Karantina günlerine geri dönmek neden endişelendiriyor bizi?

Abone Ol

Mart ayından beri korona günlerini yaşıyoruz. Hastalananlar, sevdiklerini kaybedenler, yoğun bakımda kalanlar, işini kaybedenler, evden çalışanlar, evde karantinada kalanlar. Covid19 pozitifliği yaşayanlar ve ailelerinin sayısını düşündüğümüzde, virüsle tanışmayanlar çoğunlukta yani çoğumuz korona telaşı yaşamadık. Kış geliyor, vakalar, hastalar artıyor bununla birlikte de telaşı artanlar hastalıkla tanışmayanlar. Onların büyük bir çoğunluğu için de panik sebebi, hastalık değil evde kalmak zorunda olmak.

Neden evde kalmak zorunda olmak bizi korkutuyor? Biraz düşünelim… Hepimiz için bu sorunun cevapları farklı olabilir. Cevaplarımız farklı olduğu için de yapacaklarımız da farklı olacak. Bir grup hastalık korkusu yaşıyor olabilir. Hastalar arttıkça kendini nasıl koruyabileceğini düşünüp, kendi ve ailesini düşünüp panikleyebilir. Çok ayrıntıyı düşünmeyip, önerilen kurallara uyarak paniğinizi azaltabilirsiniz. Bu yıl geçen yıla göre belirsizlik daha az, hastalığı daha iyi biliyoruz, daha çok araştırma, daha çok çalışma yapıldı. Maskenin ve mesafenin, temizliğin hastalıktan korunmada önemi anlaşıldı. Dikkat ederseniz ve kalabalığa girmezseniz riski düşürürsünüz.

Panikleyenlerden bir grup için evde kalmak stres sebebi. Covid19’dan önce evde çok zaman geçirmediklerinden evde olmak onlar için kriz anı. Hayatları değişmiş ve çok zor olan bir durumla karşılaşmış gibi hissediyorlar. Oysa düşününce sadece evdeler. Bu grubun bir kısmı geçen yıl eve adapte olarak ev içinde yapabilecekleri hobiler edindiler. Bu yıl da devam edeceklerdir. Bir grup için evde kalmak demek yemek, temizlik yapmak zorunda olmak demek. Kendi yaptığı yemekleri yiyemeyip, sandviçle içecekle, abur cuburla beslendiler belki de. Şimdi tekrar aynısını yaşayabileceklerinden endişeliler. Eve yemek servisleri için sistemler geliştirildi, temassız teslimatlar var. Yine de tedirgin oluyorsanız sıcak yenebilecek yemekleri tercih etmek daha güvenli veya alınan yemekleri ısıtıp yemek koruyucu bir faktör. Dondurulmuş gıdalar hazırlamak da bir seçim. Bu seçenekleri artırabilirsiniz. Bunları düşünüp, çözümler geliştirin ve rahatlayın biraz.

Evde kalmak zorunda olduğunuz dönemde birlikte kalmak zorunda olduklarınız mı sizi mutsuz ediyor? Aranızdaki sorunları çözmek veya çözemiyorsanız da anlaşma yaparak, uzlaşarak planlarınızı yapabilirsiniz. Belki kalabalık bir ailesiniz kişisel kullanım alanınız az ve birlikte yapmak zorunda olduklarınızı bilmek sizi tedirgin ediyor. Konuşabiliyor musunuz bunları? Yoksa sadece kendi içinizde mi yaşıyorsunuz? Birbirinizin sevmediği yönlerini, isteklerinizi konuşun ve her biriniz için kişisel alan yaratmaya çalışın. Her biriniz için yoksa dönüşümlü kullanabilirsiniz. Ailenin mutluluğu her birimizin mutluluğundan geçer unutmayın. Çocukların evde ders çalıştığı bir ortamda televizyon izleyemeyen, konuşamayan, müzik dinleyemeyenler, küçük bebekleri olup susturmaya çalışanlar evde mutsuz olabilir. Şikayet etmek, bağırmak çağırmak öfkemizi boşaltabilir ama çözüm değil. Nerden nasıl başlayayım nasıl çözebilirim diye düşünün. Belki evde yeni planlamalar yapmak gerekecek, onları şimdiden yapmaya başlayın.

Kapalı alan korkusu olanlar için zor günler olabilir evde olunan günler. Neler hissediyorsunuz düşünün biraz? Zorunlu evde olmak çıkamayacağınız anlamında değil, kendiniz çıkmıyorsunuz, ihtiyacınız olduğunda çıkabilirsiniz. Eğer sıkıntınız artıyorsa destek alabilirsiniz.

Evde olmak zorunda kalacağını düşünüp endişelenenlerden bir grup, bugünler son günler deyip geziyor, eğlenmeye çalışıyor, arkadaşlarıyla görüşüyor telaşla. Lütfen yavaşlayın biraz, henüz karantina günleri başlayacağına dair kesin bir bilgi yok. Eğer bu telaştan dolayı kalabalıklar oluşur ve hasta sayıları artarsa o zaman risk artacak ve endişeleriniz gerçek olacak. Panikle yaptığımız çoğu işlerde tedbir azalır ve hatalar yapabiliriz. Karantinada kalmak sizi tedirgin ederken, hastalıktan dolayı karantinada kalmak zorunda olabilirsiniz. Lütfen dikkatle, paniklemeden hareket edelim. Evimizi sevmek için “mutluluk alanları” oluşturalım kendimize. Neresidir mutluluk alanı? Size özel, size mutluluk katan alandır. Belki kitap okuma, belki yazma, belki müzik dinleme, belki resim yapma, belki el işi, el sanatları yapabileceğiniz bir alan.

Unutmayın belirsizlikler daha çok endişelendirir. Bu yıl bilmediğimiz bir virüsle değil, üzerinde çalışılan, yayınlar yapılan, aşı geliştirmek için çaba harcanan, hastalar tedavi edilen bir virüsle karşı karşıyayız. Biz de ilk kez evde karantinada vakit geçirmeyeceğiz. Tecrübelerimizi uygulamaya koyalım ve endişelerimizden dolayı tedbirsiz davranıp kalabalıklara girip virüse geçit vermeyelim.