eserler yer alıyor. Müze binası, çok sayıda evcil ve yaban hayvanının bulunduğu büyük bir hayvanat bahçesi alanı içinde konumlanması da dikkat çekici bir başka detay. Çanakçılar Etnografya ve Arkeoloji Müzesi’ne gittiğinizde seramik sanatının tarihini ve gelişimini hakkında bilgi almanın yanı sıra Anadolu’nun kültürel mirasını yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Müzede, Hitit, Frig, Urartu, Lidya, Pers, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait seramik eserler de sergileniyor. Ayrıca, burada, Anadolu’nun farklı bölgelerinden toplanmış olan etnografik eserler de ziyaretçilerin ilgisi ile karşılıyor. Bunlar arasında, geleneksel kıyafetler, takılar, halılar, kilimler, çeyiz sandıkları, bakır kaplar, silahlar, mutfak eşyaları, müzik aletleri, oyuncaklar ve daha birçok nesne yer alıyor. Müzenin dışında ise, hayvanat bahçesi alanı görülmeye değer. Buradaki hayvanlarla vakit geçirebilirsiniz. Hayvanat bahçesi alanı, hem çocuklar hem de yetişkinler için eğlenceli ve öğretici bir deneyim sunuyor.

Giriş ücreti

  • Ücretsiz

Açık olduğu saatler

  • 08.00-17.00

Konum Linki

27. Dirgine Çayı Rafting Parkuru

Zonguldak’ta eğlenceli ve macerası bol etkinlik yapmak istiyorsanız Dirgine Çayı’na mutlaka uğramalısınız. Rafting yapmayı sevenler için Dirgine Çayı Rafting Parkuru kaçırılmayacak bir fırsat. Devrek ilçesinde yer alan bu harika yerde macera ve heyecan dolu anlar yaşayabilirsiniz. Dirgine Çayı Rafting Parkuru’nda özellikle ilkbahar ve yazın ilk günlerinde kar sularının erimesi ve yağışların artmasıyla su seviyesi ve akış hızı yükseliyor. Bu durum da parkurun zorluk derecesini artırıyor. Rafting sporu tutkunları için vazgeçilmez bir mekan olan Dirgine Çayı, son yıllarda çok sayıda ziyaretçi çekiyor. Parkur boyunca sizi bekleyen pek çok engel, kanyon, şelale ve doğal güzellik var. Rafting yaparken hem eğlenecek hem de adrenalin seviyenizi yükseltebilirsiniz. Dirgine Çayı Rafting Parkuru, Zonguldak’ta gezilecek yerler arasında kesinlikle uğramanız gereken yerler arasında bulunuyor. Burada unutulmaz bir deneyim yaşayabilir ve doğayla iç içe olabilirsiniz. Rafting yapmak için uygun kıyafet, ayakkabı ve malzeme getirmeyi unutmayın.

Konum Linki

28. Kozlu Kilisesi

Kozlu Kilisesi, adını bağlı bulunduğu Kozlu ilçesinden alıyor. Hristiyan Ortodoks Cemaatine ait olan kilisenin geçmişi 19. yüzyılın sonlarına dayanıyor. Kırmızı kesme taş ile inşa edilen duvarları, kubbeli bir çatı eşlik ediyor. Bununla birlikte sivri kemerleri bulunan pencereler de son derece dikkat çekici detaylar arasında yer alıyor. Kilise çok kısa bir süre okul olarak kullanılsa da bu durum uzun sürmedi. Kozlu Kilisesi korunması gereken alanlar arasında yer alığı için kısa süre önce restorasyon çalışmaları başlatıldı. Kozlu Kilisesi, hem ilçenin hem de Zonguldak’ın tarihinde önemli bir yere sahip. Yapı, farklı din ve kültürlerin bir arada yaşadığı bir dönemin izlerini taşıyor. Kiliseyi gezerken, bu tarihi atmosferi hissedebilirsiniz. Kilise, hem mimari hem de kültürel açıdan ilgi çekici bir yer. Kozlu Kilisesi, Zonguldak gezinizde mutlaka görmeniz gereken alanlar arasında bulunuyor.

29. Orhangazi Camii-Ayasofya Kilisesi

Ereğli ilçesinde bulunan tarihi ve kültürel bir yapı olan Orhangazi Camii-Ayasofya Kilisesi, Bizanslılar tarafından yapıldı. Anadolu’da bulunan dokuz Ayasofya Kilisesi’nden ilki olan bu yer Osmanlılar zamanında fethedilmesi ile camiye dönüştürüldü. Osmanlıların ikinci hükümdarı Orhan Gazi tarafından ele geçirilen Ereğli’deki bu yapı kiliseden camiye çevrilen ibadethaneler arasında yer alıyor. Orhangazi Camii, aynı zamanda Orta Cami olarak da biliniyor. Camii yaklaşık olarak 1600 yıldır ayakta kalan önemli yapılar arasında bulunuyor. Caminin mimarisi, Bizans ve Osmanlı üsluplarının bir karışımını yansıtıyor. Caminin kubbesi, Bizans döneminden kalma mozaiklerle süslü olmasının yanı sıra içerisinde, Orhan Gazi’nin tuğrası, Osmanlı padişahlarının portreleri ve çeşitli hat levhaları bulunması da bir başka detay olarak göze çarpıyor. Caminin minaresi, 19. yüzyılda eklendi ve caminin bahçesinde, Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa’nın mezarı da bulunuyor. Orhangazi Camii-Ayasofya Kilisesi, hem inanç hem de kültür turizmi açısından önemli bir nokta. Camiyi ziyaret edenler, hem Bizans hem de Osmanlı tarihine tanıklık edebilir, hem de caminin manevi atmosferini yaşayabilirler.

Konum Linki