Ali Babacan: “Ne oldu o ‘Van minüt’ diyen Türkiye'ye?”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Rize’de iftar programında konuştu. Babacan konuşmasında Gazze’de yaşanan katliama, ekonomiye, iktidarın tarım ve dış politikasına değindi.
Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:
“Somut hiçbir adım atmayan bir iktidar var”
“Lafa gelince, Filistin meselesinde, Gazze meselesinde kendilerine toz kondurmayan, ama fiiliyata gelince de somut hiçbir adım atmayan bir iktidar var şu anda ülkenin başında. Çok yazık. Ne oldu o ‘Van minüt’ diyen Türkiye'ye? O gün ben, bakın, Dışişleri Bakanı'ydım. O meşhur ‘Van minüt’ hikâyesi var ya. Ben Dışişleri Bakanı'ydım. Bütün dünyada itibarımız vardı. Sözümüzün eriydik. Ne diyorsak yapıyorduk. Güçlü bir ülkeydik.”
“Sağlam ekonominin ve dış politikadaki sağlam çizginin gücüyle o ‘Van minüt’ lafını edebildi”
“Dış politikada sağlam bir çizgimiz vardı. Onun verdiği güçle, o sağlam ekonominin ve dış politikadaki sağlam çizginin gücüyle o ‘Van minüt’ lafını edebildi. Bugün diyebiliyor mu? Velev ki dedi; kim takıyor ki? İster ‘Van minüt’ desin, ne derse desin. Kimsenin taktığı, dinlediği yok. Çünkü siz dünyada itibarlı olacaksanız; dünyada saygın, sözü dinlenen bir ülke olacaksanız, öncelikle diplomaside, dış ilişkilerde tutarlı olacaksınız.”
“Seçimi kazandılar ama Gazze yine düştü”
“
Bir önceki seçimlerde; geçen sene Mayıs ayındaki genel seçimlerde ne demişlerdi? Biz seçimi kaybedersek Gazze düşer demişlerdi, değil mi? E seçimi kazandılar, ama Gazze yine düştü; ve hiçbir şey yapamadılar. Bakın ta dünyanın öbür ucundaki Güney Afrika Cumhuriyeti ne yaptı? Netanyahu hükûmetine suç duyurusunda bulundu. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne gitti, dedi ki ‘Netanyahu hükûmeti savaş suçlusudur’ dedi. ‘Gereğini yapın’ dedi. Başka ne yaptı? ‘Filistin'de bir soykırımı vardır’ dedi. Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na resmen başvurdu. Güney Afrika Cumhuriyeti'nden bahsediyoruz. Uçakla sekiz saat sürüyor.”
“Tam otuz bin sivil insan bugüne kadar hayatını kaybetti”
“Tam otuz bin sivil insan bugüne kadar hayatını kaybetti. Bunların üçte ikisi kadın veya çocuk. Yiyecek kuyruğunda bekleyen insanların üzerine bombalar yağdırıldı ve şu andaki iktidar bugüne kadar elle tutulur, somut, hiçbir adım atmadı, atamadı.”
“Paranın ucunu görürlerse akılları karışıyor, zihinleri bulanıyor”
“Soruyorum. Şu andaki iktidar ne yaptı? Bağırıp çağırmaktan başka, hamasetten başka; insanları miting alanlarına toplayıp, Gazze mitingi yapıp, ‘Gelin hep beraber isyan edelim, bağıralım’ demekten başka ne yaptı? Sıfır. Çünkü arkadaşlar, maalesef öyle bir noktaya geldiler ki, menfaat varsa menfaat. Paranın ucunu görürlerse akılları karışıyor, zihinleri bulanıyor. İlke değer kalmıyor.”
“Dün ‘Katil’ dediğiniz Veliaht Prens’in ayağına gidip borç para isterseniz dünyada itibarınız kalmaz”
“Daha dün ‘Zalim’ dediğiniz Sisi’nin ayağına gidip elini sıkıp kucaklarsanız; daha dün ‘Katil’ dediğiniz Veliaht Prens’in ayağına gidip, kucaklayıp, avuç açıp, borç para isterseniz; daha dün ‘15 Temmuz'daki hain darbe teşebbüsünün finansörüdür’ dediği ülkenin emirine gidip, kucaklayıp, avuç açıp, borç para isterseniz, dünyada itibarınız kalmaz. Bu şekilde borç alan emir alır.”
“Bu büyük ve güzel ülke böyle yönetilmeye layık değil”
“Maalesef Gazze konusunda Türkiye'nin şu anda etkisinin sıfır olmasının en önemli sebebi Türkiye'nin uluslararası planda kaybettiği itibardır. Ekonomisinin zayıflamasıdır, güvenilirliğinin zayıflamasıdır. Gerçekten çok üzülüyoruz. Bu büyük ve güzel ülke böyle yönetilmeye layık değil. Bu büyük ve güzel ülke çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor.”
“Canlı hayvan ithal eder hale geldik”
“Bizim nüfusumuz Avrupa'nın şu andaki en büyük nüfusu ve en genç nüfusu. Avrupa'nın en büyük toprakları bizde, en büyük tarım arazileri bizde. Canlı hayvan ithal eder hale geldik ya. Et ithal ediyoruz et. Buğday ithal ediyoruz. Avrupa'nın en büyük tarım alanlarına sahibiz. Kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılayacak tarım imkanlarımızı, maalesef şu andaki kötü yönetim sebebiyle kaybettik, kaybediyoruz.”
“Yeni ekonomi yönetimi de kuyuya atılan taşları çıkaramıyor”
“Ne diyordu? ‘Bu can bu tende olduğu sürece’ diyordu. ‘Nas var’ diyordu. ‘Sana bana ne oluyor’ diyordu. Hatırlayalım. Daha on ay önce, geçen seçimlerden önce ya. ‘Faiz indi daha da inecek, ben iş başında olduğum sürece yükselmez’ demiyor muydu? Yüzde 8,5’tu faizdi, tam yüzde 50’ye çıktı. Dokuz kere faiz arttırdılar. Yine de işe yaramayacak. Çünkü bu ülkenin başını öyle dertlere soktular ki, aynı kuyuya atılan taş gibi, yeni ekonomi yönetimi de o kuyuya atılan taşları çıkaramıyor. Güçleri yetmiyor.”
“Zamanında biz bunların geleceğinin hepsini gördük”
“Bu sıkıntıların hiçbirisi bizim için sürpriz değil. Zamanında biz bunların geleceğinin hepsini gördük. Çok uğraştık. Çok çalıştık. İçeriden düzeltmenin mücadelesini ettik. İşte, Hasan Bey'le o zaman ve belki salondaki başka arkadaşlarımızla beraber, büyük bir mücadele verdik; içeriden sessiz bir mücadele. Bu yanlışları düzeltme, hatalardan dönme mücadelesi, ama baktık olmuyor. Onun için yolları ayırdık. Kendimize yeni bir yol çizdik ve şimdi emin adımlarla, bu büyük ve güzel ülkemizi içinde bulunduğu bu sıkıntıdan, bu kötü durumdan kurtarıp çok daha iyi standartlara ulaştırmanın mücadelesini verdik, veriyoruz.”