Genel

Karabüklü çiftçi, 25 yıldır köylerde kullanılan eski eşya ve aletleri topluyor

- Üç şiir ile 1 araştırma kitabı ve yüzlerce resim tablosu bulunan 74 yaşındaki Fahri Öztürk, Eflani ilçesinde yıllardır topladığı heybe, eyer, bakır kaplar, seferler tasları, çanak çömlek, lambalar ve tarım aletlerini sergilemek için müze kurulmasını istiyor - Öztürk: - "Ben bunları güzel Eflani'me bağışlamak istiyorum ve bir müze kurulmasını arzu ediyorum. Öğrencilere örnek olmak istiyorum"

Abone Ol

KARABÜK (AA) - ORHAN KUZU - Karabük'ün Eflani ilçesinde şiir ve araştırma kitaplarının yanı sıra çok sayıda resim çalışması bulunan 74 yaşındaki Fahri Öztürk, 25 yıldır geçmişte köylerde gündelik işlerde kullanılan eski eşya ve araçları evinde topluyor.

Ortaokul ve liseyi Karabük'te tamamladıktan sonra kazandığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini ikinci sınıfta bırakan Öztürk, askerliğini yapmasından bir süre sonra babasını yalnız bırakmamak için doğup büyüdüğü Eflani ilçesine bağlı Emirler köyüne döndü.

Tarım ve hayvancılığı modern yöntemlerle köylülere aktarmaya çalışan Öztürk, 50 yaşlarında eski eşyaları biriktirmeye başladı. Geçmişte köydeki gündelik işlerde kullanılan heybe, eyer, bakır kaplar, seferler tasları, çanak çömlek, lambalar ve tarım aletlerini toplayan Öztürk'ün evinde yağlı, sulu ve guaj boyayla çizdiği çok sayıda resim bulunuyor.

- "Çöpten aldım, yıkadım büyük bir müzeye dönüştürdüm"

Öztürk, AA muhabirine, köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraştığını ancak 50 yaşına geldiğinde yeni arayışlar içine girdiğini anlattı.

Bu düşüncelerle yaptığı işleri yeterli görmediğini dile getiren Öztürk, "Ben iyi bir ressamım. Karabük Demir-Çelik Lisesi'nde iyi hocalarım vardı. 'Ben bunların hakkını nasıl öderim?' diye resim yapmaya başladım. Şiirlerimi topladım. Şiirlerimi kitaba dönüştürdüm, 3 kitap bastırdım." dedi.

Öztürk, bir süre sonra çevresinde bulunan köydeki gündelik işlerde kullanılan eşyaları da toplamaya başladığını belirterek, "İşte çanak, çömlek, heybe... Sokağa atılan şeyleri topladım, çöpten aldım, yıkadım büyük bir müzeye dönüştürdüm. Aynı zamanda yağlı boya, sulu boya ve guaj boya yüzlerce tablo yaptım. Bu eserler birikti. Odaya sığmaz oldu." diye konuştu.

Çok sayıda şiir yazdığını, Eflani'nin örfünü, adetini, düğünlerini, çocuk oyunlarını, atasözlerini ve deyimlerini içeren kitap hazırladığını belirten Öztürk, Eflani'nin örf adet, gelenek ve görenekleri kitabının 1200 sayfa tuttuğunu, 7-8 sene kaldığı İstanbul'u tanıtmak için de "Metropol Sokakları" isimli kitap yazdığını kaydetti.

Öztürk, köyünden İstanbul'a göç eden vatandaşların evlerindeki antika eserlerin çoğunu çöpe attığına değinerek, "Antika eserler olduğunu anladım ve heybe, eyer, bakır kapları, seferler taslarını, çanakları, çömlekleri topladım. Bunları temizledim. Evimde büyük bir müze oluşturdum." şeklinde konuştu.

Kendisini il ve ilçeden yetkililerin de ziyaret ettiğini anlatan Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:

"Beni desteklediler. Ben daha şevkle çalıştım. Yazdım, çizdim o kadar çoğaldı ki artık evimde bu eserleri koyacak yer kalmadı. Ben bunlardan para da istemiyorum. Bunları güzel Eflani'me bağışlamak istiyorum. Bir müze kurulmasını arzu ediyorum. Öğrencilere örnek olmak istiyorum. Köyde okula giden çocuklar, 'Fahri amca biz senin gibi olmak istiyoruz.' diyorlar. Eflani'mize bir müze istiyorum."