TRABZON (AA) - Aksoy, yaptığı açıklamada, eskiden hayvanlara bulaşan M-Çiçeğinin artık insandan insana yakın temas yoluyla bulaşan viral bir hastalık olduğunu belirtti.

Dünyada görülen vakalara ilişkin bilgi aktaran Aksoy, "Enfekte hayvanların kan, vücut sıvıları, deri veya mukoza lezyonları ile doğrudan temas veya ısırık yoluyla insanlara bulaşabilir. Çiğ ve az pişmiş enfekte hayvanların etleri ve diğer ürünlerini yemek de risk oluşturmaktadır. İnsandan insana bulaşmada uzun süreli yakın cilt teması önemlidir. Deri teması veya enfekte bir kişinin havlu, giysi veya yatak örtüsü gibi kişisel eşyaları paylaşması gibi diğer yakın temas şekilleriyle de bulaşabilir." ifadelerini kullandı.

Aksoy, hastalıkta ilk belirtilerin yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, lenf bezlerinde şişlik, halsizlik ve yorgunluk olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"İlk belirtilerden 1-5 gün sonra, çoğunlukla yüzden başlayıp, daha sonra genital bölgeler ve anüs dahil olmak üzere vücudun diğer bölgelerine yayılan döküntüler ortaya çıkmaktadır. Döküntüler kabarık lekeler olarak başlar ve sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Bazen bu döküntüler ağız içinde de olabilir. Lezyonlar, iyileşene kadar ağrılı olabilir ve kabuklanmaya başladıklarında kaşıntı görülebilir. Enfeksiyon 2-4 hafta sürebilir ve hastalar belirtiler iyileşmeye başlayana kadar bulaştırmaya devam eder. Kabuklar döküldükten sonra kişi virüsü etrafa bulaştırmaz."

Çiçek aşısının M-Çiçeğini önlemede yüzde 85 etkili olduğunun kanıtlandığını belirten Aksoy, daha önce çiçek aşısı olanların hastalığı daha hafif geçirebileceğini ya da hastalıktan korunabileceğini vurguladı.

Aksoy, hastalığa karşı korunmada el hijyeninin öneminin altını çizerek, şunları kaydetti:

"En önemlisi, her hastalıkta olduğu gibi el hijyenine uyulmasıdır. Cilt lezyonu olanlara doğrudan temas edilmemeli, havlu, çarşaf, yatak, giysi gibi malzemeler ortak kullanılmamalıdır. Riskli bir temas olduğunda ve gribal bir enfeksiyonla birlikte cilt lezyonu olduğunda hemen bir hekime başvurulmalıdır. Özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerden gelenler, seyahat öyküsü olanlar veya bu kişilerle teması olanların hekime başvurmaları gerekir. Her hastalıkta olduğu gibi burada da en önemli konu, hastalığa yakalanmamak için gerekli önlemleri almak ve riskli davranışlardan kaçınmaktır. Hastalık konusunda korkuya ve paniğe kapılıp, kafa karışıklığı yaşamamak için konuyla ilgili yetkinliği olmayan kişilerin söylediklerine önem verilmemesini öneririm."

Kaynak: aa