Iğdır'ı ziyaret etmek, Anadolu'nun bu özel köşesindeki yaşamın ritmini hissetmek ve bu toprakların sunduğu sayısız güzellikleri keşfetmek demek. Iğdır’ı keşfe çıkmadan önce Iğdır’a seyahat edecek olanların en çok sorduğu birkaç soruyu senin için yanıtladık.
Iğdır’da ne yenir?
Iğdır seyahatin sırasında bozbaş, ekşili eirşte, ayran aşı, kavurma, kaygana, kete, tandır şiş, sütlü pilav, patlıcan reçeli ve taş köfte gibi lezzetlerin tadına bakmadan dönmemeni öneriyoruz.
Iğdır’dan hediye olarak ne alınır?
Iğdır seyahatin sırasında sevdiklerine ve kendine şehre özgü olan kaya tuzu lambası, sarıkök, nabat şekeri ve yün çorap almanı öneriyoruz.
Iğdır’a hangi ayda gidilir?
Iğdır’ı tam olarak keşfetmek için bize göre en güzel zamanlar ilkbahar ve sonbahar ayları.
1. Iğdır Kalesi
Iğdır (Korhan) Kalesi, Türkiye’nin doğusunda, Ağrı Dağı’nın eteklerinde yer alan tarihi ve turistik bir mekan. Kale, Urartu, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Kale, iki kademeli sur duvarları, su sarnıcı, burçlar ve kale içindeki yapı kalıntıları ile görülmeye değer bir eser. Kale, aynı zamanda Iğdır şehrinin ilk kurulduğu yer olması nedeniyle de öne çıkıyor. 1640 yılında meydana gelen depremde yıkılan kale terk edildi ve şimdiki Iğdır şehri kuruldu. Iğdır (Korhan) Kalesi’ni ziyaret ettiğinde, hem tarihi bir atmosferde gezinti yapabilir, hem de Ağrı Dağı’nın muhteşem manzarasını seyredebilirsin. Kale, savunmaya elverişli bir konumda olduğu için, kervan ticaret yolunu kontrol edebiliyordu. Kale, ayrıca Timur’un İspanya kralına gönderdiği elçi Clavijo tarafından da görüldüğü ve anlatıldığı da biliniyor. Yapı, Iğdır’ın kültürel mirasının bir parçası olarak korunuyor.
Iğdır (Korhan) Kalesi’ne ulaşmak için, Iğdır şehir merkezinden Suveren Köyü’ne giden yolu takip etmek gerekiyor. Kaleye çıktığında, seni büyüleyici bir tarih ve doğa karşılayacak. Dolayısıyla bu güzel yeri mutlaka görmelisin.
2. Iğdır Kervansarayı
Iğdır Kervansarayı, Harmandöven köyünde bulunan tarihi bir yapı. Selçuklu döneminden kalan bu kervansaray, 13. yüzyılın sonlarında Sürmeli Emiri Şerafeddin Ejder tarafından yaptırıldı. Bu nedenle Ejder Kervansarayı olarak da anılabiliyor. Kervansaray yaptırıldığı dönemde, Batum, Ani ve Doğu Beyazıt kervan yolları üzerinde önemli bir konaklama ve ticaret merkezi olmayı başardı. Kervansarayın mimarisi, kale görünümünde dikdörtgen bir plana sahip. Kuzey ve güney uzun kenarlarında yarım silindir şeklinde beşer adet destek kulesi bulunuyor. Kervansarayın girişi, üç odalı bir şahınla sağlanıyor. Girişin arkasında, üç nefli kapalı bir hol yer alıyor. Hol, üçgen şekilli pandatifler üzerinde oturan dört manastır tonozuyla örtülü. Kervansarayın içinde, hayvanların barındığı ahır, kervancıların dinlendiği odalar, mescit, hamam, kuyu ve ocak gibi bölümler bulunuyor. Kervansarayın duvarları, farklı taş işçiliği örnekleriyle süslü.
Iğdır Kervansarayı, günümüzde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alındı. Kervansaray, ziyaretçilere açık olup, Selçuklu kültürü ve sanatı hakkında bilgi edinmek isteyenler için ilgi çekici bir yer. Kent ziyaretinde bu harika yapıyı görmen gerekiyor.
3. Taş Bina
Iğdır’daki Taş Bina, merkeze yakın konumda yer alan tarihi ve kültürel miraslarından birisi. 19. yüzyılda Baltık mimari tarzında inşa edilmiş olan bu bina, sivil konut mimarisinin güzel bir örnekleri arasında yer alıyor. Kırmızı renkli taşlarla yapılmış olan bu bina, Kurtuluş İlköğretim Okulu karşısında yer alıyor. Taş Bina, geçmişte farklı amaçlarla da kullanıldı. Bir dönem okul olarak hizmet veren daha sonra hastane binası olarak kullanılan bina, 2006 yılında koruma altına alındı. Ancak halen restorasyona ihtiyaç duyduğu da bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Binanın içi gezilebilir, ancak yapının eski olması nedeniyle dikkatli olmak gerekiyor. Binanın içindeki odalar, tavanlar ve duvarlar, Baltık mimarisinin özelliklerini yansıtıyor. Önünde, Taç Kapı adı verilen bir giriş kapısı bulunuyor. Bu kapının da aynı mimari tarz göz önünde bulundurularak yapıldığı biliniyor.
Taş Bina, Iğdır gezisi sırasında uğrayabileceğin ve görmek isteyeceğin bir yapı. Bu bina, ilçenin tarihine ve kültürüne tanıklık etmiş, birçok anıya ev sahipliği yaptığı için oldukça önemli. Taş Bina, Iğdır’ın gizli kalmış bir hazineleri arasında yer alıyor.
4. Karakale Harabesi ve Hanı
Iğdır’ın Tuzluca ilçesinde bulunan Karakale Harabesi, tarihin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak biliniyor. Ermenistan sınırında iki vadinin arasındaki sarp kayalar üzerinde yükselen bu harabe, Selçuklular tarafından 12. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş. Birkaç sur ve iki büyük kuleden oluşan bu yapı, Urartulara veya daha eskilere dayandığı söyleniyor. Dünyanın ilk fuarı burada yapıldığı iddia ediliyor. 1664 ve 1840 yıllarında meydana gelen depremlerle büyük zarar gören Karakale Harabesi, bugün tarihi bir miras olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Kalenin içerisinde Karakale Hanı da bulunuyor. Hanın ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor, çünkü üzerinde herhangi bir kitabe yok. Ancak, Karakale harabeleri birçok kaynakta geçiyor ve burası eski bir şehir merkezi olarak kullanılmış. Hanın da bu şehrin bir parçası olduğu düşünülüyor. Karakale Harabesi ve Hanı, günümüzde ciddi anlamda zarar görmüş durumda. Sadece bazı duvar kalıntıları ve temelleri görülebiliyor. Hanın planı ve ölçüleri de belirsiz, çünkü iç taraftaki yapılar birbirine karışmış durumda. Ancak yine de Iğdır’ın tarihine ışık tutmak için burayı ziyaret etmek faydalı olabilir.
5. Tuzluca Tuz Mağaraları
Tuzluca Tuz Mağaraları, Iğdır’ın en ilginç ve güzel yerlerinden biri. Burası, 55 dönümlük bir arazide, tuzdan oluşan devasa bir dağın içinde yer alıyor. Türkiye’nin 100 yıllık tuz ihtiyacını karşılayabilecek kadar çok tuz var burada. Ama sadece tuz değil, aynı zamanda sağlık da var. Tuz mağaralarının içindeki hava, solunum yolu hastalıklarına çok iyi geliyor. Astım, bronşit, alerji gibi rahatsızlıkları olanlar, burada tuz terapisi alarak rahatlayabilirler. Tuz mağaraları, aynı zamanda tarihi bir öneme de sahip. Burası, Med, Pers, Urartu ve Ermeni gibi birçok medeniyetin tuz ihtiyacını karşıladığı bir yer. İspanyol bir elçi, 15. yüzyılda burayı ziyaret ettiğinde, dağın tepesinde bir kale ve tuz kayaları gördüğünü yazmış. Tuz mağaralarını ziyaret etmek için, Iğdır şehir merkezinden Tuzluca ilçesine gitmeniz gerekiyor. Buradan da Cumhuriyet mahallesine ulaşabilirsiniz.
Mağaraların içinde, tuzdan oluşan çeşitli galeriler ve odalar göreceksiniz. Bazı yerlerde tuz kristalleri ışıldıyor. Bazı yerlerde ise tuzdan heykeller ve süslemeler var. Burası, hem gözünüze hem de ciğerinize hitap eden bir yer. Tuzluca Tuz Mağaraları, Iğdır’ın saklı bir cenneti. Burayı mutlaka görmenizi tavsiye ederim.
Giriş ücreti
-
30 TL
Açık olduğu saatler
-
Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık.
6. Aslanlı Kulesi
Iğdır’daki Aslanlı Kulesi, il tarihinde ayrı bir öneme sahip olan yapılar arasında yer alıyor. Bu kule, Iğdır ilinin Tuzluca ilçesine bağlı Aslanlı köyünün 1.5 km kuzeybatısında, bir tepenin üzerinde bulunuyor. Küçük boyutlu bir kale olan Aslanlı Kulesi, çevresine hakim bir konumda olması nedeniyle zamanında savunma amaçlı kullanıldı. Kalede çok az sayıda seramik bulunmuştur ve yer yer sur izleri görülebiliyor. Aslanlı Kulesi, ismini üzerinde bulunan aslan kabartmalarından alıyor. Bu aslanlar, Anadolu’nun eski uygarlıklarından Hititlerin sanat anlayışına göre yapıldığı biliniyor. Aslanlar, güç ve bağımsızlığın sembolü olarak kabul ediliyor. Aslanlı Kulesi, Hititlerin yanı sıra Urartular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar, Safeviler ve Osmanlılar gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Kale, aynı zamanda Nuh Peygamber’in gemisinin Ağrı Dağı’na oturduğuna ve Nuh’un da burada yaşayıp öldüğüne inanılan bir yer olması nedeniyle ayrı bir önem kazanıyor. Aslanlı Kulesi, Iğdır’ın en ilgi çekici tarihi mekanlarından birisi. Burası, hem eski uygarlıkların izlerini taşıyan hem de dini bir atmosfer sunan bir yapı. Aslanlı Kulesi’ne geldiğinde tarihin derinliklerine yolculuk yapabilir, aslan kabartmalarını yakından inceleyebilir ve Nuh Peygamber’in hayatına dair bilgiler edinebilirsin. Ayrıca, Aslanlı Kulesi’nin bulunduğu tepe, Ağrı Dağı’nın muhteşem manzarasını seyretmek için de ideal bir noktalar arasında yer alıyor.
7. Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi
Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi, Türkiye’nin en yüksek anıtı olarak dikkat çekiyor. Bu anıt Türk şehitlerini sembolize etmek ve onların hatırasını yaşatmak amacıyla inşa edildi. Anıt, beş kılıçtan oluşan bir yapıya sahip. Kılıçların kabzalarında farklı tarihi devirlerin askerleri tasvir edildi. Bunlar Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye askerleri olarak biliniyor. Anıtın etrafı yeşil alan ve park olarak düzenlendi. Yapının içinde ise bir müze de bulunuyor.
Açık olduğu saatler
-
Her gün 08.00-17.00 saatleri arasında açık.
8. Hakmehmet Ziyaretgahı
Hakmehmet Ziyaretgahı, Iğdır’ın merkez ilçesine bağlı bir köyde bulunan tarihi ve kültürel bir yer. Burası, Mevlana Celaleddin Rumi’nin dostu ve hocası olan Şemsi Tebrizi’nin kardeşi olduğu söylenen Hakmehmet’in mezarının yer aldığı bir ziyaret alanı olarak biliniyor. Hakmehmet Ziyaretgahı, Şemsi Tebrizi’nin izini sürmek isteyenler için önemli bir durak haline geldi. Hakmehmet Ziyaretgahı’na gittiğinizde, burada birçok tarihi eserle karşılaşabilirsin. Ziyaretgahın içinde ise, Hakmehmet’in mezarının yanı sıra, onun soyundan gelenlerin ve bölgede yaşamış diğer önemli kişilerin mezarları da bulunuyor. Bu mezarlar, bölgenin kültürel çeşitliliğini yansıtıyor. Ziyaretgahın bahçesinde ise, birçok ağaç ve çiçek görebilirsin. Burası, doğa ile iç içe bir huzur ortamı sunuyor.
Hakmehmet Ziyaretgahı, Iğdır’ın en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi. Buraya geldiğinde hem tarihi hem de manevi bir atmosfer yaşayabilirsin. Ziyaretgah, özellikle Şemsi Tebrizi’nin ölüm yıldönümü olan 26 Aralık’ta, birçok kişi tarafından ziyaret ediliyor. Burayı görmeye geldiğinde, hem tarihe hem de ruhunuza bir yolculuk yapmış olursun.
9. Karakoyunlu Kalesi
Karakoyunlu Kalesi, Karakoyunlu ilçesinde bulunan tarihi ve kültürel bir zenginlik. Kale, Urartu döneminden kalma bir yapı olup, kayalıklar üzerinde yükseliyor. Yapı, Karakoyunlu Devleti’nin başkenti Tebriz’e yakın bir konumda bulunması açısından da önem kazandı. Karakoyunlu Kalesi’ni ziyaret edersen, hem tarihi hem de doğal güzellikleri görebilirsin. Kale, Ağrı Dağı’nın kuzey eteğinde yer alır ve muhteşem bir manzara sunar. Yapı, aynı zamanda bir yerleşim alanı ve bir nekropol alanı olarak da kullanıldı. Yerleşim alanında bol miktarda seramik buluntusu yer alıyor. Karakoyunlu Kalesi, Iğdır’ın gizli kalmış bir hazineleri arasında yer alıyor. Buraya gelerek, hem Urartu hem de Karakoyunlu kültürlerini tanıyabilir, hem de Babek’in izini sürebilirsin. Kale, seni tarihin derinliklerine götürecek ve doğanın gücüne hayran bırakacak.