Türkiye gündeminde tartışılan bir konu da 50+1 sistemi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyareti dönüşünde uçakta yaptığı açıklamalarında bu konuya da değindi.
Yeni anayasa isteğini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 şartının değişmesinin "isabetli olacağını" söyledi.
Cumhurbaşkanının bu açıklaması sonrasında gözler MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye çevrildi.
"Arıza sinyali veren yönleri varsa düzeltilmelidir ve son derece doğaldır"
MHP Grup Toplantısında konuya değinen Devlet Bahçeli, şu cümleleri kullandı;
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip gelici bir sistem değildir. İşi bitince buruşturulan tek kullanımlık reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan tekleyen arıza sinyali veren yönleri varsa düzeltilmelidir ve son derece doğaldır. Bildiğiniz gibi sayın Cumhurbaşkanımız yüzde 50+1 oy ile ilgili açıklamalarda bulunmuştur. Erdoğan’ın yüzde 50+1 tespiti tutarlı ve anlamlıdır. Sistemin doğasını zedelemeyecek uzlaşı sağlanacaktır. Dikkat buyurunuz milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz. Cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanını seçiyoruz. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi, cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek şeklidir.
"Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını çarpıtan fırsat düşkünlerine prim vermeyiz"
MHP olarak dün ne dediysek bugün de aynı düşüncedeyiz. Ancak ittifak olarak konuşularak yeni sistemin doğasını zedelemeyecek onarımın yapılabileceğinin inancına sahibiz. Cumhurbaşkanı'nın açıklamasını çarpıtan fırsat düşkünlerine prim vermeyiz. Bunları adam yerine bile koymayız. Bazı zeka özürlüleri Erdoğan Bahçeli'yi sırtından atacak mı demeleri fitne tezgahı açmaları alçak bir teşebbüstür.
"Alacağı her kararın yanındayız"
Cumhurbaşkanlığı Kabinesine bakan vermedik. Alacağı her kararın yanındayız. Sefasına değil, gerekirse cefasına talibiz. MHP yancı değildir, ulufeye takip değildir. Sineğin akıllısı kiraza biner şehre gider, akılsızı gübreye düşer, bunlar gibi ahıra gider. Cumhur İttifakı’nda pazarlık yoktur, Cumhur İttifakı bir planın ürünü değildir.
"Hiç kimse de aramıza giremeyecektir"
Burayı iyi dinleyin Allah'a çok şükür siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik. Onun bunun sırtından geçinen keneler bizi anlayamaz. Yük aldık, yük olmadık. Önce ülkem ve milletim demekten de asla vazgeçmedik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile diyaloğumuz hasbidir ve harbidir. Diyaloğumuz saygı ve sevgi temellidir. Cumhur İttifakı'nın arkasındayız. Hiç kimse de aramıza giremeyecektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 50+1 şartı için ne demişti?
50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla “en fazla oyu alan aday seçilir” denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır.
50 +1 sistemi nedir?
Bu sistem geçerli oyların yüzde 50’sinden 1 oy fazlası anlamına geliyor.
50+1 seçim modeli, 21 Ekim 2007’deki referandumla kabul edilen, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yöntemi ile birlikte uygulanmaya başlandı.
50+1 seçim modeline göre genel başkan oy ile yapılacak seçimde geçerli oyların yüzde 50’den en az 1 oy fazlasını alan aday cumhurbaşkanı seçilir.
İlk oylamada bu oran sağlanmazsa ikinci tur gerçekleştirilir.
Bu oylamayla ise ilk oylamada en çok oy almış iki aday katılıyor ve çoğunluğu alan aday cumhurbaşkanı seçiliyor.
Ayrıca bu sistem ilk olarak 10 Ağustos 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulandı.
Buna göre Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51,79 oyla ilk turda seçildi.
Devlet Bahçeli'nin MHP Grup Toplantısı açıklamalarından satır başları;
Coğrafyanın kader olduğu iddia edilir, bu sözün müellifi olarak İbni Haldun gösterilir. Coğrafyayı vatan yapan şuurun cesur bir karar mahsulüdür. Türkiye’nin mücavir bölgelerinde olan hiçbir krize duyarsız kalmayacağı, aciz duramayacağı tarihi bir vakıadır. Şam’dan Bağdat’a, Kırım’dan Kerkük’e, Kaşgar’dan Kıbrıs’a, Gazze’den Kahire’ye gelişen her menfi hadisenin gelip dayanacağı yer Türkiye’dir.
"Kaç çocuğun daha ölmesi lazım"
Filistin’in huzuru, Türkiye’nin huzurudur. Suriye’nin istikrarı Türkiye’nin istikrarıdır. Irak’ın esenliği, Türkiye’nin esenliğidir. Dün sancağımız olan Gazze’nin bugün felaketine suskun kalmamız, milli ve manevi emanetlerimize saygısızlık olacaktır. Gazze’yi Kudüs’ten Kudüs’ü İstanbul’dan ayrı düşünmek, akan tarih nehrine karşı boşuna kürek çekmektir. Gazze konusunda bizim için tarafsızlık diye bir şey söz konusu olamaz. Türk milleti zalim İsrail’in şeytani oyunlarına, şer ve şiddet yağdıran operasyonlarına tepkili ve öfkelidir. İsrail-Filistin arasında acil ve insani ateşkesin olması için kaç masumun, kaç çocuğun daha ölmesi lazımdır?
"Gazze’de her saat başı 6 çocuk hayatını kaybetmektedir"
Berlin’de Sayın Cumhurbaşkanımızın Almanya Başbakanının yüzüne haykırdığı gerçekler, susmayı tercih eden bazı Arap ülkelerinin ortak seslenişidir. İsrail’e siyasi omuz veren ülkeler, işlenen bebek cinayetlerinden birinci derecede sorumludur. Gazze’de her saat başı 6 çocuk hayatını kaybetmektedir. İsrail’in soykırım suçuna sessiz kalanlar, 46 gündür devlet terörünü görmezden gelenler, insanlık vicdanında mahkum olacaktır. Almanya da bu kategoridedir.
"İsrail Başbakanının siyasetten silineceği günler uzak değildir"
Uluslararası toplum İsrail üzerindeki baskıyı artırmalıdır. Son günlerdeki protestolar, uyanışa geçen vicdan, bu ülke siyasetindeki sert çalkantılar Netanyahu’nun elini zayıflatmaktadır. İsrail Başbakanının siyasetten silineceği günler uzak değildir. İsrail ve Filistin arasında acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalıdır. İsrail kontrolündeki nükleer silahların araştırması derhal yapılmalıdır. İsrail’i durdurmak için askeri ve siyasi yaptırım kararları eşgüdüm halinde alınmalıdır. ABD İsrail’e verdiği desteği bıçak gibi kesmelidir. Mücadele ise mücadele edeceğiz. Milli güvenliğimizi, egemenlik hukukumuzu, mazlum kardeşlerimizin haklarını korumak için gücümüz neye yetiyorsa yapacağız. Son Müslüman – Türk teslim alınmadan zulmün fermanı okunamaz.
"CHP Genel Başkanının sözde bir sanatçının elini öpmesi utanç verici bir rezalettir"
CHP’nin yeni genel başkanı ciddiye alınacak bir isim değildir. CHP’de yeni bir şey yoktur. CHP Genel Başkanının bir operaya katılması, sözde bir sanatçının elini öpmesi utanç verici bir rezalettir. Eli öpülecek hanımefendiler arıyorsanız, Meclis’teki AKP ve MHP grubuna bakın, her hanımefendinin eli öpülecektir.
"Toplumsal hassasiyetleri kaşımanın kimseye bir yararı olamaz"
Alın teri dökülmeden, emek sarf edilmeden, helal-haram ayrımı yapılmadan elde edilen servetin gösteriş için harcanması, milletimizde haklı tepkiye neden olmaktadır. Toplumsal hassasiyetleri kaşımanın kimseye bir yararı olamaz. Türk medeniyetinin ana gövdesi hücuma uğramaktadır. Bir avuç çürümüşün günlerce gündemimizi meşgul etmesi kaygı vericidir.
Akşener’in oteli olan polis açıklaması
Bu iddianın ispatlanması muhatabı için onur meselesidir. Sözü söyleyip de ucunu bırakmak pişkinlik ve kurnazlıktır. Otellerinde fuhuş yaptıran polis müdürleri kim ya da kimlerdir? İP (İYİ Parti) Lideri bunu açıklamak zorundadır.