İlim, bilim, bilim insanı ne kadar önemliymiş hayatımızda. Pandemide değerlerini biraz daha öğrenebildik mi acaba? Hala farkındalığı olmayanları, bilimi yok sayanları duymak, bilmek de üzücü, gurur duyduğumuz başarılarımızın yanında.
Doğuştan itibaren öğrenmeye başlıyoruz ve her geçen üstüne yeni bilgileri ekliyoruz. Hatta “Anne karnında öğrenmeye başlıyoruz” diyen bilim insanları var. Tat almak, bunlardan biri. Bebeğin her öğrendiği sevindirir anneyi, babayı. İlk yaşında gördüklerini, duyduklarını öğrenen bebek sonra dil gelişimiyle sormaya başlar. “Bu ne? Bu ne?” diye sorar. Hem merakını giderir hem de aldığı cevaplarla öğrenir. Ardından da ”Niçin?” sorusunu sormaya başlar. Kimi ebeveyne heyecan verir çocuğunun her sorusu, kimi ebeveyn ise sıkılır, cevaplamak istemez, hatta çocuğunun sormasını engellemeye çalışır. Soru sormasını engellenen çocuklarda merak duygusu da kaybolur zamanla. Gördüğü, duyduğuyla yetinir. Soru soran çocuk okula başladığında öğretmenine de sormaya devam eder. Çevresine bakarken de araştırıcı gözlerle bakar. Sorunları görmeyi de öğrenir. Sorun çözmek önemli ama proje geliştirmek için önce sorunu görmek gerekir. Ne yazık ki; bu konuda eksiklerimiz var. Çocukları meraklı, soru soran, araştıran, sorumluluk alan bireyler olarak yetiştirmemiz lazım.
Korona günlerinde ilaç, aşı bekliyoruz. Bizim ülkemizdeki bilim insanları geliştirsin, bizim ülkemizde üretilsin, dünyaya bizim ülkemizden satılsın istiyoruz. Bunun için bilim insanı yetiştirmeli, ar-ge yatırımı yapılmalı, üretim teşvik edilmeli. Bunlar da ülke politikası olmalı. Çabalıyoruz, yapmaya çalışıyoruz ama işin içinde olanlar bir yerlerde eksikler olduğunun farkında. İşte o konulara eğilmeli çözmeliyiz. Aileler, eğitimciler, ülke politikaları zinciriyle daha güçlü bir geleceğimiz olabilir. Zincirin her halkası güçlü olmalı ki; sonuç başarılı olsun. Yoksa bireysel çabalarla istediğimiz sonuca ulaşamaz, bireysel başarılarla yetinmekle kalırız.
Biruni, İbni Sina (Avicenna), Harezmi, İbn Haldun, Râzî batıya karşı övündüğümüz, pek çok alanda başarılı İslam Dünyasının bilim insanları. Başardıkları bile anlatmakla bitmez. Ortak yanlarından biri felsefeyle ilgilenmiş olmaları. Sordukları sorulara felsefi cevaplar vermekle kalmamışlar, araştırmışlar, bulmuşlar, uygulamışlar. Övünmenin yanında nasıl başardıklarını da incelememiz gerekmez mi?
Zorunlu eğitimin olduğu, çocukların öğrenmesi için fırsatlar üretildiği günümüzde Yunus Emre’nin dizeleri ayrı bir anlam buluyor bende. Sadece sınıf geçme, sınavda başarma yetmez bizler için. Kendini, çevresini bilme yolunda çabalayan, araştıran nesiller yetiştirmemiz lazım.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır.”
Yunus Emre