Çok sayıda çocuğun yüreğine sevgiyle olduğu kadar eğitim dili ile de dokunan değerli bir insan ve başarılı bir hocadır Yaşar Korkmaz.

Yaşar Hocamın;  “insanı yönünü” yakından, “eğitimci yönünü” ise talebesi olan dostlarımdan biliyorum.

Şu gerçeğin altını daha makalenin başında çizmek isterim;

Bizim nesil, sadece kendi derslerine giren hocalara saygı ve sevgi göstermezdi, Çayeli’ndeki her okulda görev yapan Hocalara da saygıyı eksik etmezdi. 
Bu durum gerçekten çok önemsediğim bir davranış tutumudur.

Yaşar Hocamız Çayeli İmam Hatip Lisesinde görev yapmasına rağmen, sosyal hayatımızda bizim de kalbimize dokunmasını bilmiş çok değer verdiğimiz bir insandı. 

Konuyla direk ilgili olduğu için Türk Dilinin yılmaz savunucusu olan Nihad Sami Banarlı’nın Türkçenin Sırları isimli dev eserinden, “Ata, Hoca ve Öğretmen” başlıklı makalesinden bir paragraf almak istiyorum. 

“Türkler bizzat hoca kelimesini, Farisi’deki hece kelimesindeki mana ve kutsiyetle kullanmış, eski Türkçe üstad adam, mukaddes adam manasındaki koca kelimesinin bir devamı olarak yaşatmışlardır. Bu kullanış, bugün Türklüğünü muhafaza eden topluluklar ve aileler arasında hala aynı kuvvetle yaşar… Hoca adam tabiri, hala, bir saygı ve kıymet ifadesi halinde, bütün vatan dilinde canlıdır…”

Bizim gözümüzde daima “Hoca Adam” olan Yaşar Korkmaz, bizim neslin gördüğü iyi insan ve değerli hocalardandı. Makaleyi yazarken Yaşar Korkmaz’ın unvanına öğretmen değil Nihad Sami Banarlı’nın nasihatine uyarak hoca ifadesini kullanacağım. 

Bugün takdir edersiniz ki hocalık mesleğinin oluşmasında gereken ciddiyet ve hassasiyet gösterilmediği gibi, o eski ideal ve idealist hoca tipi de eğitim dünyasından çekilmek üzeredir!

Yinede çok haksızlık yapmak istemem; Yaşar Hoca gibi idealist eğitimciler yeni neslin içinde çok az sayıda olsa da vardır ve var olmaya devam edecektir.
Hem; “Türk bayrağının dalgalandığı her yerde görev yapmaya hazırız” diyen idealist hocalarımız olmazsa halimiz nice olurdu!

Yaşar Korkmaz Hocamız bugün emekli olmasına rağmen, bulunduğu her yerde bıkıp usanmadan iyiyi ve güzeli anlatmaya devam ediyor.
İlk orta ve Lise tahsilini Çayeli’nde yaptığım için, bu yıllar boyunca ilçemize gelen hemen hemen her okuldaki hocaları tanıma fırsatım oldu.
Bazılarını bire bir tanıyamamış olsam da, onların okuttuğu talebe arkadaşlarımızdan “nasıl bir hoca olduğunu” onlardan öğrenme fırsatımız oluyordu.

Bir eğitimcinin kalitesinin ve kalibresinin; sınıfta işleri ne kadar kolaylaştırdığı ve öğrencilerin ilgisini ne kadar çektiği ile ilgili olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
İyi bir eğitimcinin en iyi özelliklerinden birisinin; öğrencileri ile ilgili kurduğu yakın ve samimi diyalog olduğunu tecrübelerim ışığında söyleyebilirim.
Çayeli’nde devam eden eğitim hayatım boyunca kendisini tanımama rağmen çok yakından diyalogum olmamıştı Yaşar Hocamla.

Onun görev yaptığı İmam Hatip Lisesindeki talebeleri vasıtasıyla daha çok tanımıştım.

Nihayet Çayeli Lisesi de bittikten sonra hayata atıldık, o sıralar Yaşar Hocamızı daha yakından tanımaya başladık.

Hocamızı daha yakından tanıyınca; 
Öğrencinin ihtiyaç duyduğu bilginin yanında, bir ömür boyu onu hayata hazırlamak için çırpınan, yeteneklerini keşfeden ve de “insanlık bilgilerinin” öğrenciye verilmesi konusunda çok hassas bir insan olduğunu gördüm. 

Türk gençleri sevdikleri, saydıkları eğitimcilere ve genel anlamda da insanlara “hocam” diye hitap etmeyi çok sever. Yaşar Hocam bu hitabı sonuna kadar hak eden bir değerimizidir.

Toplumun hocalar konusundaki ortak kanaatidir; 

Bir eğitimci ders verdiği talebelerinin yeteneklerini görüp değerlendiremiyorsa o iyi bir eğitimci değildir!

Bugün Yaşar Korkmaz gibi hocaların hala öğrencileri tarafından güzel hatırlanmasının altında, eğitim yıllarından kalma “başarılı bir hoca ve güzel bir insanın” yaklaşımlarının büyük payı vardır.

İyi bir eğitimcinin insanların gözünden kaçan en önemli özelliklerinden biriside onun eğitim verdiği talebelerini değerlendirme çabası ve becerisidir.

Yaşar Hocamız, bitmek bilmeyen enerjisiyle “iyi insan yetiştirmek” hususunda öğrencileri nezdinde sağlıklı değerlendirmeler yaptığı için bugün yetiştirdiği öğrencilerinin kalplerinde büyük bir yer edinmiştir.

Son olarak çok önemli gördüğüm şu tespitimi yapmak isterim Yaşar Korkmaz Hocamızla ilgili.

Bugünden dünü bakınca, Yaşar Hocamızın en önemli vasıflarından birisinin genç yaşından beri “olgun” yani “şahsiyet sahibi bir kişiliğe” sahip olduğudur.

Hocalık mesleğinde “şahsiyet sahibi olmak” aynı zamanda güzel insanlar yetiştirmek demektir!

Zira çocukluk ve ergenlik çağında okula devam eden talebeler, duygusal iniş-çıkışlar yaşar bu süreçte.

Öğrenciler bu süre zarfında deneyimli, anlayışlı ve kesinlikle “şahsiyet sahibi” olan hocalara ihtiyaç duyarlar.

Bu yüzdendir ki; Yaşar Korkmaz Hocamız, eğitim hayatı boyunca, tutarlı davranışları, öğrencilerini gelişmeye açık tutan bir zihinsel duruşa teşvik etmesi nedeniyle, bugün hala okuttuğu talebeleri tarafından hayırla yâd edilen bir değerimizdir. 

Yaşadığı cemiyete faydalı olmak için, öğrencisine olan saygısını, öğretmeye olan aşkını, hiç bitmeyen enerjisini ve “şahsiyet sahibi bir kişiliğe” sahip olduğunu bildiğim ve yeni yetişecek olan “eğitimcilerin” kendisini örnek almasını istediğim “Türk Dili ve Edebiyatı Hocamız” Yaşar Korkmaz;  “Çayeli’nin Hikâyesi” içinde çok özel ve çok değerli bir yere sahiptir.

Kaynak: HABER MERKEZİ