Geçmişi 19. yüzyılın sonlarına dek uzanan Alsancak Tekel Fabrikası, aslına uygun restorasyon, renovasyon ve yeniden inşa çalışmalarının ardından, İzmir’in kültür sanat yaşamına yön verecek nitelikte yeni nesil bir kültür sanat merkezine dönüştü.
Yaklaşık 140 yıllık tarihiyle kentin en önemli endüstriyel miraslarından olan fabrikanın atıl durumdaki binaları yeniden işlevlendirilerek geleceğe kazandırıldı; tarihi fabrika, İzmir Kültür Sanat Fabrikası adıyla kapılarını bu kez kültür ve sanata açtı.
Modern müzecilik anlayışı ile yeniden tanzim edilen müzeleri, zengin koleksiyonlarıyla çocuk ve gençlerden her yaştan yetişkin okuyucu ve araştırmacıya kadar toplumun her kesimine hitap eden kütüphaneleri, kültür sanat atölyeleri, açık hava etkinliklerine de uygun olan geniş peyzaj ve rekreasyon alanıyla, İzmir’in yeni cazibe merkezi olmaya aday İzmir Kültür Sanat Fabrikası, kentin tarihi belleğinin korunmasına yardımcı olurken, geleceğin dünyasını inşa edeceklere de kaynaklık etmeye devam etmektedir.
Ülkemizin ve İzmir’in kültür sanat dünyasına açılan pencerelerinden biri olan, bünyesinde verdiği hizmetlerle, toplumun sanatsal, kültürel, eğitsel ve sosyal ihtiyaçlarına yanıt veren özgün ve yenilikçi bir kültür sanat merkezi olarak konumlanan İzmir Kültür Sanat Fabrikası, kent insanının kültür, sanat ve doğa ile buluşmasını sağlamakta, tüm kentliler ve kenti ziyaret edenler için keyifli bir buluşma alanı olarak öne çıkmaktadır.
Zengin bir tarım potansiyeline sahip olan ve Batı Anadolu’nun en önemli çıkış limanı özelliğini taşıyan İzmir’de, 16. yüzyıldan 19. yüzyıl ortalarına kadar uzanan süreçte, genellikle tarım ürünleri ihracatının gerektirdiği sanayi faaliyetleri göze çarpar. 19. yüzyılın ikinci yarısında ticaret hacmindeki hızlı büyümeyle birlikte, İzmir’in sanayi yaşantısında da önemli gelişmeler olur. İplik fabrikası, havagazı fabrikası, su fabrikası, sigara fabrikası gibi birçok büyük sanayi işletmesi açılır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun, İngiltere ve Fransa ile yapmış olduğu ticaret antlaşmaları neticesinde, 1838 yılından itibaren bu iki ülkeye tabi yabancı tüccarlar da İzmir’e yerleşmeye başlar. 1881 yılında imparatorluğun dış borçlarının kapatılması amacıyla Düyûn-u Umûmiye İdaresi kurulur ve damga, alkollü içki ve tütünden alınan tüm vergiler iç ve dış borçlar için ayrılır. 1884’te, idarenin bir işletmesi olarak kurulan Régie de Tabacs (Tütün Rejisi) tütün tekelini alır ve büyük fabrikaların kurulması yönündeki politikaya bağlı olarak aynı yıl üç fabrikayı projelendirmeye başlar. Bu üç projeden biri de Alsancak Sigara Fabrikası’dır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan yalnızca iki yıl sonra, 1925’te, Tütün Rejisi devlet tarafından Fransızlardan satın alınır; Reji’nin tüm hak ve yükümlülükleri devlete devredilir. 1930 yılında çıkarılan “Tütün İnhisarı Kanunu” ile uzun yıllar Türkiye’de alkol ve tütün ürünlerinin tek üreticisi ve dağıtıcısı olarak faaliyet gösteren TEKEL’in ilk adımları atılmış olur. Cumhuriyetin ilk yıllarında aktif kullanılan ve 1940’lı yıllarda üretim grafiği yükselen Alsancak Sigara Fabrikası, 2004 yılına dek TEKEL’in bir işletmesi olarak üretim faaliyetlerine devam eder. Fabrika yerleşkesinde olan binalar ise 1979, 1985 ve 2007 tarihlerinde yayımlanan farklı Koruma Kurulu kararları ile tescillenir.
Müze İKSF – Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nın kimliği olan ve tarihi Alsancak Tekel Fabrikası’nın tam merkezinde üretim merkezi olarak kullanılmış en büyük yapı, aslına uygun yapılan titiz restorasyon ve renovasyon çalışmalarının ardından Müze İKSF – Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak yeniden düzenlenmiştir.
7.240 m²’lik iki katlı yapının zemin ve birinci katında arkeolojik, ikinci katında ise etnografik eserler sergilenmektedir. Bölgeye ait altın, metal, mermer, pişmiş toprak, taş, cam eserlerle birlikte yöreye özgü tarihi tekstil ürünleri ve yazmaların da sergilendiği müze, yeni nesil müzecilik anlayışını yansıtan tematik sergileriyle her yaştan ziyaretçiyi asırlar öncesine uzanan keyifli bir tarih ve kültür yolculuğuna davet etmektedir.
İzmir Resim ve Heykel Müzesi
9 Eylül 1952’de, Bruno Taut tarafından bugün Kültürpark içinde bulunan Maarif Vekaleti binasında galeri olarak ziyarete açılan İzmir Resim ve Heykel Müzesi, 1973’ten 2022’ye dek Konak’taki binasında ziyaretçilerini ağırlamıştır. Bölgede etkili olan 30 Ekim 2020 tarihli depremin ardından yeniden Kültürpark içine taşınan ve 25 Mart 2022’de hizmete başlayan müze, Nisan 2023’te İzmir Kültür Sanat Fabrikası içinde yeniden kapılarını sanatsever ziyaretçilerine açmıştır.
Tarihi Alsancak Tekel Fabrikası’nın en büyük ikinci binası olan ve aslına uygun titiz restorasyon ve renovasyon çalışmalarıyla yeniden ayağa kaldırılan yapıda ziyaretçilerini karşılayan İzmir Resim ve Heykel Müzesi, sanat tarihi açısından oldukça zengin koleksiyona sahiptir. Koleksiyon Tanzimat Dönemi’nden günümüze önemli bir seçki sunar.
Müzede, Şeker Ahmet Paşa, Halil Paşa, Mülazım Remzi, Sülayman Seyyid Bey, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Namık İsmail, Şevket Dağ, Zeki Kocamemi, Mahmud Cuda, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nurullah Berk, Cemal Tollu, Abidin Elderoğlu, Nuri İyem, Fahrelnisa Zeid, Mubin Orhon, Sabri Berkel, Neşet Günal, Turan Erol, Adnan Çoker, Halil Akdeniz, Neşe Erdok, Devrim Erbil gibi önemli ressamların eserlerinin yanı sıra Turgut Pura, Kuzgun Acar, Zühtü Müridoğlu, Ali Hadi Bara, Ferit Özşen, Sadi Öziş gibi heykel sanatçıları ile Füreya Koral, Bingül Başarır, Mustafa Tunçalp, Mehmet Tüzüm Kızılcan gibi seramik sanatçılarının da önemli yapıtları sergilenmektedir.