Sayın Cumhurbaşkanı yanında bir cep telefonu taşıyor mu bilmiyorum.
Büyük ihtimalle telefon özel kalemindeki görevlilerdedir.
Böyle düşünerek devam edelim.
Tarih 25.12.2017 Saat:15.25
Cumhurbaşkanı’nın telefonu çalmaktadır.
Telefonu Cumhurbaşkanına götüren görevli
-Efendim Sayın Abdullah Gül bey arıyorlar.
Telefon açılır.
Sayın Gül telefonun bir ucundan hissedilecek sıcak yüz ifadesine ekli sıkıntılı ses tonuyla konuşmaya başlar.
-Selamun aleykum Reis
-Ve aleykum selam Abdullah bey kardeşim.Nasılsın iyisin inşallah.
-Şükürler olsun Reis. Bu 696 sayılı KHK deki 15 Temmuz direnişçilerinin hukuki bir takibata maruz kalmamaları ile ilgili düzenleme var ya.O düzenlemede yanlış yorumlanmaya müsait bir durum var.Bu konu yanlış anlama konusunda art niyetli olacakların da kullanabilecekleri bir konuya dönüşebilir.O konuda KHK yı hazırlayan arkadaşların dikkatini bir çekmek hayırlı olur diye düşünüyorum.
-Öylemi ya.Yanlış anlaşılacak bir durum olduğunu sanmıyorum.İstişare ettiğimizde arkadaşların ifade ettikleri ve nihai olarak karar verdiğimiz içerik itibariyle bir sorun yoktu.
-Hayır elbette düzenlemenin bütününden iyi niyetli olduğu anlaşılmaktadır.Lakin yazım tekniği açısından bir ucu açık bir muğlaklık algılanabilir gibi geldi bana.Hatta bende seni aramadan önce bir bakın dedim hukukçulara.İstenirse böyle bir yorum çıkıyor dediler.Hassas bir dönemden geçiyoruz.Niyet iyi olsa da yanlış anlaşılmalara sebep olmamak lazım.Gözden de kaçmış olabilir.
-Elbette bir bakmakta fayda var.Ben bunun gözden geçirilmesi hususunda arkadaşlara bir talimat vereyim.
-Teşekkür ederim.Ayrıca bir kaç hususta da bazı çalışmalarım var inşallah en kısa sürede bir araya geliriz.
-Çok iyi olur. İç ve dış gündem çok yoğun. şöyle bir, adeta eski günlerde olduğu gibi bir baş başa vermeliyiz Abdullah bey kardeşim.
Ve samimi temennilerle telefon görüşmesi biter.
Şimdi olmasını temenni ettiğim bu diyaloğun gerçekleşmemesi üzerine aradan geçen 7 dakika sonra Sayın bir önceki Cumhurbaşkanı,bu sıfatından kaynaklanan sorumluluk gereği “uyarı“ mahiyetindeki aşağıdaki tweetleri atar.
“15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne karşı arkasına bakmadan sokağa çıkıp direnen kahraman vatandaşlarımızı koruma amacıyla çıkartıldığını düşündüğüm 696 sayılı KHK’nın yazımındaki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir.”
“İlerde hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğini ümit ediyorum.”
Diyalog gerçekleşmediği için “kaygı”ve üzecek”gibi kelimlerin tweette yer alması kaçınılmaz olur herhalde.
Şimdi konuyu nasıl devam ettireceğimiz meselesi bir sorun olarak karşımda duruyor.
Sayın Gül neden böyle yaptın?Bu uyarınız tüm kamuoyu ile paylaşıldığında “uyarı olmak”niyeti ve sıfatı zaafa uğramadı mı?Hem böyle hassas bir dönemdeyiz.Neden “kaygı” gibi bu hassaslığı artıracak kelimeler seçiyorsun.Sadece bu konu ile bağlı kalmayarak Sayın Gül,Sayın Erdoğan değil midir seni bütün makamlara önermede ve destekleme de hiçbir beis görmeyen.Ve bir çok şey daha.Sana en zor zamanda kol kanat geren diye devam eden.Zaten fitne azgınlaşmış kol geziyor öyle değil mi Sayın Gül?
Sayın Cumhurbaşkanı ise Sayın Gül’ün bu konudaki tutumunu Afrika gezisi dönüşü “üzücü” daha sonraki Kastamonu mitinginde ise “yazıklar olsun” diye değerlendirdi.Bu değerlendirmelerinde “dava arkadaşlığı” hassasiyeti vurgusu yakıştırmaların ruhunu oluşturdu.
Bu konu üzerinden kamu oyu ve basın sosyal medya gündemi o günden beri meşgul ediyor.
Yine en ağır kavramlar yakıştırmalar değerlendirmeler.
Ama vatandaşlar bizler çok üzülüyoruz bu durumlara.
Sizler ki bir araya geldiğiniz ve milletin önüne çıktığınızda fısıltılarınızın samimiyetiyle umut oldunuz ve çok işler yaptınız..
Sayın Gül,mütebessim ve mütevazılığın oluşturduğu kararsız enaniyetiniz konusunda bende sizi uyaracak bir tweet atmak istiyorum sanki.İçimden öyle geliyor nedense.
Sayın Cumhurbaşkanımız zor günlerin ve eski günlerin ahtırından kaynaklanan asabiyetinize şifa niyetine sabırlar eklersiniz diye dua etmekteyiz.Belki size ulaşmayan düşünceler de geliştirmekteyiz.(Şahsen uygun bir dil ve samimiyetle ifade edemediğimiz bir konuda olmamıştır.)
Bir öneri ile bitirelim.Sayın Elitaşın izniyle ve diyelim ki;
Sayın Gül her ne olursa olsun herhangi bir şekilde Cumhurbaşkanlığına aday olmayacağınızı açıklamalısınız.Bu millet nezdinde özelde Ak Parti nezdinde zihinsel karışıklığı önlemiş olacaktır.
Varsayalım ki; Sayın Cumhurbaşkanı yok karşınızda buna rağmen bu milletin başkaca Cumhurbaşkanı olacak evlatlarının önünü ölümüne kadar kapatacak mısınız.Bu itikadi bir anti demokratlık olmaz mı?
Sayın Gül ve Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın haftada en az bir kez görüşmesi ve yurt dışı gezilerinin önemli olanlarında yanında yer alması beni ve dostları sevindirir.Ve sevmeyenleri üzer.
Ve uyarıdan sonra tabi olmak düşer Gül’e de dikene de.
Ve iki dava arkadaşına da Duha suresini okuyarak dua edelim temennisiyle.