ESSELAMÜ ALEYKÜM VE RAHMETÜLLAHİ VE BEREKATÜHÜ 

Dünya siyasetini takip edenler şunu çok net olarak görebilmektedir. Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesine, bu hale gelmesine sebep olan olaylar ve yapılan bütün savaşların temelinde Büyük israil projesi vardır.

Amerikan devletinin dış politikasının temelinde İsrail’in güvenliği yatıyor. Ona göre şekilleniyor.

İsrail’in güvenliği için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar.

Çoğu insanımız bugünkü Kudüs meselesinin detayından bilgisi yoktur. Onun için de bugünkü Filistin ve Kudüs meselesi niye buralara geldiğinin idrakine varamamıştır.

Biraz irdelediğimizde yahudilerin tarihlerini hiç unutmadıklarına şahit oluyoruz. Bu yahudi milletinin çok kinci bir millet olduğunu da açık olarak görebilmekteyiz.

Kudüs’ün tarihi M.Ö 1010 senelerine dayanmaktadır.
Milattan sonra da 2021 yılındayız. Yani 3030 senelik bir tablo ile karşı karşıyayız. Buna göre değerlendirme yapmak mecburiyetindeyiz.

Şu andaki sıkıntıların sebebi o yıllara dayandırılmak istenildiğinden bu çıkılmaz hale gelinmiştir. Özellikle bunun bilinmesinde çok fayda görüyorum.

Çok önemli ve kutsal olan bu bölgeyi geçmişte yurt edinen yahudiler, bu bölgenin kendilerine Allah tarafından vaat edildiğini düşünüyorlar.

YAHUDİLERİN BU TOPRAKLARIN KENDİLERİNE VAAT EDİLMİŞ TOPRAKLAR OLDUĞU İNANCİ ÇOK HAKİMDİR.

Rock fuller: “Dünyanın sahipleri bizleriz yeryüzü Muhammed’e iman edenlerin yani müslümanların kanıyla sulanmalı. 
Dünyanın her yerinde müslüman kanı akmalı, Tevrat bize bunu emrediyor.”

Siyonist yahudilerin İslam ve müslümanlar hakkındaki düşünceleri inançları bu şekildedir.

Hz.Davut’un Kudüs kralı golyatı öldürmesiyle Kudüs Yahudilerce fethedilmiştir.

Böylece Davut peygamber M.Ö 1003 yılında babası Talutun ölümüyle kral seçilir ve el Halil krallığı başlamış olur. Hz.Davut yedi yıl el Halil kentinde 33 yılda Kudüs’te krallık yapmıştır.

Hz.Davut’un ölümüyle yahudilerin başına Hz.Süleyman geçer. Hz.Süleyman Kudüs’teki 40 yıllık krallığı sırasında buraya uzunluğu 25 metre genişliği 9 metre ve yüksekliği 13 metre olan Süleyman mabedini inşa eder.

Burada Süleyman mabedini ve Kudüs’ü sanki müslümanlar yok etmiş gibi bir algı var. Bu da yanlış çünkü Süleyman mabedi ilk önce Babil’ler tarafından sonra da Romalılar tarafından yıkılmıştır.

M.Ö 515 yılında yine başka bir pers kralı Kudüs’te Babil’ler tarafından yıkılan mabedin tekrar yapılmasına yardımcı olur. Böylece Süleyman mabedi ikinci kez yapılmış olur.

Bu yapılan ikinci Süleyman mabedi kral hirodes tarafından genişletilir.Tamiratı yapılır ve çevresinde bir kuşatma duvarı çevrildi ki bu kuşatma duvarından günümüze kalan bakiye kalıntılar batılıların AĞLAMA DUVARI, yahudilerin de BATI DUVARI dediği duvardır.

Yahudileri kudüsten kovan Babil’ler ve Romalılardır. Şimdi İsrail oğulları diasporada 2000 yıl boyunca vatansız kalmalarını, onların tabiriyle diyarı gurbette dolaşmalarının acılarını Filistinli müslüman kardeşlerimizden çıkarıyorlar. Maalesef bugün Filistinli kardeşlerimizi vatansız hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Filistin toprakları üzerinde işgalcı saiklerle gerçekleştirilen demografik, coğrafi, dini saldırılar asla kabul edilemez. Mescidi aksa işgal edildiği ilk günden itibaren bugüne kadar bir İslam mabedidir ve kıyamete kadar da öyle kalacaktır. Zira o peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa (sav)’in bütün İslam ümmetine ve özellikle müslüman Türk milleti olarak bizlere önemli bir emaneti ve mirasıdır.

Bu emanete sahip çıkmak her müslümanın vazifesidir. Hiç kimse sahip çıkmasa bile müslüman Türk milleti olarak bu emanete sahip çıkacak bu duruma asla müsade etmeyeceğiz.

Türkiye Suriye cephesinde gerçekleştirdiği operasyonlarla İsrail’in ve arkasındaki küresel güçlerin planlarını önemli ölçüde akamete uğratmış bulunmaktadır.

Yedi cihan bir olmuş ülkeme, liderime saldırırken ben her zaman ülkemin ve liderimi savunmaya devam edeceğim. Ülkeme ve liderime güvenim tamdır. Bu kadar zorluklardan yüzünün akıyla çıkan bu lider daha bu millete, bu ümmete nice hizmetler sunacaktır.

 Emperyalist güçlerin devşirmeleri tasviye edilmiş devletimiz yüzyıl aradan sonra asıl sahiplerinin eline geçmiştir.

Erdoğan liderliğindeki Türkiye  Cumhuriyetinin kendilerini durdurmasını ve Türkiye üzerindeki oyunları boşa çıkarmasını hazmedemiyorlar.

İNANIN BÜTÜN MESELE BUNUN İÇİNDİR.

Gidişatı görüyorlar ve güçlü bir Türkiye inşa ediliyor. Güçlü Türkiye demek, kendi çizmiş oldukları planların heba olup çöpe gitmesi demektir.

Şimdiden sonra Türkiye hesaba katılmadan bir dünya siyaseti düşünülemeyecek ve müslüman Türk milleti olarak buna müsade etmeyeceğiz.

 ALLAHIN İZNİYLE

 Selam ve dua ile Allah’a emanet olun.