Rize TSO Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete Açış Konuşmasında Meclis Üyelerine hoş geldiniz diyerek toplantıyı başlattı.

Meclis Başkanı Ahmet Arif Mete’nin Açılış konuşmasının ardından gündem maddelerine geçildi.

Mart Ayı meclis toplantısı karar tutanaklarının kabulü, Mart ayı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması ve kabulü, Mart ayı gelir gider raporlarının, mizanın, bütçe izleme raporunun ve hesapları inceleme komisyonu raporunun okunması ve kabulü, Mart ayı yönetim kurulu faaliyet ve hesaplarının ibra edilmesi, Gelen yazıların görüşülmesi gündem maddelerinin ardından Dilek ve Temenniler gündem maddesine geçildi.

Rize TSO Üyesi ve Çaykur Genel Müdür Yardımcısı Zeki Karaoğlu Çay sezonunu değerlendirmek üzere Dilek ve temenniler gündem maddesinde söz aldı. Çay ve Çaykur ile ilgili bilgilendirme yapmak üzere söz almış bulunmaktayım. 2022 yılında üreticilerimizden 1 milyon 269 bin ton yaş çay alımı gerçekleştirilmiş olup bunun 582 bin tonu ÇAYKUR, 591 bin tonu da özel sektör tarafından satın alınmıştır. 2023 yılında ise 1 milyon 327 bin ton olarak gerçekleştirilmiştir. Çaykur 591 bin özel sektör 765 bin tonunu almıştır. Çaykur 2023 yılında 135 bin ton kuru çay satışı gerçekleştirmiş mayıs itibariyle yaklaşık 25 bin ton stokla kampanyaya girecektir. Çaykur’da yaklaşık 11365 personel çalışmakta bunun 9620 si geçici işçi 603 tane daimi işçi 1142 tane memur olmak üzere 11 bin 365 çalışanınız vardır. 2024 yılı nisan sonu itibariyle banka borçları sonlanmış, mayıs ayında yapılacak ilk hasat çayının ödemesini öz kaynaklarımızla karşılanabilecek duruma gelmiştir. 1. Sürgün ödemesi herhangi bir finansman kullanmadan öz sermayemiz ile yapabileceğiz. 135 bin ton çay satışı gerçekleştirdik. Yaklaşık 6 milyar 772 milyon tl. yaş çay parası ödenmiştir. Çaykur’un 3 tanesi organik çay üretimi yapmak üzere 49 adet yaş çay fabrikası bulunmaktadır. 1 ana tamir fabrikası, 1 araştırma enstitüsü, 2 pazarlama ve üretim bölge müdürlüğü 7 tane pazarlama bölge müdürlüğü, 209 tane bayisi, 9 tane de satış mağazası vardır. Önümüzdeki sezon için yaş çaya yapılacak zamma göre de kuru çay kg. fiyatı belirleme çalışmalarımız devam etmektedir.

Yeni sezon için yaş çay fiyatları hesaplamaları sürmektedir. Şimdiye kadarki süreçte enflasyonun altında bir artış gerçekleştirilmedi. Muhtemelen bu sezon da yine enflasyonun üzerinde bir fiyatlama yapılması beklenmektedir. Döviz rakamlarının artışı ile yükselen ithal çay fiyatları nedeniyle doğu ve güneydoğu illerimiz için Türk çayımızın etkinliğinin artırılması fırsatı doğmuştur. Bu konuda yaptığımız pazarlama stratejilerinin piyasaya yansıdığımı görmekteyiz. Ancak bunun devamlılığı ve Türk çayımızın sürdürülebilirliği için ürün kalitemizin artırılmasına yönelik çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu konu sadece bizim değil çay müstahsilinin de hassasiyetine bağlı bir durumdur. Çay satış mağazası açanlar için aynı metrekare boyutlarında bir çay bahçesi açmaları için destek veriyoruz ancak henüz böyle bir talep gelmedi.

Çay bahçelerimizde özellikle Kemalpaşa bölgesindeki çaylık arazinin %30 ila %40’ını etkisi altına almış olan bir tür sarmaşık bulunmaktadır. Bir miktar da çay yaprağına benzer bu sarmaşık ile mücadele edilmesi gerektiğini bölgedeki müstahsile ilettik. Bir miktar İyidere ve Derepazarı mevkilerinde de mevcut ancak Kemalpaşa’daki kadar yoğun değil. Bu sarmaşık kamuoyunda konuşulduğu gibi zehirli bir ot değildir. Muhtemelen su oranı yüksek olması nedeniyle fabrikalarımızda fırınlama sürecinde kaybolacaktır. Kalın kısımları da lif alıcı marifetiyle ayrılacaktır. Yine de bahçelerimizden temizlenmesi gerekmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Trabzon’un çatak bölgesindeki çaylıkları incelemeye gittik. Burada yaklaşık 5-6 bin ton yaş çay bulunmakta. Özel sektör bu çayın yaklaşık 4 bin tonunu Çaykur’un belirlediği taban fiyatın çok üzerinde müstahsilden satın alıyor. Yaklaşık 1500 2 bin tonunu Çaykur olarak biz alıyoruz. Bunun nedeni buradaki çaylıkların çok özenli olmasıdır. Yaklaşık 10-15 yıllık çaylıkların içerisinde yabani ot yetişmesine izin vermiyorlar. Bu bağlamda müstahsilin üzerine büyük görev düşüyor. Bu hassasiyeti göstermemiz gerekmekle birlikte gelecek nesillere de iletmemiz gerekmektedir. Dolayısıyla çayın kalitesini artırmamız gerekiyor. Toplama standardı oluşturmamız gerekiyor. Gübreleme konusunda doğru zamanda doğru oranda gübreleme yapmamız lazım. Çayımızın artıları var. Dünya üzerinde üzerine kar yağan tek çay. Bu sayede kimyasal ilaç kullanmıyoruz. Ama öte yandan eksileri de var. Dem verme kabiliyeti konusunda standartlara ulaşmakta zorlanıyoruz. Öte yandan ülkemize resmi olarak 30-40 bin ton civarı ithal çay girişi oluyor. Bunlar bazı özel sektör firmaları tarafından Türk çayı ile belirli oranlarda harmanlanabiliyor.

Çay sezonunu mayıs ayının ilk haftasında açmayı planlıyoruz. Bu yıl çayın verimli olabilmesi için önümüzdeki günlerde bir yağış olması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde beklenilen rekolteye ulaşması zor olacaktır.

Gübre kullanımında da kimyasal gübrenin doğru oranda kullanılması bilimsel olarak çaya veya toprağa bir zarar vermemektedir. Ancak pratikte daha fazla gübre ile daha fazla verim alındığı görüldüğünde orantısız bir gübre kullanımı, gerekenden yaklaşık 2 veya 3 kat fazla şekilde gerçekleşmektedir. Bu da uzun vadede çaya veya toprağa zarar verebilecektir.

Çaykur’un sezonluk işçi alımı sürecinde yine kamuoyunda sigortalı olanların kuraya katılımının engellenmesi gerektiği görüşü üzerinde bir çalışma gerçekleştirdik. Ancak yasal olarak böyle bir şart koşulmasının mümkün olmadığı belirlendi. Ancak kuraların başvurularının personel ihtiyacı olan ilçeler bazında ikamet adresine göre yapılacağını ifade etmek isterim. Tabii ki bizler de ihtiyacı olan ve halihazırda başka bir işte çalışmayan kişilerin istihdam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde bir alım yapılmasının ancak yasa değişikliği ile olabilir.

Rize TSO  Meclis Başkan Yardımcısı Şakir Öztürk, özel sektör adına yeni sezon hakkında değerlendirmelerde bulunmak üzere Dilek ve temenniler gündem maddesinde söz aldı.

Yaş çayın %50-55 oranındaki kısmını müstahsilden alan özel sektörün önümüzdeki sezonda karşılaşabileceği bazı sorunlar mevcuttur. Biz özel sektör olarak her zaman eşit rekabetten yanayız. Kamu kuruluşların zarar etmesi durumunda devletin borçlarını sübvanse edebiliyor. Ancak bizler kamu kuruluşları gibi kredisiz veya düşük oranlarda kredilere ulaşma imkanı bulamıyoruz. Bugünün şartlarında %60 oranında yıllık faizler ile nakde ulaşmamız ve bu yol ile işletmemizi sürdürebilmemiz mümkün görünmüyor. Öte yandan devlet tarafından Çaykur’a 3 milyar 800 milyon tl verilebiliyor. Sektörün temsilcilerinin bir araya gelerek konuyu istişare etmesi bu yıl için mümkün olmadı. Maliye bakanlığının bu yıl üzerinde durduğu sıkılaşma politikası da maalesef bizlerin yaşadığı bu krediye ulaşma zorluğunun çözülmesinin önüne geçiyor. Bu durumda bizler de ödemeleri peşin olarak yapma konusunda zorluklar yaşayacağız gibi görünüyor. Belki ilk sürgünde herke elindeki imkanlarla bir alım ve ödeme gerçekleştirecek ancak 2. sürgünden itibaren nakit sorunu ortaya çıkacaktır. Hal böyle olunca da vadeli ödemeye geçilecektir. Bu konuda bankalarında bu şartlarda kredi vermeye yanaşmayacağı da aşikardır. Geçtiğimiz dönemden müstahsile bir borcumuz yoktur. Bankalara da borcumuz yoktur. Bu şartlarda özel sektörün verdiği mücadele takdire şayandır. Farklı bir alternatif olarak bizler de diyoruz ki Çaykur yeri geldiğinde çayın tamamına talip olarak halkımızı mağdur etmeyeceğiz diyorsa bizim ürettiğimiz çayları da satın alsın. Sonuçta özel sektörün çay fabrikaları da Çaykur’un fabrikaları ile aynı kalitede çay üretebilecek altyapıya sahip. Gerçekten özel sektör açısından bu seneki kadar zor bir dönem yok. Maalesef fiyat disiplini ve bütçeyi bozmaya neden olabileceğinden selektif krediye maliye bakanlığımız sıcak bakmıyor. Bizim istediğimiz sadece daha makul oranlarda krediye ulaşmamızın yolu açılsın. Aksi taktirde görünen o ki bu yıl özel sektör büyük yara alacaktır. Ancak maalesef an itibariyle ilgililerin desteğini henüz görmedik ve bir çözüm yolu bulunacağına dair de bir ibare maalesef söz konusu değildir. Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor saygılar sunuyorum.

Rize TSO Yönetim Kurulu Başkanı Şaban Aziz Karamehmetoğlu söz alarak Meclis üyelerine hitaben Dilek ve temenniler gündem maddesinde bir konuşma gerçekleştirdi.

Öncelikle geride bıraktığımız seçimler hepimize hayırlı olsun. Demokratik bir ortam içerisinde seçimlerinin yapıldığını tüm dünyaya ilan etmiş olduk. Öte yandan seçim sonuçlarını da iyi okumak lazım. Herkes üzerine düşen mesajı doğru şekilde değerlendirmelidir. Öte yandan Odamız Meclis Üyelerinden İki arkadaşımız Belediye Meclis Üyeliğine, 1 arkadaşımız da il genel Meclisi üyeliğine aday olmuştu. Üç meclis üyemiz de seçimden başarı ile çıkmış bulunuyor. Bu çok önemli bir konudur. Kendilerini tebrik ediyorum. İlimizde seçilen belediye başkanlarımızı ziyaret ediyoruz. Geçtiğimiz hafta İyidere, Derepazarı, Kalkandere ve Kendirli belediye başkanlarımızı ziyaret ettik. İl Genel Meclisimizi ve Rize Belediye Başkanımız da ziyaret ettik. Diğer belediyeleri de en kısa zamanda ziyaret etmeyi planlıyoruz. Belediyeler bizim paydaşlarımız. Özellikle İl Genel Meclisi ve Kalkandere Belediyesi ile Rize Organize Sanayi Bölgesinde Yönetim Kurulunda birlikte çalışıyoruz. Derepazarı belediyesi ile galericiler sitesi projesi konusunda kendilerinin destekleri ile çalışmaları yürütüyoruz. İnşallah kısa zamanda süreç hızlanacak ve galericiler sitemize de kavuşacağız.

Ankara’da yaptığımız temaslar neticesinde gördüğümüz kadarıyla kabinede yakın zamanda değişiklikler olacağının işaretlerini aldık. Dolayısıyla yatırım konusundaki çalışmalar buradaki tablonun netleşmesinin ardından hızlanabilir. Çay konusunda özel sektörün sıkıntıları olduğu hepimizin malumudur. Ancak özel sektörün fiyatlamasını bir standarda kavuşturamaması da bir sorun olarak karşımızdadır. Özel Sektörün kendini markalaştıramaması ve fiyatlandırmasını Çaykur’un belirlediği rakama bağlaması bence doğru değildir. Öte yandan bankaların bu süreçte özel sektöre %60 faiz ile kredi vermeye yanaşacağını da pek düşünmüyorum.

Devletimizin kamuda tasarruf konusundaki en kısa zamanda adımlarını atmasını bekliyoruz. Çünkü Özel sektöre bunu telkin ederken bu konuda yaptırımlar uygularken kamunun da aynı şekilde tasarrufa gitmesi gerekiyor. Makul olan da budur. Sadece deprem bölgesindeki nakdi harcamalar dışındaki tüm faaliyetler ve satın almalar sınırlanıyor. Bu konudaki yetki maliye bakanlığına veriliyor. 23 Nisan törenlerinde tüm bakanların meclis otobüsü ile gitmesi bile vatandaş tarafından olumlu olarak karşılandı. Bir diğer önemli hazırlık da şu anda ticaret ve maliye bakanlığının ortak çalışması neticesinde gıda ürünleri üzerine çeşitli modellemeler getirilecek. Bunlardan bir tanesi, marketlerde satılan gıda ürünlerindeki etiket fiyatı ürün üzerinde olacak. Yani denetimlerde paket üzerindeki fiyat, raf üzerindeki fiyat ve kasadaki fiyat birbiri ile örtüşecek. Bu konuda hazırlıklar yürütülüyor. Bu fiyatların üzerinde satışa izin verilmeyecek ancak altına düşülebilecek.

Merkez Bankası faiz oranlarını %50’de sabit tuttu. Dolayısıyla sıklaştırma politikalarına devam edileceği görünüyor. Yılsonuna kadar en fazla %40’lara düşülebileceği kanaatindeyim. Bu konuda fazla bir beklenti içerisine girilmemesi gerekiyor.

İnşallah bu yıl bereketli bir çay sezonu olur. Burada yapılabilecek uygulamalardan biri ürün randımanına göre fiyat politikasının olması gerekiyor. Dünyada bunun örnekleri mevcut. Maalesef müstahsil ne getirirse kabul edilen bir sistem ile çay sektörünün uzun bir ömrünün olmayacağı gerçeğini kabul etmemiz lazım.Dedi

Muhabir: ALİ TÜYLÜOĞLU