30 Mart seçimlerinin üzerinden iki haftadan fazla bir zaman geçti. Bu sebeple seçim sonuçları hakkında yorum yapmakta maalesef biraz geç kaldık. Ama yine de bir iki tespitte bulunmadan edemeyeceğim.
Doğal olarak her seçimimin, bir kazananları ve birde kaybedenleri vardır.
Bu seçimlerin en büyük galibi hiç kuşkusuz; Bütün yalan, dolan, iftiralara ve mesnetsiz ithamlara rağmen sandıktan % 45,5 oy almayı başaran AK Parti ve onun lideri R. Tayip Erdoğan dir.
Pek çok kişi AK Parti’ nin bu kadar aleyhte menfi kara propagandalara karşı, nasıl % 45 oy aldığını hala anlayamıyor veya anlamak istemiyor. Hatta bazıları bu partiye oy veren seçmene; “Yolsuzluğa göz yuman, çeşitli menfaatler karşısında reylerini satan kişiler” diyerek hakaret ediyor.
Hâlbuki onların bir türlü anlayamadıkları, bunun sebebi; çok açık ve nettir.
Azız milletimizin önemli bir çoğunluğu; Rahmetli Menderes, Özal ve Erbakan’a “Derin Güçlerin” yapmış olduğu haksızlıkların farkındadır ve bu konuda oldukça bilinçlidirler. Ayrıca bu merhum 3 lidere zamanında sahip çıkamamanın üzüntüsünü yaşamaktadırlar. Yine bu çoğunluk, Derin güçler karşısında sahip çıkamadığı liderlerin iktidardan indirildikten sonra; ülkemizin içine düştüğü siyası ve ekonomik bütün olumsuzlukların da farkına varmış ve bu olumsuzlukların en çokta kendileri gibi dar ve küçük gelir sahibi kesimleri vurduğunu çok iyi bilmektedirler.
Bu özelliklerinden dolayı, “Siyaseten en bilinçli kesim” demek istediğim bu kesim; Seçimler öncesi Sayın Başbakanımız hakkında piyasaya sürülen onca yalan, dolan haberler, tepeler, söylentiler ve yolsuzluk iddialarına zerre kadar inanmadı.
Çünkü bu kesim:
Bütün bu kara propagandanın, derin güçlerin; Ülkemizin kalkınmasını durdurmaya, siyası ve ekonomik istikrarını bozmaya matuf, meşru iktidara karşı kurdukları çirkin bir komplo olduğunun bilincindedirler.
Aynı siyası bilince sahip olamayan kesimler, bu derin güçlerin, Başbakanımız hakkında hazırladıkları kara propagandanın tuzağına düştüler maalesef.
Nasıl ki 28 Şubat sürecinde, Ülkemizde “İrtica geliyor-Laiklik elden gidiyor” tehlikesi uydurularak, milletimiz nezdinde zamanın İktidarına ve onun lideri Rahmetli Erbakan’a karşı kin ve nefret pompaladılar. Aynı şeyleri benzer bir şekilde bu seçimlerde de, Başbakanımız R. T. Erdoğan’a karşı yapmaya çalıştılar.
Nasıl ki o zamanlar meşru iktidarlar alaşağı edildikten sonra ülkemiz soyuldu. Allah’ tan bu kez, “Siyaseten en bilinçli kesim” doğru karar vererek bu oyunu bozdu da; 30 Mart sonrası ülkemizin, önce siyası istikrarsızlığa sürüklenmesine, sonrada soyulmasına izin vermedi.
Bugün bu güzel yurdumuzda, hala siyası ve ekonomik istikrar varsa. Döviz artmamış, borsa yukarı çıkıyorsa, bazı bankaların içleri boşatılmaya başlanmamış, Kamu bankalarının esnaf ve çiftçimiz için hazırladığı görev zararı, düşük faizli kredileri; “Beyaz Türkler” den oluşan malum iş adamları tarafından kullanılmamış ise… Ve benzeri onlarca olumsuzlukları yaşamıyorsak, bunu; “ “Siyaseten en bilinçli kesime” borçluyuz. Bu gerçeği de artık kabul etmemiz lazım.
Bu seçimlerin bir kazananı da hiç kuşkusuz yüce milletimiz, aziz vatanımız olmuştur. Yukarda açıkladığım olumsuzlukları yaşamak zorunda kalmadığı için.
Şimdi sıra geldi bu seçimin kayıp edenlerine yanı mağluplara.
Bence CHP ve MHP oylarını biraz artırmalarına rağmen bu seçimin mağluplarıdır. Bilinen bölgeler dışında yokları oynayan BDP’ de kayıp edenlerdendir.
Ayrıca Gülen Cemaati da bu seçimde, kayıp edenlerden olup ağır bir yara almıştır. Yazımı uzun tutmamak için bu konudaki geniş açıklamamı sonraki bir yazımda anlatacağım inşallah.
CHP kendileri için bunca olumlu, AK Parti açısından bunca olumsuz ortama ve Cemaatin kendilerini desteklemelerine rağmen, girdiği bu son seçimde % 30 bandına bile ulaşamamış, ancak o da yaklaşık olarak % 29 oy alabilmiştir.
Buradan iddia ediyorum. Önümüzde yıllarda, eğer siyasi hayatımızda hesapta olmayan çok önemli bir değişiklik olmadığı müddetçe, %29 luk bu rakam CHP’ nin Genel veya Yerel seçimlerde alabileceği en yüksek oy oranı olarak kalacaktır. Uzun yıllar yanı en az 15 yıl CHP, asla bu rakamı yukarı çıkamayacak hatta bu rakama bile bir daha ulaşamayacak diye tahmin ediyorum.
Neden böyle. Niçin CHP en müsait seçimlerde bile % 30 oy almıyor?
Aslında bunun sebebi de çok basittir. İnşallah önümüzdeki yazıda bu sebepleri açıklamaya çalışacağız.
Neticede bu seçimlerde Ülkemiz ve milletimiz kazandığına göre; Bu sonuçlar vatanımıza milletimize hayırlı uğurlu olsun.
Bir önceki yanı seçim öncesi son yazımda demiştim ki: “Tek kelimeyle 30 Mart günü, sandıkta Ülkemize, cennet vatan güzel Türkiye’ mize sahip çıkalım” Bana göre bu temennim gerçekleşti.
Gerçek demokrasiye geçtiğimiz günden beri, her ara rejimden sonra milletimizin önüne konan her sandıkta, “en doğru kararı vererek” memleketimizin önünü açan siyası ve ekonomik istikrarın, dolasıyla kalkınmamızın refah ve zenginliğimizin teminatı olan:
“Siyaseten en bilinçli kesim” 1950 seçimlerinde CHP diktatörlüğüne karşı DP yi,1983 Seçimlerinde12 Eylül Diktatörlerine karşı ANAP’ ı iktidara taşıyarak vatan görevini en iyi şekilde ifa ettiği gibi….
Bugün de bu “Siyaseten en bilinçli kesim” tarihi bir hizmete daha imza atıp, 30 Mart seçimlerinde AK Parti’ ye % 45 destek vererek bu parti ve T. Erdoğan’ ın şahsında bir kez daha TÜRKİYE’NİN kazanmasını, güzel ülkemizin bu seçimlerden de kazançlı çıkmasını sağlamıştır. Bu sebeple vatansever bir Türk evladı ve vatandaşı olarak bu, “Siyaseten en bilinçli kesim” e en kalbi duygularımla, teşekkür ediyor saygı ve sevgilerimi sunuyorum.