‘Yaşayan İnsan Hazinesi ‘ ödülüne layık görülen Remzi Bekar 1937 yılında Rize'nin Hemşin ilçesi Sanova Köyü'nde doğdu. 1948 yılında ağabeyinin desteğiyle tulum çalmaya başladı. İlk tulumunu ona ağabeyi ona ilk tulumunu yaptırırdı. Henüz on bir yaşında olan Remzi tulumu şişiremedi.

Çocukken tulum çalmaya başladı

1948 ile 54 arası köyünde tulum çaldı, düğünlere eğlencelere renk kattı. Ancak tulum çalmak para kazandıran bir iş olmadığı için Hemşinlilerin kaderi gurbet yolu ona da gözüktü. Erzurum'a Hemşinli bir pastanecinin yanına gitti. Orada bir yıl garsonluk yaptıktan sonra yine Hemşin'e döndü. Hayali İstanbul'da garsonluk yapmaktı. İstanbul yollarına düştü. Divan Oteli'nde çalışmaya başladı. İngilizce öğrendi, şefliğe kadar yükseldi.

Askerlik dönüm noktası oldu

Askerlik vakti saati gelince askere alındı. Vatan borcu onun hayatının da dönüm noktası oldu. Tulumu ve kendisinin yolu Ankara Orduevi'ne düştü. Remzi Bekar o günleri şöyle anlatıyor : "Askerde Ankara Orduevi'ne düştüm. Tulumum, hem İstanbul'da otelde hem de Ankara'da askerde yanımda. Orduevi'nde bir gün radyo dinlerken Muzaffer Sarısözen'in anonsuyla irkildim: "Sevgili dinleyiciler, şimdi de mikrofonlarınızda tulumuyla Pazarlı Mustafa Garip, Abdi horonunu çalıyor" dedi, Garipoğlu Abdi horonunu çalmaya başladı. Ondan sonra içimden‘Acaba ben radyoda tulum çalabilir miyim' diye düşünmeye başladım. Bir çalabilsem, bir çalabilsem diye diye askerliğe devam ediyorum. Orduevi'nde garsonluk yapıyorum, TRT Radyosu sanatçıları da Orduevi'ne gelip gidiyor. Bir gün ben, Ankara Radyosu'nda Yurttan Sesleri yöneten Ali Can beye gittim ve 'Hemşinliyim, Yurttan Sesler'de tulum çalmak istiyorum' dedim.

1964 yılından bu yana TRT’de tulum çalıyor

Büyük cesaret ama o kadar çok tulum çalma hevesim var ki... Nida Tüfekçi, Osman Özdenkçi, Ali Can, Mustafa Geceyatmaz'ın hazır olduğu bir ekip, bir süre sonra beni teste aldı. Büyük ustalar çalışımı fena bulmadılar ama bana Garipoğlu gibi çalmaya başladığımı ifade ettiler. İlk askerde başladım ve o zamandan bu zamana kadar TRT'de ve radyoda tulum çalıyorum... Yani, 1964'den bu yana..."

Remzi Bekar, tulumu şehre getirdi

Kırk senedir TRT'de ünlü ünsüz tüm sanatçılara tulumuyla eşlik eden Remzi Bekar, kurumda bir türlü kadroya geçememiş. Kırk senedir, tabir caizse parça başı, işini yapıyor, parasını alıp çıkıyor: “Hiçbir dönemde bu kurumda tulum kadrosu olmadı maalesef... Daha doğrusu tulumun yeri olmadı. Ben ne yaptıysam o işte... Hemşin'de benden önce, beni cebinden çıkaracak pek çok tulum sanatçısı çıkmıştır. Ancak ben, tulumu şehre getirdim. Önce Ankara Radyosu'nda, ardından İstanbul Radyosu, TRT'de ve şehirde tulumu kabul ettirdim. Televizyonda ilk tulum çalan, ilk tulum plağı ve kaseti yapan, sazlarla ilk çalan da benim. Ancak, senelerdir tulum çaldığım kuruma kadroyu maalesef getiremedik. Yani, 1964'den bu yana TRT'de tulum çalarım ama kadrosuz."

Tulumu evrenselleştirdi

Remzi Bekar, askerden sonra İstanbul'a İstanbul Radyosu'na gelir. Radyoda elinde sertifika ve doldurduğu bir bantla gelir. Kabul edilir ama bir yandan da çalışmalıdır. Divan Oteli'nde tekrar çalışmaya başlar. Bekar o günleri şöyle anlatıyor : “Otelde çalışırken tulum üzerine derin düşüncelere daldım. Onu araştırmak, daha yakından tanımak istedim. Köydeyken bir İngiliz LaurencePicken gelmiş benimle söyleşi yapmıştı. Daha sonra Mr.Picken benim adresimi bulup, bana mektup yazdı. Ve tulumla ilgili benden yeni bilgiler istedi. O da 'Folk Musical Instruments Of Turkey' adlı bir kitap yazdı. Ben de ona yeni bilgiler vermek için tulum araştırmaları yaptım. Zaten onun kitabında da benden çokça bahseder."

Tulum olmasa Hemşin, Hemşin olmasa tulum olmaz

Remzi Bekar, bugüne kadar, 6 plak, 8 tulum kaseti çıkardı Cemile Cevher'den İbrahim Can'a pek çok Karadenizli sanatçıya tulum çaldı. Tulumla sanatçıya ilk eşlik eden o. Mustafa Topaloğlu'na 'Al aşağı Vur Düzi' türküsüyle eşlik etti ve bu alanda bir ilkin de sahibi... Tulumu, solo olarak radyoda ilk çalan Garipoğlu, bağlamayla ve diğer sazlarla çalan ise Remzi Bekar’dır. Ona göre, “Hemşin olmasaydı tulum olmazdı, tulum olmasaydı Hemşin olmazdı”.

Remiz Bekar, pastacılık ve garsonluk yaparken de, tulum çalarken de en iyisi olmak istemiş. Nida Tüfekçi'nin 'tulumu temiz çalan' sanatçı diye tanımladığı Bekar, 1974'den sonra kendini tulum üzerine araştırmalara vermiştir. Bekar’ın Hemşin Folkloru isimli kitabı 2012 yılında yayımlandı.

Fatih Sultan KAR / İST.

Kaynak: HABER MERKEZİ