Hadrianus Kapısı’ndan içeri girin
130 yılında İmparator Hadrianus’un gelişine ithafen yaptırılan Hadrianus Kapısı ayrıca Üç Kapılar adıyla da biliniyor. Antalya’nın tarihi bir simgesi olan bu kapı, eski şehrin kalbine açılıyor. Beyaz mermerden yapılmış, çeşitli kabartmalarla ve oymalarla süslenmiş bu kapının sizi bir süre etkilemesine izin verin. Daha sonra kapıdan içeri girin ve dar sokakları takip edin. Kaleiçi sokaklarında keyifli adımlar atacak ve şehrin tarihi atmosferini hissettirecek eski evlerle karşılaşacaksınız. Geleneksel mimariyi hayranlıkla seyrederek ilerlediğiniz bu yolculukta kısa süreliğine kaybolacaksınız.
Kesik Minare’yi yakından görme zamanı!
Korkut Cami’nin kendisinden daha meşhur olan bir minaresi var. Bunun sebebi minarenin bir bölümünden sonrasının olmaması. Minare bu görünümünden ötürü Kesik Minare olarak nam salmış. Minarenin bu ilgi çekici şekli 19. yüzyılda çıkan bir yangın sonucu hasar görmesinden kalmış. Antalya’da Türklere ait ilk cami olarak da bilinen Korkut Cami aslında Romalılar tarafından inşa edilen bir kiliseymiş. Uzun yıllar boyunca ibadet yeri olan bu kilise II. Bayezid’in oğlu Şehzade Korkut tarafından camiye dönüştürülmüş.
Zamanı bir de saat kulesinden öğrenmelisiniz
Şu an nereye baksak saati görüyoruz ve oldukça sıradan bir şey olduğunu düşünüyoruz. Ancak düşünsenize eskiden saati göstermesi için kocaman kuleler yapılıyormuş. Bu kuleler artık şimdiki zamanı değil geçmişi gösterdiği için değerli. Dolayısıyla tarihi bir semti ziyaret ediyorsanız oranın saat kulesini de görmeniz gerekli. Kaleiçi’ndeki Saat Kulesi 20. yüzyılın başında Küçük Sait Paşa tarafından Sultan II. Abdülhamid için yapılmış. Kare biçimindeki kule şık bir biçimde duruyor. Saatleri ve kadranları yenilenmiş olsa da orijinal çanını hâlâ koruyor.
Hıdırlık Kulesi’nin tarihteki rolünü bulabilir misiniz?
Antalya’nın tarihinden bugüne kalan en eski yapılardan biri de Hıdırlık Kulesi. Bu kulenin 2. yüzyılda yapıldığı düşünülüyor. Kulenin üst bölümlerinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yapılmış onarım izlerine rastlanıyor. Kulenin yapılış nedeni de tam olarak bilinmiyor. Tarihteki önemli birinin mezarı olabileceği yönünde görüşler mevcut. Bu görüşlerin nedeni kulenin iki girişinde de balta şeklinde oymaların yer alması. Bir başka görüşe göre kule bir zamanlar deniz feneriymiş. Antalya’ya yaklaşan gemileri izleme görevini üstlenmekteymiş. Denize bu kadar yakın olduğu için bu varsayıma da hak verilebilir. Eskiden kilise olarak kullanılmış olabileceğini söyleyenler de var. Kim bilir belki de haklılar.
Deniz havası için Antalya Marina’ya!
Antik kaynaklara göre bu eski yat limanı korsanların elindeymiş. Antalya’ya yaklaşan gemileri kötü bir sürprizle karşılayan korsanlar yağmaladıkları gemilerden elde ettikleriyle geçinirmiş. O zamanki adının Korykos olduğu biliniyor. “Kaya Kovuğu” anlamına gelen bu isim adını etkileyici doğal falezlerden alıyor. 1980’li yıllarda restore edilen ve bu restorasyonla Altın Elma ödülü kazanan Kaleiçi Marina mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri. Ferah deniz havası eşliğinde yatları, surları ve tarihi evleri izlemek epey keyifli.
Yivli Minare ve Mevlevihane ilginizi çekecek
Koyu mavi seramiklerle yapılmış külahıyla dikkat çeken Yivli Minare Cami, adını 8 olukla süslenmiş minaresinden alıyor. 13. yüzyılda yapılan cami Selçuklu Dönemi’nin ilk İslami eserlerinden biri olarak gösteriliyor. Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılan Yivli Minare’nin yerinde daha önce bir Bizans Kilisesi varmış. Külliyenin içinde ayrıca Mevlevihane, medrese ve iki de türbe yer alıyor. Bugün Devlet Güzel Sanatlar Galerisi olarak hizmet veren camiyi ziyaret ederek içinde sergilenen eserlere yakından bakabilirsiniz.
Story ayağınıza geldi!
Yazımızın öne çıkan bölümlerini sosyal medya hesaplarınızda paylaşmak için hazırladığımız görselleri indirebilirsiniz. Bunun için Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonlarınızla paylaşmak istediğiniz story’nin üzerine basılı tutun ve gelen menü aracılığıyla görseli akıllı telefonunuza kaydedin veya paylaşın.