İki çeşit adalet vardır. Allah (c.c) katındaki ilahi adalet ve birde ülke yasalarınıda hukuki adalet.
Peki yaptırımı olan yasların ülkemizdeki hukuki adaletin anlamı nedir? Cevabı şuymuş:
Adalet Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, türe.
Eğer yasaların belirlediği kanunlar gereği yargılama oluyorsa ve de kararlar veriliyorsa suç varsa ceza, suç yoksa beraat veya aklanma sonucunda kararlar verildiğini az çok bilmekteyiz.
Ülkemizde son dört-beş yıldır futbol konusunda gündemden düşmeyen, aslında çok eskilerden de olduğu iddia edilen ancak kanunlardaki düzenlemelerle 2012 yılında hayata kavuşan sporda şike kanunun ortaya çıkmasıyla futbolumuzdaki pislik de kokuşmuştur.
Birileri haksı başarılar elde etmiş kimilerinin de canları yanmıştır. Türk kanunlarının kesin hüküm verdiği UEFA ve CAS in da kesin hüküm verdiği birim ve kişiler bu kararları hiçe sayıp hala taraflı hukukçuların gayretleriyle hukuku hiçe sayıp adalet kavramını güvensiz hale getirmeye çalışmaktadırlar.
Kişisel menfaatler yüzünden Ülkemizin spor kariyerini hızla aşağıya çeken zihniyetler hala işbaşındayken, Türkiye’mizin dünya ülkeleri arasında saygınlığı hızla ilerlerken yetkili kurumların hala yanlışı neden görmezden geldiklerini anlamış değilim.
Eğer UEFA’nın, CAS ın verdiği kararlar bile Türk futbolunun yanlışlarına dur diyemiyorsa bağlı bulunan TFF amatör spor kulüplerinin sportif faaliyetlerindeki hak nasıl yerini bulacak?
Kişileri korumak, rant elde etmek, taraflı olmak yerine, herkese eşit bir yöneticilik yapmak Allah katındaki adaleti korumak daha iyi değimlidir ?
Ülkemiz ve özellikle de sporu yöneten birim yöneticilerinin üzerlerindeki renklerini çıkarıp önce yaratanın adaleti sonra da kanunun verdiği kararlara saygı duymalarını ve güzel ülke gençliğine temiz spor temiz futbol yolunun açmalarını diliyoruz.
Güven yoksa başarıda olmaz sadece yanlışlarla sevinen bir gurup sevinirken diğer doğruyu isteyen toplum size sadece kin duyar beddua eder ve güven duymaz..