1. Sebilj
Başkent Saraybosna’nın en ikonik yerlerinden biri olarak kabul edilen Sebilj, özellikle de ahşap yapıdaki şadırvanları ile dikkat çekiyor. Yapının 16’ncı yüzyılda İstanbul’dan örnek alınarak tasarlandığı biliniyor. O dönem Sebilj’in inşa edilmesinde Vali Hacı Mehmet Paşa’nın önemli bir rolü bulunuyor. Başçarşı Sebilj’nden su içen kişilerin bu şehirden ayrılamadığına inanılıyor.
Yapı zaman içerisinde birkaç defa onarımdan geçirilmiş. Özellikle de Savoy Prensi Eugen ve askerlerini 1687 senesindeki saldırıları sonrası büyük oranda tahrip görmüş. Bölge halkı için bir buluşma yeri olarak da kullanılan Sebilj’in hemen çevresinde, Osmanlı camileri ya da alışveriş için değerlendirebileceğin ahşap dükkânlar yer alıyor.
2. Başçarşı
Başçarşı, 1500’lü yıllardan bu yana varlığını sürdürüyor. Temel olarak bir Osmanlı çarşısı olan ve bu geleneği büyük ölçüde koruyan Başçarşı, Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey’in girişimleri ile oluşturulmuş. Günümüzde başkente gelen turistlerin en çok zaman geçirdiği yer olan Başçarşı’da alışveriş dükkanları dışında çeşitli hamamlar ve Osmanlı camileri de bulunuyor.
Alışveriş esnasında şehrin sembollerinden olan Saat Kulesi ve Gazi Hüsrev Bey Camii ile karşılaşabilirsin. Tarihin ve alışverişin iç içe geçtiği çarşıda geleneksel zanaatların yaşatıldığını görebilirsin. Merkezde konumlanan Başçarşı’da 80 civarında zanaat güçlü bir şekilde temsil ediliyor.
3. Latin Köprüsü
Tarihi kaynaklarda adını sıklıkla duyduğumuz Latin Köprüsü, 1. Dünya Savaşı’nın kaderini değiştiren mekanlardan biri olarak öne çıkıyor. O dönem, Avusturya -Macaristan veliahdı tam olarak bu köprüde öldürülmüştü. Bu olay aynı zamanda 1. Dünya Savaşı’nın da başlamasına neden olmuştu.
Başçarşı’ya yürüme mesafesinde olan Latin Köprüsü, bazı kaynaklarda “Princip Köprüsü” adıyla da geçiyor. Tam olarak Miljacka Nehri üstünde konumlanan tarihi köprü, hem mimariye hem de yakın tarihe ilgi duyanların ziyaret ettiği bir yapı. 4 ayaktan meydana gelen ve tümü alçı taşından yapılan Latin Köprüsü, son olarak 2014 senesinde kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiş.
4. Gazi Hüsrev Bey Camii
Başçarşı içindeki tarihi Osmanlı mekânlarından biri olan Gazi Hüsrev Bey Camii, 1531 senesinde inşa edilmiş. O dönem Sultan Süleyman’ın özel isteğiyle inşa edilen tarihi cami, aynı zamanda en değerli Mimar Sinan eserleri arasında gösteriliyor. Gazi Hüsrev Bey, aynı dönemde Türkiye ve Suriye’de benzer mimariye sahip külliyeler inşa ettirmiş. Halk arasında “Bey Camii” olarak da geçen Gazi Hüsrev Bey Camii, savaş döneminde ciddi anlamda zarar gördü. 1996 senesinde tamamlanan restorasyonla beraber yeniden hizmete ve ziyarete açıldı.
5. İsa’nın Kutsal Kalbi Katedrali
Saraybosna’da ikamet eden Katolik nüfusu için değerli bir yer olan Saraybosna Katedrali, İsa’nın Kutsal Kalbi Katedrali adıyla da biliniyor. 1889 senesinde inşa edilen katedralde genel olarak Neo-Gotik mimari stilinden izler görmek mümkün.
Savaş sonrasındaki detaylı restorasyon çalışmaları sayesinde orijinal haline dönüştürülen Saraybosna Katedrali’nin girişinde Papa II. Jean Paul Heykeli bulunuyor. Heykel, çoğunlukla ziyaretçilerin dikkatini çeken ilk yer oluyor. Dış mimarisi kadar iç mimarisiyle de dikkat çeken tarihi katedral, ziyaretçiler tarafından genellikle Fransa’da yer alan Notre Dame Kilisesi’ne benzetiliyor.
6. Umut Tüneli
Saraybosna’da gerçekleşen savaşa dair en etkileyici yerlerden biri de hiç kuşkusuz ki Umut Tüneli. Tüneller aslında savaş sırasında hem cephanelik hem de gıda yardımları için tasarlandı. Tünellerin varlığı o dönem için savaşın seyrini etkileyen unsurlardan biri olarak gösteriliyor.
Hayat Tüneli olarak da bahsedilen tünel, Bosna halkı için oldukça kıymetli. Toplamda 960 metrelik bir uzunluğa sahip olan Umut Tüneli’nin yüksekliği ise sadece 1.5 metre. Yalnızca bir insanın geçebildiği tünel, günümüzde bir müze olarak değerlendiriliyor. Savaş zamanına dair fotoğrafların ağırlıkta olduğu müzeye bir evden giriş yapman gerekiyor. İgman Dağı’na son derece yakın olan tünel, bölgede “hayata açılan kapı” olarak tanımlanıyor.
Giriş ücreti
-
Kişi başı 10 KM (Bosna Hersek markı)
-
Öğrenciler için 5 KM
Açık olduğu saatler
-
Haftanın her günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.
7. Miljacka Nehri
“Saraybosna Irmağı” ya da “Sakin Nehir” adlarıyla da bilinen Miljacka Nehri, hem yürüyüş yapmak hem de doğa manzaralarına tanıklık etmek adına oldukça uygun. Yakınlarda yer alan Mojmilo Orman Parkı ise toplamda 7 km’lik bir alana sahip. Bölge halkı temiz hava almak adına özellikle de hafta sonlarında burayı ziyaret ediyor.
Yaz aylarında burada açık hava etkinlikleri ve konserler de düzenleniyor. Fotoğraf makinenle gelmeni önerebileceğimiz nehir, Mokranjska ve Paljanska adlı nehirlerin kesişim noktasından doğuyor. Güçlü bir şekilde Borsa Nehri’ne akan Miljacka Nehri; Keçi Köprüsü, Latin Köprüsü ve Skenderjia Köprüsü gibi tarihi köprülere de ev sahipliği yapıyor.
8. Morica Han
Başçarşı’nın merkezinde bulunan Morica Han, günümüzde ağırlıklı olarak kafelerin sıralandığı bir mekân konumunda. Hanın orijinal yapısının 1551 senesinde inşa edildiği biliniyor. O dönemde handa çıkan büyük bir yangın nedeniyle burası kullanılamaz hale gelmiş. Bu eski kervansarayda Evliya Çelebi başta olmak üzere pek çok kişi konaklamış.
Otantik bir atmosfere sahip olduğu için turistlerin ilgisini çeken Morica Han’da çok sayıda butik işletme yer alıyor. Gazi Hüsrev Bey Vakfı kapsamında olan han, aktif olarak kullanıldığı dönemlerde 300 yolcuya ve 70 kadar ata ev sahipliği yapabiliyormuş. Handa restoranlar dışında İran halıları satan dükkanlar, antikacılar ve hediyelik eşya dükkanları bulunuyor.