Yap-İşlet-Devret modeli kapsamında, özel sektör yatırımcıları, kamu projelerinin finansmanını üstlenirken, proje tamamlandığında işletme ve bakım hizmetlerini de yürütüyor. Belirlenen süre boyunca projeden elde edilen gelirlerle yatırımın geri dönüşünü sağlayan özel sektör, süre sonunda projeyi devlet kurumlarına devrediyor. Bu model, özellikle ulaşım, enerji ve sağlık gibi kritik altyapı alanlarında büyük projelerin gerçekleştirilmesinde etkin bir çözüm olarak değerlendiriliyor.  Peki, Yap- işlet- devret nedir? İşte Yap- işlet- devret modelinin avantajları ve dezavantajları...

Yap- işlet- devret nedir?

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, geniş anlamda Build-Operate-Transfer (BOT) olarak bilinen bir kamu altyapı finansman ve yönetim modelidir. Bu modelde, özel bir şirket, kamu altyapı yatırımını finanse eder ve gerçekleştirir. Sonrasında belirli bir süre için bu altyapıyı işletir ve bu süre zarfında ürettiği mal veya hizmetleri, önceden belirlenen bir tarife çerçevesinde kamu kuruluşlarına sunar. Süre tamamlandığında, işletme, bakım ve onarımları yapılmış, eksiksiz ve çalışır durumda olan tesisleri ilgili kamu kuruluşuna devreder.

Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yabancı şirketlerle yapılan imtiyaz sözleşmeleri, bu modelle büyük benzerlikler taşır. Örneğin, İstanbul'da Tramvay, Tünel İşletmeleri, Elektrik ve Gaz İdaresi, Haydarpaşa Liman İşletmesi, İzmir'de Liman İşletmesi ve Göztepe Tramvay İşletmesi gibi projeler, yabancı şirketlere verilen imtiyazlar arasındaydı.

Günümüzde bu modelin uygulanma biçimleri, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında Osmanlı İmparatorluğu'nda ve Fransa, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde uygulanan kamu imtiyazlarının devredilmesi yöntemlerinden ilham almıştır. Bu tarihi uygulamalar, mevcut YİD modelinin şekillenmesinde önemli bir referans sağlamaktadır.

Yap- işlet- devret modelinin avantajları

Türkiye'nin altyapı projelerinde giderek daha fazla kullanılan Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, finansman imkanlarıyla dikkat çekiyor. Bu model, özel sektörün yatırım yaparak projeleri üstlenmesini ve işletmesini sağlayarak devletin borç yükünü hafifletiyor. Devlet, bu sayede borçlanmadan kaçınarak borç yönetimi konusunda önemli bir avantaj elde ediyor.

YİD modeli, yalnızca devletin finansal yükünü azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda özel sektörün kapsamını genişletiyor ve yabancı sermayenin ülkeye girişini kolaylaştırıyor. Yeni yatırım alanlarının açılmasıyla birlikte, yurt içi hasıla da olumlu yönde etkileniyor. Özel sektörün karlılık, verimlilik ve etkinlik ilkeleriyle kamu hizmetlerine entegrasyonu, bu hizmetlerin performans yönetimini iyileştiriyor ve ileri teknolojilerin kamusal hizmetlere transferini hızlandırıyor.

Bu modelin sunduğu avantajlar, kamu hizmetlerinin daha düşük maliyetle ve daha yüksek kalitede sunulmasına olanak tanıyor. YİD'nin, kamusal hizmetlerin modernizasyonunu destekleyici etkileri, ülkenin altyapı gelişimine önemli katkılarda bulunuyor.

Yap- işlet- devret modelinin dezavantajları

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, altyapı projelerinde sunduğu finansal avantajlarla dikkat çekerken, bazı önemli dezavantajları ve riskleri de beraberinde getiriyor. Modelin başarısı, ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarına doğrudan bağlıdır. Bu durum, projelerin sürdürülebilirliğini ve uzun vadeli başarıyı etkileyebilir.

YİD modelinde, özel sektörün yatırımı tamamlamasının ardından tesislerin devredilmesi söz konusu olduğundan, bu süreçte karın artırılması amacıyla maliyetlerin yüksek gösterilmesi riski bulunuyor. Ayrıca, karın nasıl ve ne kadar belirleneceği konusunda da tartışmalar yaşanabiliyor. Bu durum, hem özel sektörün hem de kamu yönetiminin beklentilerini şekillendiren önemli bir faktör.

Devletin, devraldığı tesislerle ilgili yeterli bilgi ve deneyime sahip olmaması durumunda, bu tesislerin etkin bir şekilde işletilmesi ve ekonomiye katkı sağlaması tehlikeye girebiliyor. Ayrıca, tesislerin devri devletin görev alanını genişletip büyüteceğinden, bu konu da tartışmalara neden olabiliyor.

YİD modelinin uygulanacağı sektörlerde var olan riskler ve belirsizlikler, projelerin yönetiminde dikkat edilmesi gereken faktörler arasında yer alıyor. İmtiyaz süreleri, yatırımın niteliği ve maliyeti, proje içeriğinde yer alan çeşitli kuruluşlar, mal ve hizmetlerin satış fiyatları ve istenilen gelirin elde edilmesindeki belirsizlikler, bu risklerin başında geliyor. Bu nedenle, YİD modeli ile gerçekleştirilecek enerji, altyapı ve bayındırlık projelerinde kapsamlı ve planlı risk analizleri yapılması büyük önem taşıyor.

Yap- işlet- devret modeli hangi ülkelerde var?

Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli, dünya genelinde birçok ülke tarafından altyapı projelerinde tercih ediliyor. Bu model, özel sektörün yatırım yaparak projeleri üstlenmesi ve işletmesini, ardından projeyi devlete devretmesini öngörüyor. Küresel düzeyde uygulama alanı bulan YİD modeli, finansman ve projelerin yönetiminde sağladığı avantajlarla dikkat çekiyor.

YİD modelini uygulayan ülkeler arasında Pakistan, Tayland, Tayvan, Suudi Arabistan, Bahreyn, İsrail, Filipinler, Mısır, Myanmar, Malezya, Vietnam, Japonya, Hindistan, İran, Hırvatistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Nepal ve Çin gibi ülkeler yer alıyor. Bu ülkeler, modelin sunduğu finansal esneklik ve projelerin hızlı tamamlanması gibi avantajlardan yararlanıyor.

Ayrıca, ABD’nin çeşitli eyaletleri de özellikle otoyol projelerinde YİD modelini kullanarak özel sektör yatırımlarını teşvik ediyor ve altyapı projelerini hızlandırıyor. Bu uygulamalar, ülkelere altyapı gelişimini destekleme ve finansal yükleri hafifletme konusunda esneklik sağlıyor.

Küresel çapta benimsenen YİD modeli, kamu ve özel sektör işbirliğinin başarılı örneklerinden biri olarak, altyapı projelerinin etkin yönetimi ve finansmanında önemli bir rol oynamaya devam ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi