07 Haziran seçimlerinden 01 Kasım seçimlerine kadar geçen sürede gelen her şehidimizin haberi ve patlayan bombalarla ölen insanlarımızın acısı milletimizin yüreğine hüzün ve acı düşürmüştü!
Yılardır süregelen bu acıların kaynağını kurutma konusunda dün ki ve bugün ki iktidar sınıfta kalmıştır!…
Milletten aldıkları yetkiyi çeşitli bahanelere kurban ederek acıları her gün katmerleştiren iktidar sahipleri bütün bu olup bitenlerin müsebbibidir!
Çok şey söylenebilir yazılabilir bu konularda ama sanırım en can alıcı nokta; ülkeyi idare eden aklın meselelere yıllardır çözüm bulacak noktada olmamasıdır diyebiliriz rahatlıkla…
Sürekli vurgu yaptığım gibi, çözüm önce meseleyi etraflıca teşhis etmekten geçer. Daha sonra ki aşama çözüm konusunda ki atacağımız adımlardır...
Artık biliyoruz ve sürekli de ifade ettiğim gibi, ülkemizin bir bölgesin de her gün ayaklanma provalarına kalkışılmakta buna karşı devlet bu ayaklanmalara çözüm bulamamakta, buldum dediği çözümler sadece ayrılıkları derinleştirmektedir!..
Evet, bugün dünden daha derin ayrılıklarımız var artık!
Kim ne derse desin, kardeşlik edebiyatıyla bu meseleler çözülmüyor ve çözülmeyecekte!
Yazılarımı dikkatlice takıp edenler çok iyi bilecektir; açılım adı altında çözüm üreteceğiz diyenlerin, bu projenin en kısa zamanda ellerinde patlayacağı gerçeğine sürekli vurgu yaptığımı…
Bundan kısa bir süre önceye kadar İmralı de yatan hain, her Allah’ın günü talimatlar yağdırarak şehirlerde ve dağlarda ki bölücüleri yönlendirebiliyorken, siz neyin mücadelesini veriyorsunuz anlamak mümkün değildi!
Avrupa Birliği sevdasına idamı bu ülkenin yasalarından çıkaranlar daha da ileriye giderek, koca bir ülkenin kaderiyle oynayan terörist başına en güzel konforu sağlamış ve avukatları ve ziyaretçileri için her gün adaya turlar düzenlenmesine müsaade edebilmişti!
Bu konuda çok şey yazılıp çiziliyor ama sanırım en kestirme ve en kesin yol, idamın Türk hukuk sistemine yeniden iade edilmesi gerekliliğidir…
Bu sadece İmralı’da yatan cani için değil bundan sonra bu güzel vatana karşı bölücülük yapan her hain için uygulanması gereken bir çözüm yoludur da!
Hükümetin iyi niyeti yetmiyor gördük işte!
Dün ki Başbakanın, önce “Kürt açılımı” daha sonra da “milli birlik ve bütünlük açılımı “ diye ifade ettiği yeni durumun ülkemizi kaosa sürüklediğini görmemezlikten gelemeyiz artık!
Bölücüler, açılımın başladığı günden bugüne daha fazla azmışlar, söylemleriyle ve icraatlarıyla bu ülkede ki duyarlılıklarımızı yerle bir etmişlerdir…
Buna karşın bu milletin evlatları aman kardeşliğimize bir halel gelmesin diye duyarlılık göstermeye devam edebilmişlerdir...
7 Haziran seçimlerin de PKK ve onun uzantısı bir parti nerdeyse Doğu ve Güneydoğu Anadolu da ki tüm illerimizde 1. Parti olmuştu. Devlet o günden bugüne geçen süre de politikalarını değiştirerek teröre karşı amansız bir savaş vererek 1 Kasım seçimlerine giderken bölge halkının yeniden devletine güvenmesinin önünü açmış ve nihayet son seçimler de bu güven kendisini sandıkta göstermiştir!
13 yıldır ülkemizi yöneten ve son seçimler de ezici bir çoğunlukla yeniden iktidara gelen Ak Partisinin önümüzde ki süreçte ki en büyük sorunu terör belasıyla nasıl mücadele edeceğidir…
Ekonomik meseleler gibi diğer meselelerimiz de terör sorunundan çok sonra gelen dertlerimizdir! O meseleler bir şekilde halledilebilir ama vatanın bütünlüğü her şeyin önündedir bu saatten sonra!
Bildiğiniz gibi, daha PKK terör belasıyla baş edemiyoruz gerçeği ortada dururken yeni bir terör örgütü sınırlarımızın hemen dibinde devlet kurma iddiasında olmuştur!
Bu yeni terör dalgasının uluslararası uzantıları yarın ki günde ülkemizin başına daha fazla bela açmadan bir an önce gereğinin yapılması şartını yeni hükümetin önüne koymuştur…
Ülke güvenliği sınır güvenliğinden başlar gerçeğini göz ardı etmeden geliştirilecek siyasi ve askeri tedbirler bu güzel ülkeyi Ortadoğu bataklığından uzak tutacaktır!
Bunun ilk şartlarından bir tanesi de ülkemizde siyaset yapanlar ve sivil toplum örgütlerinin hep birlikte teröre karşı ortak duyarlılık göstererek milli hassasiyetler çerçevesinde ortak hareket etmelerinden geçmektedir…
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz…