İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, ramazan ayında oruç tutan kişilerin yaşadığı öfke sorununu değerlendirdi.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Beyaz, uzun süreli açlık fizyolojik değişikliklerle öfkeye neden olabildiğini belirtti.
İnsanların ramazanda yaşayabildiği açlık ve susuzluk gibi fizyolojik zorlukların, vücuttaki biyolojik dengeyi etkileyebildiğini dile getiren Beyaz, "Özellikle uzun süreli açlık, kan şekeri seviyelerinde düşüşe, metabolizma hızında değişikliklere ve hormonal dengesizliklere neden olabilir. Bu fizyolojik değişiklikler, sinir sistemi üzerinde de etkili olabiliyor ve öfke, irritabilite (hızlı sinirlenme) gibi duygusal tepkilere yol açabiliyor."ifadelerini kullandı.
- Orucun beyindeki etkileri
Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bu tür zorlukların, alt beyindeki temel dürtülerle yani öfke ve irritabilite ile ilişkilendirildiğine işaret ederek, vücudun, yiyecek ve su ihtiyacını karşılayabilmek için biyolojik sinyaller gönderdiğini ve bu sinyallerin, alt beyindeki limbik sistemde işlenir ve temel ihtiyaçların karşılanmasına yönelik hareketlerin başlamasında etkili olabildiğine dikkati çekti.
Üst beyindeki kortikal alanların da bu temel dürtüleri kontrol etme ve yönlendirme yeteneğine sahip olduğunu vurgulayan Beyaz, şunları kaydetti:
"Üst beyindeki kortikal kontrol, kişinin duygusal tepkilerini dengelemesine ve öfkeyle başa çıkmasına yardımcı olabilir. Her bireyin tepkilerini etkileyen birçok faktör ve farklı deneyimleri bulunmaktadır, bununla birlikte insanı diğer canlılardan ayıran üst beynini işletebilmesi de kişilerin ramazan ayında karşılaşabileceği, açlığa ve susuzluğa rağmen öfke ve irritabiliteyi kontrol etmesine yardımcı olabilir. Burada önem arz eden husus ise kişinin açlık ve susuzluğa rağmen bu duruma karşı isteği ve çabasıdır."
- Nikotin yoksunluğu öfkeyi artırıyor
Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, nikotin bağımlılığı olan kişilerin, düzenli olarak nikotin alımına bağımlı hale geleceği için vücutlarının zamanla bu duruma tolerans geliştirdiğini aktararak, "Nikotin yoksunluğu durumunda, vücudun normal nikotin seviyelerine ulaşamadığı için dopamin salınımı azalır ve bu da duygusal dengeyi etkiler. Bu nedenle de sigara içen bireylerin ramazan ayında sigara iç(e)memesi, nikotin yoksunluğuna bağlı olarak öfke ve irritabiliteyi artırabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Beyaz, uyku ve sağlıklı beslenmenin yaşamın, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir şekilde devamı için önemli bir etkiye sahip olduğunu anlattı.
Kaliteli bir gece uykusu ile sağlıklı ve düzenli beslenme fiziksel olarak metabolizmanın ve iştahı etkileyen hormon dengesinin düzenlenmesine, vücudun kendini yenilemesine ve duyguların düzenlenmesine yardımcı olduğunu belirten Beyaz, "Ramazanda uyku ve beslenme düzenindeki değişiklikler duygusal dengenin istikrarını değiştirebilir, öfke-stres gibi duygulanımların oluşmasına olumsuz manada katkıda bulunabilir." yorumunu yaptı.
- Öfkeyi tetikleyebilecek durumlardan uzak durun
Uluğ Çağrı Beyaz, öfke duygusunun temel duygulardan biri olmasına karşın ana duygulara eşlik eden bir işlevi bulunmadığına vurgu yaptı.
İnsanların herhangi bir şeye doğrudan öfke hissetmediğine dikkati çeken Beyaz sözlerini şöyle tamamladı:
"Öfke bir şeylerin yolunda gitmediği mesajını taşımaktadır. Öfke ile mücadelede evvela öfkenin eşlik ettiği ana duyguyu ve ona yön veren düşünce ve inançların farkındalığı önem arz etmektedir. Ramazan ayında öfke sorunları artabileceği için öfkeyi tetikleyebilecek durumlardan olabildiğince uzak durmak, tetikleyici unsurlarla karşılaşıldığında odak noktasını değiştirmeye gayret göstermek ve sıklıkla nefes egzersizi yapmak oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki, ramazan ayındaki öfke ve gerginlik hali bir geçiş sürecinin sonucudur ve bu süreçte uyumlanma ile birlikte öfke daha kontrol edilebilir bir hal almaktadır."