Dün itibariyle e-devlet sistemi üzerinden insanların soy ağaçları bilgileri paylaşıldı.
Millet büyük bir merakla sisteme saldırdı ve sistem işlemez hale geldi.
Bundan haberim gece geç saatte eve varınca oğlumun yanıma gelip:
“Baba biliyor musun herkesin ne olduğunu e-devlet açıklıyor. Bugün bütün arkadaşlarım nerden geldiklerini öğrendiler. Çok şaşıran oldu.Ermeni, Gürcü olduğunu öğrenip şaşıranlar oldu.Benim e-devlet şifrem yoktu. Senin vardır hadi bir bakalım. Kim bilir biz ne çıkacağız diye merakla hadi bir bakalım dedi.”
İşte böyledir insanoğlunun hali.Yanlışa düşme eskiyi deşme ve atalarının yaptıklarına dair hemen bir sapma içersine girerler.
Hakikatın metinleri, insanın atalarıyla, çokluklarıyla,çoluk çocuklarıyla ve mallarıyla övünme doğrultusunda davranmaya istekli olduğunu beyan ediyor.
Hatta Kur’an Tekâsür süresinde insanoğlunun ölçüyü kaçırmasını çok veciz bir dille anlatıyor.Övünmelerini ispat için işi mezardaki ölülerine kadar götürdüklerini anlatıyor.
Evet bütün bu konular bir imtihandır insanoğlu için.
İşte bunları bir çırpıda düşünüp oğluma bir cevap vermem gerektiğinden le şöyle dedim.
-Ey Oğulcağım benim e-devletimde yazanları sana analatayım dedim.Soyum Adem’e (as) dayanır.Babam ve anamda Allah'tan sakınan ve çokça tespih eden iki kuldu.Ben de onlara layık olmaya çalışma gayretindeyim.
Şimdi gelelim e-devletin millet ve devlet için acil ihtiyacı olan bu soy bilgilerinin paylaşımı hizmetine(!)
Ey e-devlet sistemini yürüten insan vatandaşlarımız.
Birliği sağlamak belaları defetmek için uğraştığımız bu günlerde bu yaptığınız iş ne menem bir şeydir.Neyi amaçlamaktasınız.
Devletin en üst iradesi bütün kavimleri sayıp “tek devlet”derken sen “e-devlet”diyerek ne demek istiyorsun.
MİLLİ MUTABAKAT
15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl kadar önce ülkenin birliği milletin huzurunun sürdürülmesinde iktidar partisinin daha geniş bir çerçeveyle iletişimde olması gerektiğini düşünerek HUDER olarak bir çok siyasi parti ve STK'ları ziyaret etmiştik.MHP ile yapılan görüşmelerimizde bu düşüncemizin karşılık bulduğunu ifade etmiştik ve doğrusu sürecin ne kadar hayırlı sonuçlara sebep olduğundan memnuniyet duymuştuk.
Şimdi mutabakat kavramı ile yürütülen bu doğru süreç Türk siyasetinde görülmeyen bir tecrübeyi ortaya koyacaktır.
Fakat bu süreçte de zaman zaman ölçünün kaçtığını gözlemlemekteyiz. Mondros artıkları, hainler, terör destekçileri gibi yakıştırma ve sıfatlandırmalar siyasi rezerv açısından doğru görünse bile birlik ve beraberliğin daha fazla gerekebileceği zamanlar açısından doğru değildir.”Türkiye bir bütündür. Bölünemez” ilkesi unutulmadan hareket edilmelidir.
Bu mutabakatın 2019 seçim sonuçlarını belirlemeden çok daha anlamlı olduğunu bir kez daha ifade etmekle birlikte; seçim sonuçlarını asıl belirleyecek faktörün bu olmadığını düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı ile 'hayır'cı gurubun yarışacağı ve bu açıdan hayırcı grubun henüz bir aday ortaya koymadığını görüyoruz.Bu nedenle henüz bir şey söylemek için erken derim.
BİR HİKAYE
Kralın oğlu çobanın kızına aşık olmuş.
Kız kral oğlu olsa da bir zanaatı yoksa olmaz demiş.
Çocuk hasırdan kilim öğrenir kızı alır.
Oğlan eşkiyalar tarafından kaçırılır hapsedilir.
Hapste hasır kilim dokur ve kilime durumu şifrelerle işler.
Kilimler krala hediye edilir.Gelin şifreleri çözer.
Zanaat kralın oğlunu kurtarır kralın oğlu olmak değil.
BUGÜN İÇİN İCAZLAR(KISA SÖZLER)
-Haddi aşınca sorumluluk bile zulme dönüşür nefse.
-Bazı duygularımız anadilimizcedir. Başka dilde anlatamayız bir türlü derdimizi.
-“Bize dokunmayan yılan bin yaşasın."Bu bir yanılsamadır.Yılanın zehrini kullanmadan işi hallettiği bir yaşam pratiği. Asıl tehlike budur.Yılanlaşma temayülü.
-Yüzünün arkasına saklanan bir adam gördünüz mü bilinki; şeytanla gönülsüz olsada bir ilişkiye girmiştir.