Peribacalarının büyülü diyarı, namı diğer 'Güzel Atlar Ülkesi' ve tabii ki her sabah gün doğumuyla birlikte gökyüzüne süzülen yüzlerce sıcak hava balonu ile Kapadokya'ya hoş geldik; yoksa gezegen mi deseydik?!
Kapadokya'ya adım attığımız ilk an, sıradan bir şehre gelmiş gibi değil de daha çok bir uzay gemisinden iniyor gibiydik. Şehrin tamamını saran peribacaları, kayaların jeolojik tuhaflığı, oyulmuş yer altı şehirleri... Bir dakika! Kapadokya'nın yerden çarpıcı göründüğünü düşünüyorsanız, onu gökyüzünden görene kadar bekleyin.
60 MİLYON YILLIK MİRAS: ZAMANDA YOLCULUK İÇİN KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN
''Nasıl anlatsam, nereden başlasam'' diye beni derde sokan Kapadokya için ilk izlenimimi söyleyeyim. Şöyle düşünün, Kapadokya'da sıradan bir taş otelde kalmak, neredeyse 60 milyon yıl önce 3'üncü Jeolojik mağara yaşamında bir deneyim demektir. Yani demem o ki; modern zamanda zamana yolculuk için güzel bir fırsat.
ŞEHİR BAŞLI BAŞINA COĞRAFİ BİR SANAT MÜZESİ
Kapadokya'nın sırrı, 60 milyon yıl öncesine dayanan coğrafi oluşumlarda saklı. Erciyes Dağı, Hasan Dağı ve Güllüdağ Dağı'ndan fışkıran lav ve küllerin oluşturduğu tabakalar, önce kayalık oluşumlar haline gelmiş, ardından milyonlarca yıl yağmur ve rüzgarla aşınmış ve nihayet günümüz coğrafi oluşumlarını ortaya çıkarmış.
YERİN ÜSTÜNDE OLDUĞU KADAR, ALTINDA DA HAYAT VAR
Kapadokya'da, bazıları bir tünel ağıyla birbirine bağlanan çok sayıda yer altı şehri var. Bu yer altı yerleşimleri, kayaların yumuşaklığı ve esnekliği sayesinde mümkün olmuş. Birçoğu ziyaretçilere açık ancak bölgedeki arazilerin çoğu özel mülk. Bu yer altı şehirlerinde 600 kadar kilise var ve muhtemelen daha pek çoğu henüz keşfedilmemiştir bile.
KAPADOKYA DİYE BİR ŞEHİR YOK
Bölge daha çok Göreme, Ürgüp ve Uçhisar adlı üç popüler ilçe tarafından bilinse de aslında Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış çok büyük bir bölgede konumlanıyor. Yani şunu belirtmekte fayda var ki, Kapadokya diye bir şehir yok. Kapadokya, bu iller arasında kalan bölgeye verilen bir isim.
KAYSERİ'YE UÇUN; DAHA UYGUN
Kapadokya'ya Türkiye'nin her şehrinden otobüs ile ulaşım sağlayabileceğiniz gibi, Nevşehir veya Kayseri'de bulunan havalimanlarını da tercih edebilirsiniz. Bendeniz Nevşehir Havalimanı'nı tercih ederek küçük bir bütçe amatörlüğü yaşadım; çünkü Nevşehir'e Kayseri'ye oranla daha az uçuş bulunduğu için fiyatlar biraz daha pahalı kalıyor. Aklınızda olsun. Kapadokya ve çevresinde gezmek için de ya araç kiralamanız ya da günlük suttle hizmeti almanız gerekecek.
HAYATINIZDA EN AZ BİR KEZ GİTMEYİ KENDİNİZE BORÇ BİLİN
Şimdi gelelim Kapadokya'ya geldiğinizde nereleri ziyaret etmeniz gerektiğine... Aslına bakarsanız bu tuhaf şehre adım attığınız andan itibaren keşfetmeye başladınız bile! Özellikle bir bölgeye gitmeden önce, geçtiğiniz her yerin bir hikayesi olduğuna dikkat edin. Ben onlarca ülkeye seyahat ettim ama bana sorarsanız burnumuzun dibindeki bu doğa harikası bölgeye hayatınızda en az bir kere gidin derim. Balayı destinasyonlarının başında gelse de bu şehir, gerek festivalleri gerek kültürü gerek hikayesiyle 7'den 70'e herkes için davetkar.
'SADECE YATMAYA GİDECEĞİZ' DEDİRTMEYEN TAŞ OTELLER
Konaklama için eğer bütçe konusunda bonkör davranacaksanız 'Cave' otelleri tercih etmenizde fayda var. Şehrin kuru sıcağından kaçıp serinleyebileceğiniz bir Bizans havuzu sizi karşılayabilir; kaldığınız odada gündoğumuyla birlikte balon manzarasına uyanabilirsiniz. Tabii bir de ünlü turistik bölgelere yakınlığı ve suttle servisleriyle de şımartılmaya layık oluyorsunuz. Her nerede kalacak olursanız olun, oyulmuş taş evlere inşa edilen bu oteller size unutulmaz bir mağara deneyimi sunuyor; her yerde bulamazsınız.
NEVŞEHİR ÜZÜMÜ YE BAĞINI SORMA
Şehirdeki volkanik manzara konuksever görünmese de mineral bakımından zengin bu topraklarda önemli sebze ve meyveler yetişiyor. Bakınız patates ve üzüm dendi mi aklınıza Nevşehir gelsin. Üzüm demişken, Kapadokya Anadolu'nun en önemli bağcılık alanlarından biri ve hala birçok verimli bağ ve şarap imalathanesine sahip. Ürgüp'ten de biraz kabak çekirdeği cepleyin. Çok lezzetli!
UÇAN BALON AŞKINA TURİST BEREKETİ
Kapadokya'ya hiç gelmemiş olsanız bile hemen hemen hepimizin burası hakkında bir fikri var: tabii ki gökyüzünde uçan balonları! Klişe Kapadokya fotoğraflarının manzarası, turistin kartpostal hatırası, düğün fotoğrafçılarının stüdyosu, fenomenlerin en havalı Instagram postları... Sabah 5'te balonların kalkış yapacağı bölgeye gelmeniz gerekiyor. O kalkış anlarını kaçırmak istemezsiniz. Balona binme konusuna gelirsek; fiyat veremeyeceğim çünkü bu konu sezon ve tur ile doğrudan değişken bir etken. Ben Fethiye'de yamaç paraşütü deneyimimden sonra balonun beni kesmeyeceğini düşünerek, bir de korona dolayısıyla 20 kişi ile yakın temasta bulunmamak adına balona binmedim. Sabah uçuşlarında inanılmaz Kapadokya gün doğumu ziyafeti isteyenler hiç düşünmesin bile.
BALON FESTİVALİ İÇİN GERİ SAYIM
Kapadokya yılın her dönemi milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamasını, kuşkusuz göz kamaştıran doğal oluşumlarına borçlu. Gelgelelim bu bölgenin ünlü festivalleri de şehrin kendisi kadar cezbedici. Balon Fest Kapodakya 28-29-30 Ağustos 2021 tarihlerinde gerçekleşti bile. 2'incisi gerçekleşen uluslararası etkinliğe Türkiye’nin yanı sıra İspanya ve Portekiz’den özel şekilli balonlar katıldı. Yüzlerce ateşlenen balon gökyüzüne süzüldü; bize de fenomen fotoğraflar çıktı. Etkinliği kaçıranlar hiç üzülmesin; Ürgüp Uluslararası Bağ Bozumu Ve Balon Festivali de 10 Eylül de gerçekleşecek. Meraklısıysanız geç olmadan ona gidersiniz.
NERELERİ GEZELİM
GÖREME AÇIK HAVA MÜZESİ
Peribacası, peribacası, daha çok peribacası... İrili ufaklı yüzlerce peribacası... Neredeyse her kaya bloğunun oyularak ibadet, yaşam ve öğreti alanlarına dönüştürüldüğü, her alanında kutsallığın sanatla birleştiği bu vadi, 1985 yılında Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmiş. Gidip, gezerek keşfetmenizi öneriyor, diğer rotama geçiyorum.
İKMAN CARPET GALERIA
Burası geleneksel motiflerle bezeli halıların sergilendiği bir galeri; halı galerisi. Benim uydurduğum bir diğer ismiyle Instagram fotoğraf stüdyosu. İkman Carpet'a geliyorsunuz; 100 TL giriş ücreti var. İçeri girdikten sonra 5 saniye bakınca fotoğraf çekilme aşkı geliyor. İşte İkman ticareti de burada başlıyor. Hemen yan tarafınızda geleneksel kostümler var. Bu elbiseleri kiralayıp 15 dakika fotoğraf çekilmenin bedeli de yine 100 TL. ''Değer mi?'' derseniz fotoğraflara bakıp siz karar verin.
CAPPADOCIA HORSE RANCE/ YILKI ATLARI
Kapadokya bir başka ismiyle 'Güzel Atlar Ülkesi' demek. Peki nerede bu güzel atlar? Size iki rota vereceğim; biri devasa bir at kafilesi ile karşılaşacağınız Yılkı Atları; diğeri ise naçizane bir at çiftliği: Cappadocia Horse Rance. Vahşi Yılkı atları bir tür Anadolu yarış atıdır, çoğu bugün Kapadokya'ya çok yakın olan Kayseri Hürmetçi köyünde yaşıyor. 300 kadar vahşi ve yarı vahşi at var. Bölgeye biraz uzak ama şu fotoğrafa baktıkça mesafeler azalıyor.
RED ROSE VALLEY: GÜNÜ BATIRIN
Şu aralar saat 19.00 itibarıyla batmaya başlayan güneşi, şehrin üzerinde yakalayabileceğiniz en güzel rota desem yanlış olmaz. Klişe bir gün batımı manzara alanı değil burası. Biraz önce size, ayaklarınız yerdeyken şehirden etkilenmeden önce gökyüzüne çıkmayı bekleyin demiştim; Kapadokya'nın üzerine doğru çöken o kızıllığın renk şölenininde büyüleneceksiniz. Red Rose Valley girişinde genelde bir araba kuyruğu oluyor; gün batımını kaçırmamak için erkenden gidip minder kapın derim. Yanınıza kahvenizi alın ve güneşin şehrin üzerindeki dansının keyfini çıkarın.
KAYMAKLI YER ALTI KENTİ
Benim şahsen antik kent kalıntıları meraklısı biri olduğum söylenemez; kalıntı taş kentlerle pek aram yoktur ama Kaymaklı Yer altı Kenti beni kendisine oldukça çekti. Müzekart ile giriş yapabildiğiniz bu yer altı şehri için ilk uyarmam gereken konu daracık duvarların arasından eğilerek geçmek zorunda olacağınız. Evet, yer altına inmeye başladığınız andan itibaren dar geçitlerden geçerek şehir hayatını tanımaya başlıyorsunuz; sağınızda kilise, solunuzda bir mutfak, tuhaf bir oturma odası, gizli bir tünel... Zamanında bu yer altı şehrinde yaşamış olan insanların yaşam alanına hayret ederek gezinizi tamamlıyorsunuz. Mutlaka gidin ve görün derim.
SOBESOS ANTİK KENTİ
Sobesos Antik Kenti kalıntıları 2002 yılında bir rastlantı eseri bulunmuş. Kazı çalışmalarında en fazla ilgi çeken bölümler ise çeşitli renkli taşlardan yapılmış mozaikler. Bu mozaiklerde Sivastika, Haç ve Meander denen dönem motifleri dikkat çekici. Çok mu ilgi çekici? Bence değil ama arkeoloji meraklıları için güzel bir deneyim olabilir.
PAŞABAĞ VADİSİ
Evet; burada ne yapıyorsunuz? Kapadokya'ya geldiğiniz ilk andan beri yaptığınız şeyi; Peribacaları arasında geziyor, yürüyorsunuz. Nevşehir ve Göreme Milli Parkı’nın içerisinde bulunan Paşabağı Vadisi, Göreme yolundan ilerlendiğinde Zelve’ye varmadan hemen önce konumlanıyor. Vadide size geçmişten kalan üzüm salkımları ve kütükleri, kuş sesleri eşlik ediyor. Güzel bir ambiansı var.
IHLARA VADİSİ / GÜVERCİNLİK
Kapadokya‘nın en önemli ve popüler gezi yerlerinden birisi olan Ihlara Vadisi, yaklaşık 100 metre derinliğinde ve 10 kilometre uzunluğunda, son derece etkileyici ve güzel bir kanyon. 4. yüzyılda başlayan yerleşim ile yeşilin her tonunun gözlemlenebildiği vadi, kayalara oyulan kiliseler ve kendine has doğal oluşumları ile oldukça ünlü bir yer. Vadiyi yukarıdan görünce ilk etapta büyülenmiş gibi oluyorsunuz. Sonrasında ise vadiye inmek için fantastik ve etkileyici bir merdiven faslı başlıyor. Tabana kuvvet diyelim...
UÇHİSAR KALESİ
Uçhisar, Kapadokya’nın her yerinden görülen en büyük ve en güzel peribacası. Kalenin zirvesi Kapadokya’nın kuş bakışı görüleceği tek yer diyebiliriz. Güvercinlik Vadisi’nden, Avanos’a doğru tüm vadiler, Ortahisar Kalesi, Göreme Beldesi, Göreme Açıkhava Müzesi, Kılıçlar Vadisi, Kızılçukur, Güllüdere, Çavuşin, Boztepe, Aktepe, Avanos, yani bütün Kapadokya ayağınızın altında. Uçhisar Kalesi'nde günbatımını izlemek, vadilerin aldığı kızıllıktaki atmosferi seyretmek insana ayrı bir keyif veriyor.
OLD GREEK HOUSE: ASMALI KONAK
Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay'ın bir zamanlar reytingler kırdığı Asmalı Konak dizisini izlemiş miydiniz? Az çok hepimiz ismen de aşinayız. Bu dizinin çekim beşiği Ürgüp'teyiz. Dizi karakteri Dijle'nin odasına kadar ziyaret edebileceğiniz Asmalı Konak'ı birebir ziyaret ettik. Bu taş konakta şu an Old Greek House adında 2 ailenin işlettiği bir restoran var. Şahane ev yemekleri, şahane bir karşılama bekliyor sizi. Yemeğinizi yedikten sonra üst kata çıkarak konağı gezebilirsiniz.