İşte benim sizlerle paylaşmak istediğim “çözüm önerilerim” İmralı’da yatan terörist başının geleceği ile ilgili önerimle birlikte ele alınmalıdır!
O önerim şudur; yakalandıktan sonra on yılı aşkın bir süredir İmralı’da el bebek gül bebek beslenen terörist başı derhal bu ülkenin topraklarından dışarıya gönderilmelidir! Çok iddialı bir ifade olduğunu bende biliyorum. Belki birileri buna kızacak, olur mu böyle şey diyecek ama bu yaşadığımız terör olaylarının bitmesi için devleti idare edenler bu çözümü düşünmeliler bence!
Ne asabiliyorsunuz?
Ne de ondan yararlanabiliyorsunuz?
Ama o tatilini geçirdiği yerden ahkâm kesmeye ve PKK Terör örgütünü yönlendirebilmektedir!
Bu sıradanlığa artık bir son vermenin zamanı bence gelmiş de geçmektedir…
Eğer terörist başı bu ülkenin topraklarından dışarıya atılırsa, biz ülke olarak artık “ne halın varsa gör” diyebilecek ve içerde daha kapsamlı çözüm önerilerini tartışabileceğiz diye düşünmekteyim!
Geçen yıl bu ay da Çay Haber de yazdığım “Çözüm Önerilerim” başlıklı yazım da yukarda ki satırları yazmıştım…
O günden bugüne gelişen süreçte, düşüncelerim daha bir netleşti ve olup bitenler karşısın da ne kadar haklı olduğuma kendimi inandırdım! Ama ne o gün ne de bugün için bu düşüncelerime katılan birisine de rastlamadım!
Bu ne yaman bir durum ben de anlayamadım doğrusunu isterseniz!
Ben bu konu da düşüncelerimi beyan ederken ortaya doğru dürüst fikirler koyamayanlara inat bu beladan kurtulmak için İmralı’da yatan terörist başı için yapmamız gereken şeyin ne olduğunu söylüyorum!
Sorabilirsiniz haklı olarak bu iş nasıl olacak diye?
Ben bu düşünceyi ortaya atarken elbette nasıl olması gerekir bu iş diye de düşündüm tabii…
Şunu düşünüyorum; Terörist başı olan zat, Türkiye Cumhuriyetinin devletlerarası ilişkilerinin iyi olduğu bir ülkede hapis hayatına devam etmesi ve onu ziyaret etmek isteyenlerin o ülkeye gidip görmesini ve böylece bu milletin gözü önünde cereyan eden “ziyaretçi küstahlığına” bir son verilmesi en doğru yol olacaktır!
Bu ülke hangisi olabilir diye düşündüğüm de aklıma ilk gelen ülkeler Türk Cumhuriyetleri oluyor… Daha sonra ki ülkeler ise Afrika ülkeleri olarak düşünülebilir…
İktidar bu önerim doğrultusunda program hazırlayarak tercihlerini bu yönde kullanırsa, inanıyorum ki bu sorun çözüme kavuşur!
Ve eğer siyaset, toplumsal sorunlarımızı ileriye dönük şuurlu bir şekilde inceler ve sorunu kökten çözme yolunu giderse toplumsal kargaşayı da önlemiş olur…
Ve elbette bu alınan karar kesinlikle ülkemizin lehine de olmaz!
Eğer bu düşüncemi sesi çok çıkan söz de aydınlar ve siyasetçiler ifade etmiş olsaydı emin olunuz ki; şu an da konuşulan konu idam değil terörist başının sürgüne gönderilmesi olacaktı…
Gel gör ki; birilerinin sesi daha gür çıkıyor bu ülkede… Birilerinin nüfuzları karşısın da benim düşüncelerimin kimsenin umurun da olmayacağı da muhakkaktır!
Bahsi geçen yazım da demiştim;
Ne asabiliyorsunuz?
Ne de ondan yararlanabiliyorsunuz?
Ama o tatilini geçirdiği yerden ahkâm kesmeye ve PKK Terör örgütünü yönlendirmeye devam ediyor!
Bu sıradanlığa artık bir son vermenin zamanı bence gelmiş de geçmektedir. Eğer terörist başı bu ülkenin topraklarından dışarıya atılırsa biz ülke olarak artık ne halın varsa gör diyebilecek ve içerde daha kapsamlı çözüm önerilerini tartışabileceğiz diye düşünmekteyim…
Yani on küsur yıldır İmralı da yatması bu ülkeye sıkıntıdan başka ne verdi terörist başının, size sormak isterim!
Milletin gözünün içine baka baka, terörist başının posterinden, sayınlı methiyeli cümlelerle bugün geldiğimiz bu süreçte, artık “heykelini dikeriz” tehdidini savuran yandaşları, eğer sürgüne yollanırsa terörist başı, gittiği yerde bol bol ziyaret etme imkânına da kavuşabilirler!
Sürekli hataları tekerrür ettire ettire bu hala geldik!
Ve artık bugünü ve yarını değil daha uzağı görüp ona göre adım atma zamanı gelmişte geçmektedir…
Bir Özbek Atasözü; “Bir adam köprü kurar, bin adam geçer” diyor...
Benim temennim bu köprüyü bir an önce kurmamız yoksa bu mesele ülkemizin başını belaya sokacak gibi geliyor bana!
Tabii köprü deyince birileri yanlış anlayıp,”İmralı’yla Kandil” arasına köprü kurmayı anlamasın sakın!
Görüşmek üzere, Allah’a emanet olunuz…