Genel

Gaziantep Gezilecek Yerler (Haritada İşaretli 38 Nokta)

Kökenleri günümüzden binlerce yıl öncesine dayanan, zengin mutfak kültürüne sahip, halkının Kurtuluş Savaşı’nda işgal ordularına karşı verdiği mücadeleyle adeta destan yazan Gaziantep gezilecek yerler açısından da konuklarının kalbini fethetmeyi kolayca başarıyor.

Abone Ol

Tarihi boyunca farklı kültürlerle etkileşim içerisinde olması, kentin her açıdan zenginleşmesini sağlamış. Doğal güzellikleri ise zaman içerisinde gezginlerin favorileri haline gelmiş. Uzatmadan Gaziantep‘te gezip görülmesi gereken en önemli yerler hakkında detaylara geçelim…

Gaziantep Gezilecek Yerler Listesi

Gaziantep gezilecek yerler rehberi boyunca ülkemizin gastronomi başkenti Gaziantep’te gezip görülmesi gereken en önemli 38 yer hakkında çok detaylı bilgiler paylaşacağım.

Şehirde gezip görülecek tüm önemli yerlerin harita konumlarını ise topluca yazı devamındaki Gaziantep gezilecek yerler haritası bölümünde bulabilirsiniz.

1. Zeugma Mozaik Müzesi

Gaziantep gezilecek yerler listenizin ilk sırasına, kentin tarihi hakkında en detaylı bilgileri bulabileceğiniz Zeugma Mozaik Müzesi’ni yazabilirsiniz.

Hatay’daki türdeşi kurulana kadar alanında dünyanın en büyüğü olma özelliği taşıyan kültürel tesis, 2011 yılında kapılarını ziyaretçilerine açmış. Tekel’in eski fabrika arazisi üzerinde yükselen müzede, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergileniyor.

Müzenin sergi alanlarının büyük bölümü, kapladıkları toplam alan 3 bin metrekareyi bulan mozaiklere ayrılmış. Bu eserler içerisinde en yoğun ilgiyi, tesisin adeta simgesi haline gelmiş olan “Çingene Kızı” görüyor.

Gezintiniz esnasında ayrıca farklı tasarımları ile dikkat çeken Roma çeşmelerini, sütunları, heykelleri, stelleri ve lahitleri yakından inceleyebilirsiniz.

2. Gaziantep Kalesi

Kentin tarihine yönelik mekânlardan bahsederken Gaziantep Kalesi’ne de mutlaka değinmek gerekiyor.

Asırlara meydan okuyan askeri yapının, Allaben Deresi’nin güneyindeki bir tepe üzerine günümüzden 6 bin yıl önce inşa edildiği düşünülüyor. Ancak kalenin Roma zamanından itibaren önemli bir gözlem noktası haline geldiği biliniyor.

İnşasının belirsizliğinden dolayı hakkında yıllar içerisinde türlü hikâyeler türetilen kale, şimdiki görünümünü Bizans devrinde kazanmış. Kanuni’nin Osmanlı tahtında olduğu dönemde ise kapsamlı yenileme çalışmaları gerçekleştirilmiş.

12 adet kuleye sahip kalenin bitişiğinde sizleri Kurtuluş Savaşı’na odaklı Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi bekliyor.

3. Zincirli Bedesten

Tarihi atmosfere sahip bir yerde alışveriş yapmaktan hoşlanıyorsanız, kaleyi ziyaretinizi tamamladıktan sonra rotanızı Zincirli Bedesten’e çevirebilirsiniz.

Yerel halktan birine bedesteni sorduğunuzda,18. yüzyılda Darendeli Hüseyin Paşa tarafından inşa ettirilen yapıdan “Kara Basamak Bedesteni” ismiyle bahsettiğini fark edebilirsiniz.

Tarihi çarşı ayrıca “Et Hali” adıyla da anılıyor. Çünkü yapı, uzun süre boyunca kasaplara ev sahipliği yapmış. Hatta bedestenin bir bölümü yangın sonucunda kullanılamayacak hale gelene kadar adliye olarak kullanılmış.

Tek katlı bedestende, toplam 73 dükkân bulunuyor. Günümüzde bu mekânlarda, baharat ve hediyelik eşya satışına odaklı işletmeler faaliyet gösteriyor. Bu dükkânlarda alışveriş yapmadan önce birkaç dakikanızı güney kapısında yer alan ve Kusuri tarafından yazılan kitabeye ayırabilirsiniz.

4. Gaziantep Bakırcılar Çarşısı

Otantik ürünler için bedestene ek olarak Gaziantep Bakırcılar Çarşısı’na da gezi programınızda yer verebilirsiniz.

Kökenleri 500 yıl öncesine dayanan bakır işlemeciliğinin en nadide örneklerini bulabileceğiniz çarşıyı oluşturan dükkânların inşa tarihi ne yazık ki bilinmiyor. Ancak mimari özellikleri göz önünde bulundurularak birçoğunun yapımının 19. yüzyılda gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.

Hanlar Bölgesi’nin en çok ziyaretçi çeken kısımlarından biri konumundaki çarşıda bulunan tek katlı dükkânları dolaşırken aynı zamanda kentte asırlar boyunca kök salmış esnaf kültürüne dair de ilgi çekici detaylarla karşılaşabilirsiniz. Hatta birçok işletmede, bakırların nasıl işlendiğini ilk elden deneyimleyebilirsiniz.

5. Emine Göğüş Mutfak Müzesi

Kentin mutfak kültürünün zenginliğini tanımayı amaçlıyorsanız, Emine Göğüş Mutfak Müzesi’ni Gaziantep gezilecek yerler listenize dâhil edebilirsiniz.

Tamamen yöresel mutfağa odaklı kültürel mekân, kalenin güneyine 1904 yılında inşa edilmiş olan Göğüş Konağı’nda faaliyet gösteriyor. Tabii haliyle gastronomi tutkunları kadar mimariye ilgi duyan bireylere de paha biçilemez detaylar sunuyor.

Ülkemizin gastronomi odaklı ilk müzesini gezerken bastık, sucuk, mırra gibi yöreye özgü lezzetlerin yapımının betimlendiği bölümleri yakından inceleyebilirsiniz.

Yalnız müzede, günlük hayata dair ritüellerin dışında yerel halkın hala bağlı oldukları piknik ve düğün geleneklerine dair kapsamlı tanıtımlara da yer verilmesi gayet hoş olmuş.

6. Rumkale

Gezi programınızı oluştururken yalnızca kent merkezindeki mekânlarla sınırlı kalmayın. Zira bu noktaya dikkat etmezseniz, Rumkale gibi önemli yapıları es geçmiş olursunuz.

Tarihi yapı, Nizip ilçesine bağlı Kamışlı köyünün sınırları içerisinde yer alıyor. Antik dönemlerde “Şitamrat” adıyla anılan kale, M.Ö. 855 yılında Asurlular’ın eline geçmiş. Daha sonraki dönemlerde ise kale sırasıyla Haçlılar, Memlükler ve son olarak Osmanlı hâkimiyeti altına girmiş.

Kalenin en önemli özelliği, kayaların yontulması ile inşa edilmiş olması. Yapı, bir zamanlar hendekle çevriliymiş. Ancak Birecik Barajı’na ait gölde su seviyesi yükselince oluşan yarımadanın ucunda kalmış.

Askeri yapının bulunduğu noktaya, köyden ulaşım gayet rahat bir biçimde gerçekleştirilebiliyor. Bu yöntem dışında alternatif bir seçenek arayışına girerseniz, Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesinden kalkan gezi teknelerinde de yerinizi alabilirsiniz.

7. Tarihi Antep Evleri (Bey Mahallesi)

Siz de benim gibi yerel mimariye ilgi duyuyorsanız Tarihi Antep Evleri’ni, daha doğrusu Bey Mahallesi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Yüksek duvarları sayesinde insana günlük hayatın karmaşasından uzakta kalma fırsatı veren tarihi konutlar, genelde iki katlı inşa edilmiş. Bölgedeki birçok köklü yerleşimde olduğu gibi Gaziantep’teki yapılarda da taş işçiliği dikkat çekici boyutlarda. Üstelik bu sayede yazın en sıcak günlerinde bile evlerin içi serin kalabiliyor.

Antep Evleri’nin alt katlarında, mahremiyete bir hayli önem verilmiş. Üst katlara ulaşım ise dıştan merdivenle sağlanıyor. Bölgedeki dar sokakları arşınlarken ayrıca farklı pencere tiplerine sahip evlerle karşılaşabilirsiniz. Bu farklılık, ev sahibinin dini görüşünü simgeliyormuş.

8. Şahinbey Milli Mücadele Müzesi

Sizin de bildiğiniz üzere I. Dünya Savaşı’nın ardından başlayan işgal yıllarında ve Kurtuluş Savaşı döneminde Antep halkı, dünyada eşi benzerine az rastlanabilecek kahramanlık hikâyelerine imza atmış.

Eğer kente “Gazi” unvanı verilmesine neden olan bu döneme ilişkin bilgi dağarcığınızı genişletmek isterseniz, birkaç saatinizi Şahinbey Milli Mücadele Müzesi’ne ayırabilirsiniz.

2017 yılında kapılarını ziyaretçilerine açan müzede, döneme ışık tutan sergi alanları kronolojik sıraya bağlı kalınarak oluşturulmuş. Milli Mücadele döneminde kullanılan silahlar ve yazılı materyaller, müzenin bu bölümünde en çok ilgi gören nesneler olarak öne çıkıyor.

Kültürel tesisin alt katına indiğinizde ise döneme dair gündelik yaşamı betimleyen canlandırmaları görebilirsiniz. Mağaradaki atmosfer, hareket edebilen mankenler sayesinde gayet gerçekçi hale gelmiş.

9. Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi

Kent kültürünü detaylıca tanımak adına ziyaret edebileceğiniz bir diğer mekân olan Bayazhan Gaziantep Kent Müzesi, 2009 yılında hizmet vermeye başlamış.

Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği proje kapsamında kente kazandırılan müze, adını bünyesinde faaliyet gösterdiği tarihi binadan alıyor. Bu bina, tütün ticareti ile uğraşan Bayaz Ahmet Efendi tarafından 1909 yılında inşa ettirilmiş.

Müzede, kentin tarihine ek olarak ekonomisini, mutfak kültürünü ve doğal güzelliklerini anlatan multimedya kaynakları bulunuyor. Sergi alanlarının bir kısmı ise Gaziantep’in el sanatları konusundaki zenginliğine vurgu yapan tematik alanlar olarak düzenlenmiş.

Multimedya gösterimlerini izledikten ve tematik alanları gezdikten sonra dilerseniz müze bünyesindeki lokantaya geçip yöresel lezzetlerin tadına bakabilirsiniz.

10. Gaziantep Botanik Bahçesi

Kent merkezindeki kalabalıktan biraz uzaklaşıp sessiz bir yerde dinlenmek isterseniz, Gaziantep Botanik Bahçesi’ne gidebilirsiniz.

Açık havada vakit geçirmekten zevk alan gezginlerin genelde Gaziantep gezilecek yerler listelerinin ilk sıralarına yazdıkları botanik bahçesi, 2009 yılında kurulmuş. Çoğu türdeşi gibi burada da eğitim faaliyetleri ön planda tutuluyor.

Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışmaların sürdürüldüğü botanik bahçesi, çocuklara hitap eden derslik dışında 9 tematik alandan oluşuyor. Huzurlu birkaç dakika geçirmek niyetindeyseniz Zen, Su Bitkileri ve Japon bahçelerine yönelebilirsiniz.

Tıbbi ve Endemik Bitkiler Bahçesi ise yeni türler keşfetmek adına tesiste gezilebilecek en ideal yer konumunda.

11. Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi

Bey Mahallesi’nde ziyaret edilmeye değer yerlerin başında gelen Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi, 2013 yılında ziyarete açılmış.

Ülkemizde kurulan dördüncü oyuncak müzesinin faaliyet gösterdiği tarihi eve yönelik yenileme çalışmaları, 2010-2011 yılları arasında gerçekleştirilmiş. Çalışmanın tamamlanmasının ardındansa Sunay Akın gözetiminde koleksiyonun toplanması safhasına geçilmiş.

Mağara kısımları da dâhil olmak üzere beş kattan oluşan binada, 1700-1990 yılları arasında üretilmiş el ve makine yapımı oyuncaklar sergileniyor. Dokuz farklı tema alanına yayılmış bu enfes koleksiyon, büyük yaştakilerin anılarını canlandırıyor.

Çocuklar ise sergi alanlarını gezerken bir yandan eğleniyor, diğer taraftan oyuncakların tarihçesini öğrenme fırsatı buluyor.

Oyuncakların bulunduğu tematik alanları gezdikten sonra mutlaka “Dünya Çocukları” isimli mağara galerisine inmenizi tavsiye ederim. Zira burada, 24 farklı ülkenin yöresel kıyafetleri ve simge yapıları tanıtılıyor.

12. Yesemek Açık Hava Müzesi

Gaziantep söz konusu olduğunda, genelde yemek kültürü ve misafirlerine karşı sıcakkanlı tutum sergileyen yerel halkı ön plana çıkıyor. Ancak kentin tarihinin ne kadar köklü olduğunun da bana göre asla unutulmaması gerekiyor. Tarih denildiğinde ise çoğu deneyimli gezginin aklına hemen Yesemek Açık Hava Müzesi geliyor.

İslâhiye ilçesinin 22 kilometre kadar güneydoğusundaki açık hava müzesi, adını aldığı köy sınırları içerisindeki Karatepe’nin eteğinde yer alıyor. Tarihi yerleşke, M.Ö. 2000’li yılların son çeyreği ile M.Ö. 8. yüzyıl arasında Yakın Doğu’nun en büyük taş ocağıymış. Burada aynı zamanda heykel işlemeciliği de yapılıyormuş.

Asurlular’ın faaliyetine son vermesinin ardından kaderine terk edilen antik yerleşke, 1890 yılında Felix von Lusvhan tarafında keşfedilmiş. 20. yüzyılın ikinci yarısının başlarında Türk ekip tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmaları sonucunda 200 civarında heykel yeniden gün yüzüne çıkartılmış.

Daha sonraki dönemlerde ise bu sayı 300’e ulaşmış ve ardından kronolojik olarak sıraya dizilerek sergilenmeye başlanmış.

13. Gaziantep Hayvanat Bahçesi

Eğer küçük yaştaki çocuklarınızla beraber kentte tatil yapacaksanız, keyifli birkaç saat geçirmek adına Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ne gezi programınızda yer verebilirsiniz.

Burç Ormanı Doğal Hayatı Koruma ve Rekreasyon Projesi kapsamında 2001 yılında hizmete alınan tesis, bin dönümlük alanı kaplıyor. Bu yönden bakılacak olursa hayvanat bahçesinin çoğu ilimizdeki türdeşlerine göre aslında bir tık daha iyi koşullara sahip olduğunu söyleyebilirim.

2015 yılında bünyesinde Safari Parkı’nın açılışı gerçekleştirilen hayvanat bahçesinde, üçü tuzlu su olmak üzere 21 tanka sahip akvaryum bölümü bulunuyor.

Tabii her yaştan bireyin yoğun ilgi gösterdiği tropikal türlere ait tematik alanlar unutulmamış. Hatta tesiste 8 farklı türün yaşadığı bir Maymun Evi de bulunuyor.

14. Gaziantep Hamam Müzesi

Gaziantep, hamamları ile ünlü kentlerimizin başında geliyor. Osmanlı zamanında kentte kök salmış bu kültürün izlerinin peşinde olan gezginler için en dikkat çekici ayrıntılar, Gaziantep Hamam Müzesi’nde görülmeyi bekliyor.

Müze, Lala Mustafa Paşa tarafından 1577 yılında inşa ettirilen külliyenin hamam bölümünde konuklarını ağırlıyor. 2015’teki yenileme çalışmalarının ardından ziyarete açılan müzede; soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümleri orijinal yapısını koruyor. Bu bölümlerdeki atmosferin aslına uygun hale gelmesini sağlayan araç-gereçler, Haluk Perk’in koleksiyonundan alınmış.

Müzenin bir zamanlar ılıklık olarak kullanılan kısmında, sazlı-sözlü eğlenceler betimleniyor. Sıcaklık bölümüne girdiğinizde ise “Şamşırak” geleneğini de bünyesinde barındıran gelin hamamı canlandırmasını detaylıca inceleyebilirsiniz.

15. Elmacı (Almacı) Pazarı

Yerel mutfağın damak çatlatan tariflerine lezzet katan malzemelerden satın almak niyetindeyseniz, rotanızı hiç tereddüt etmeden Elmacı Pazarı’na çevirebilirsiniz.

Eskiden sadece elma ve armut satışı yapıldığı için “Almacı” adıyla da anılan pazar, Kürkçü Hanı ile Bakırcılar Çarşısı’nın hemen karşısında yer alıyor.

250 yıllık tarihi ile kentin en eski çarşısı konumundaki otantik alışveriş merkezinde başta baharatlar, kuru yemiş çeşitleri ve kurutulmuş ürünler olmak üzere çeşitli gıda maddelerinin satışı yapılıyor.

Dükkânların önüne kurulan tezgâhlarda sergilenen ürünler, baştan çıkartıcı bir görünüm ortaya koyuyor. Adını aldığı elmanın bir zamanlar nadir bulunan ve değerli bir ürün olmasına atıfta bulunmak amacıyla ortasında taştan yapılmış figürün yerleştirildiği pazar, aynı zamanda fotoğraf çekimi için kentteki en ideal yerler arasında sayılıyor.

16. Kurtuluş Camii

Sarkis Balyan, genelde İstanbul’daki eserleri ile hatırlanıyor. Ancak Gaziantep’te ziyaret edilmeye değer en zarif yapılardan biri olan Kurtuluş Camii’nin tasarımında da onun imzası bulunuyor. Gotik mimarisi ile dikkatleri üzerine çeken dini yapının inşası ise 1892 yılında Sarkis Taşçıyan gözetiminde gerçekleştirilmiş.

Aslında yapının inşa nedeni şimdikinden oldukça farklıymış. Çünkü tamamlanmasının ardından bölgede yaşayan Ermeniler tarafından kilise olarak kullanılmaya başlanmış. O dönemlerde Meryem Ana Kilisesi ve Surp Asdvadzadzin Katedrali isimleriyle tanınan yapı, 1920’li yıllara gelindiğinde cezaevine dönüştürülmüş. 1980’de ise cami haline getirilmiş.

Camiye dönüştürülmesi esnasında minare biçimini verebilmek adına çan kuleleri yarıya kadar yıkılmış. Bu çalışmalar kapsamında ayrıca yeni bir minarede eklenmiş. 19. yüzyılda Güney Amerika’dan getirilen çanı ise şimdilerde Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

17. Tarihi Gümrük Han

Bozulmadan günümüze ulaşmayı başaran dokusu nedeniyle “Yaşayan Müze” olarak nitelendirilen Tarihi Gümrük Han, tıpkı Bakırcılar Çarşısı gibi el sanatlarına ilgi duyan bireyleri kendisine çekmeyi başarıyor.

Kalenin çevresini saran Hanlar Bölgesi’ndeki en önemli duraklardan biri olan yapı, vakıf kayıtlarına göre 1873-1878 yılları arasında Hacı Ömer Efendi tarafından inşa ettirilmiş. İki katlı yapı, uzun süre boyunca kente ticaret yapmak için gelen şahısları ağırlamış. Şimdilerde ise gezginlere kentin el sanatlarındaki zenginliğini tanıtmak gibi önemli bir misyonu üstleniyor.

2011 yılında gerçekleştirilen yenileme çalışmasının ardından “El Sanatları Üretim ve Satış Merkezi” adıyla ziyarete açılan hanı gezerken gümüş ve bakır işlemeciliği ile kilim, tesbih, yemeni, aba, kutnu, alaca yapımı konusunda paha biçilemez bilgiler edinebilirsiniz. Hatta bazı dükkânlara girdiğinizde birbirinden güzel ahşap oyma ürünlerle karşılaşabilirsiniz.

18. Gaziantep Atatürk Anı Müzesi

Bey Mahallesi’nde ziyaret etmenizi önereceğim kültürel mekânlardan biri olan Gaziantep Atatürk Anı Müzesi, gerek Milli Mücadele gerekse de Cumhuriyet’in ilk yılları hakkında konuklarına değerli bilgiler aktarıyor.

Konukoğlu ailesinin bağışlamasının ardından Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarıyla müze haline getirilen iki katlı ve geniş avlulu Antep evinin bahçesine girdiğinizde, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bey Mahallesi nüfusuna kaydedildiğini belgeleyen nüfus cüzdanı ile kente verilen İstiklal Madalya’sını görebilirsiniz.

Müzenin ana binasında, Atatürk’ün Gaziantep ziyareti sırasında kullandığı eşyalar sergileniyor. Üst katta ise araştırma kitaplığı bulunuyor.

Ek binanın giriş katında, Gaziantep’te düşman işgaline karşı girişilen bağımsızlık mücadelesini anlatan sinevizyon gösterimlerini izleyebilirsiniz. Bir üst kata çıktığınızda da bu döneme şahitlik etmiş önemli şahsiyetlerle yapılmış röportajları dokunmatik ekranlar vasıtasıyla dinleyebilirsiniz.

19. Dülük Antik Kenti

Kent merkezinden 10 kilometre kadar kuzeye ilerlerseniz, Keber Tepesi’ni merkezine alan Dülük Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz.

Tarihe meraklı gezginlerin Gaziantep gezilecek yerler listelerinin vazgeçilmez parçalarından olan antik kent, ilk yerleşimin izleri günümüzden 600 bin yıl öncesine tarihlenen Şarklı Mağarası’na ev sahipliği yapıyor.

Binlerce yıl boyunca aralarında Hititler, Medler ve Persler’in de bulunduğu birçok büyük uygarlığın hâkimiyeti altına giren antik yerleşim alanı, Roma-Suriye kent kültürünün izlerini taşıyan az sayıdaki yer arasında gösteriliyor.

Dülük Köyü sınırları içerisindeki tarihi bölge, Antik Kent ve Kutsal Alan olmak üzere iki ana bölüme ayrılıyor. Yakın dönemde gerçekleştirilen kazı çalışmaları sırasında büyüleyici güzellikteki taban mozaiklerinin bulunduğu antik yerleşim bölgesinde en yoğun ilgiyi ise Anadolu’da bir ilk olma özelliği taşıyan Dülük Mitras Tapınağı görüyor.

20. Gaziantep Arkeoloji Müzesi

Zeugma Antik Kenti’nde bulunan mozaiklerin uzun süre boyunca sergilendiği Gaziantep Arkeoloji Müzesi, 1944 yılında kurulmuş. Bir süre Halkevi’nde faaliyet gösteren kültürel tesis, önce Nuri Mehmet Paşa Camii’ne taşınmış. Takvimler 1969’u gösterdiğinde ise şimdiki yerinde tarih tutkunlarını ağırlamaya başlamış.

Müze, Alt Paleolitik ve Cumhuriyet dönemleri arasında kalan geniş zaman dilimine odaklanıyor. Tesisin 3.500 metrekarelik teşhir alanında, arkeolojik eserlere ek olarak jeolojik kalıntılar da sergileniyor. Fosil ve kayaçlar arasından en yoğun ilgiyi Maraş Fili çekiyor.

Müzenin zemin katını gezerken Dülük Antik Kenti’nden getirilen eserleri yakında inceleyebilirsiniz. Bir üst katta ise Hellenistik ve Roma dönemlerinden günümüze ulaşan nesneler yer alıyor.

Bu katta ayrıca Zeugma Antik Kenti’nde gün yüzüne çıkartılan kil mühür baskıların bir bölümü ile Osmanlı eserlerini inceledikten sonra Hitit Uygarlığı’ndan izler taşıyan parçalarla dolu bahçeye geçebilirsiniz.

21. Tarihi Tahmis Kahvesi

Ziyaretlerle geçen yoğun bir günün ardından kahve keyfi yapmak isterseniz, Tarihi Tahmis Kahvesi’ni tercih edebilirsiniz.

Adı “Kahvenin dövüldüğü yer” anlamına gelen mekân, Mevlevihane Tekkesi’ne gelir getirmesi amacıyla Mustafa Ağa bin Yusuf tarafından 1635-1638 yılları arasında inşa ettirilmiş çok hoş bir binada hizmet veriyor.

Uzun yıllar boyunca “Löküslü” ve “Tömbekici” adlarıyla anılan mekânda, kahve eskiden cevizden imal edilmiş büyük dibeklerde dövülerek içime hazır hale getirilirmiş. Tarihi atmosferini büyük oranda korumayı başarmış kahvehanede üretim şimdilerde makineleşmiş. Buna karşın çeşitlilik de bir hayli artmış.

22. Panorama 25 Aralık Müzesi

Kalenin hemen yanı başındaki kullanılmayan askeri lojmanların yerine inşa edilen Panorama 25 Aralık Müzesi, Gaziantep halkının düşman işgaline karşı gösterdiği kahramanca direnişi anlatan çalışmaları bünyesinde barındırıyor.

Modern mimarisi ile dikkatleri üzerine toplayan kültürel tesisin kurulması esnasında Panorama 1453 Müzesi’nden bir hayli ilham alınmış. Hatta odak noktasında, tıpkı İstanbul’daki türdeşindekine benzer şekilde direnişi betimleyen büyük boyutlu yağlı boya çalışma bulunuyor. Bu çalışmaya ek olarak detaylı bir maket de müzede görülmeyi bekliyor.

Müzeyi gezerken mutlaka Atatürk’e adanmış özel bölüme zaman ayırmanızı tavsiye ederim. Bu kısım dışında ayrıca Gaziantep’in düşman işgalinden kurtulmasında büyük paya sahip gazilerin aileleri tarafından bağışlanan tarihi belge ve eşyaları da inceleme fırsatı bulabilirsiniz.

23. Hasan Süzer Etnografya Müzesi

Bey Mahallesi’nin Arnavut kaldırımı kaplı dar sokaklarını çevreleyen evlerden birinde faaliyet gösteren Hasan Süzer Etnografya Müzesi’nde, yerel halkın yaşam tarzını merak edenlerin ilgisini çekebilecek detaylara yer veriliyor.

1985 yılında iş insanı Hasan Süzer tarafından satın alınan ve restore edilerek müzeye dönüştürülen 3 katlı yapının giriş bölümünde iş odası bulunuyor. Eskiden kadınlar, evin bu bölümünde gergef işleme gibi aktivitelerle uğraşıyormuş. Günümüzde ise bu ritüel, aslına uygun tarzda giydirilmiş mankenler aracılığıyla gezginlere tanıtılıyor.

Antep halkının gelenekleri ve görenekleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için mutlaka üst kata da çıkın. Zira asıl önemli detaylar, evin mimari açıdan çok daha gösterişli olan bu katında sergileniyor.