Rize
Açık
26°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

Türkiye Ekonomisi Nereye Gidiyor?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kalkınmış veya kalkınmakta olan tüm dünya devletlerinde en önemli ekonomik kural düşük faiz, yüksek üretimdir.

Türkiye’de 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından güçlü ekonomiye geçiş amacıyla uygulanan yapısal reformların ve kararlı yönetim uygulamalarının ekonominin daha iyi hale gelmesine katkıları büyük olmuştur. İstikrarsız hükümetlerin ekonomi üzerine negatif etki yaptığı sonuçlarıyla ortadadır.

Ekonomimizi pozitif yönde etkileyen önemli unsurlardan birisi de dünya ekonomisindeki para bolluğudur. Son 10 yılda ihtiyaç duyulan yüksek harcama bedelleri düşük faizle bulunabilmiştir. Özellikle kamunun faiz yükünün azalmasıyla devlet çok daha büyük harcamalar yapabilmiştir. Bu harcamalar başta inşaat sektörü olmak üzere ekonomiye canlılık getirmiştir.

Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu, işsizliğin de en önemli çaresi olan üretim 2000’li yıllarda dövizin de belirli bir istikrarı yakalamasıyla, yapılan yatırımlarla kısmen artsa da istenilen düzeyin çok altında kalmıştır.

Merkez Bankasının %65’lerden %8’lere faizi düşürmesine rağmen bu oran sanayide ilerlemiş devletlerin faiz oranlarına göre çok yüksek kalmaktadır. Türk Lirasının aşırı değerli oluşu ülkemizde kolaylıkla üretilebilecek ürünlerin ithalatının artmasına neden olmuş, ihracatın 160 milyar dolara çıkmasına rağmen yeterli derecede artmasını engellemiştir. Merkez Bankası enflasyonu düşük tutabilme uğruna inatla yüksek faiz düşük kur politikasına devam etmektedir. Hükümet içerisinde üretim tecrübesi olan bazı insanların ısrarla bu politikanın yanlış olduğunu söylemelerine rağmen bürokrasinden gelen Merkez Bankası yöneticileri bu söylemlere kulaklarını tıkamaktadırlar.

Bu politika bugün 250 milyar dolar ihracat yapacak kapasiteye sahip Türk Sanayisine büyük bir darbe vurmaktadır. Dünyadaki para bolluğu ve etrafımızdaki savaşın getirdiği kayıt dışı sıcak para cari açığın kısmen kapanmasına neden olsa da gelecek açısından son derece tehlikelidir.

Ülkemin tam ekonomik bağımsızlığına kavuşabilmesi için faizin %1 ‘lere indirilmesi üretimin en az 2 kat arttırılması en önemli adımdır.

Allah’a emanet olun.

Saygılarımla

Hanefi Kulaksızoğlu

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *