Genel

Su değirmeninin çarkını 4 kuşaktır aynı aile döndürüyor

- Trabzon'un Ortahisar ilçesinde yaklaşık 200 yıldır faaliyette bulunan değirmende, ailenin 73 yaşındaki üyesi Necmettin Kuduban hizmet veriyor - Kuduban: - "Bilmeyene göre zor bir iş, bilene çok keyifli. Aynı kolumdaki saate benzer ayarı, az bir arıza olursa un yapmaz"

Abone Ol

TRABZON (AA) - ENES SANSAR - Trabzon'da yaklaşık 2 asırdır yöre halkının mısır öğüttüğü su değirmeninin çarkını, Kuduban ailesinin dördüncü kuşak üyesi döndürüyor.

Ortahisar ilçesi Gürbulak Mahallesi'ndeki değirmende yıllar içinde yenileme çalışmaları yapılsa da ana mekanizma, oluk ve taş duvarların bazı kısımları orijinal halde korunuyor.

Değirmeni işleten 73 yaşındaki Necmettin Kuduban, AA muhabirine, büyük dedesinin başlattığı mesleği dedesinin, ardından babasının, şimdi de dördüncü kuşak olarak kendisinin sürdürdüğünü söyledi.

Kuşaktan kuşağa aktardıkları değirmeni kendisinden sonra oğluna bırakacağını belirten Kuduban, "Eskisi kadar çok olmasa da geçimimizi sağlayacak kadar iş yapıyoruz. Önceden gece gündüz dönerdi bu değirmen. Mısırı artık eskisi kadar dikmiyorlar, az dikiyorlar, yeni nesil mısır ekmeğini yemiyor. Şimdiye kadar iyiydi, çok mısır gelirdi ama artık az geliyor." dedi.

Çocukluğundan beri aynı işi yaptığını ifade eden Kuduban, babası vefat edince bir süre değirmenin kapalı kaldığını, daha sonra tekrar çalışmaya devam ettiğini anlattı.

- "Alttan yukarıya hepsi aynı ayarda olacak"

Kuduban, değirmenciliğin keyifli bir iş olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"65 seneden beri burada duruyorum. Taşla konuşurum ben, o da bana dil getirir, konuşur benle. Bilmeyene göre zor bir iş, bilene çok keyifli. Aynı kolumdaki saate benzer ayarı, az bir arıza olursa un yapmaz. Gayet dikkatli olacak, ayarlı olacak, alttan yukarıya hepsi aynı ayarda olacak. Ondan sonra oluk dolmaya başlar, gelirsin burada 'Bismillahirrahmanirrahim' dersin, alırsın torbayı dökersin tekneye başlarsın öğütmeye."

Öğütmenin inceliklerinden de bahseden Kuduban, mısır veya öğütülen diğer tahıl ürünlerinin iyice kurutulup, taşının da ayıklandıktan sonra değirmene getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Kuduban, elektrikli değirmenlerde üretilen unu çok kullanışlı bulmadığını ifade ederek, "Elektrik değirmeni unu yakar. O zor zoruna elektrikle dönüyor, bu Allah'ın suyu ile keyifle dönüyor. Ondaki un bir gün durur, ikinci gün acımaya başlar, yenmez bir daha, ekmeğini yap acı olur. Bunun ununu 2 sene sakla acımaz." diye konuştu.

Değirmene yaklaşık 6 kilometre uzaklıktaki Doğançay Mahallesi'nden mısır öğütmeye gelen Recep Şahin de annesinin yetiştirdiği mısırları değirmene getirdiğini söyledi.

Şahin, tarihi değirmenin hala çalışmasından memnuniyet duyduğunu belirterek, "Sağ olsun Necmettin amcamız bu tarihi yeri devam ettiriyor. Biz de burayı tercih ediyoruz. Onunla, bu tarihi dokuyu devam ettirdiği için gurur duyuyoruz. Biz yemek ve ekmek için mısırı burada öğütüyoruz. Değirmen temiz, güzel, amcamız da burada çaba veriyor. Aslında çok zahmetli bir iş, böyle olması çok güzel, doğal, elektrikli olanlar gibi değil." ifadelerini kullandı.